Arama


kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #183
kambis - avatarı
Ziyaretçi
REFLÜ NEDİR?
Halk arasında Mide Reflüsü olarak bilinen Gastro Özofageal Reflü hastalığı mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Reflü, asitli mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin yok olmasından kaynaklanır. Erişkinlerin yaklaşık %20'sinde reflü görülmektedir.

Mide içeriği midenin salgıladığı hidrojen iyonu nedeniyle belirgin derecede asittir. Eğer onikiparmak barsağından mideye doğru safra geri akımı varsa mideden yukarı çıkan içerik hem asit hem de safra içerir. Alkali özellikli olan safra da mide asidi gibi yemek borusunun tahrişine neden olur. Reflü hastalığı, asitli ve/veya safralı mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini asitten ve/veya safralı mide içeriğinden koruyamaması nedeniyle oluşur.

Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen bir kapak mekanizması vardır. Reflü hastalarında en sık görülen özellik bu mekanizmanın gevşekliğidir. Bu durum sıklıkla mide fıtığıyla birlikte yaşanır. Mide boşalım bozukluğu ya da bozulmuş yemek borusu hareketi bu hastalığı tetikleyen diğer nedenlerdir.

Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna çıkmasını engelleyen iki mekanizma vardır.

KELEPÇE MEKANİZMASI
Kelepçe mekanizması, mide içeriğinin yemek borusuna çıkmasını kasların bir kelepçe gibi sıkılmasıyla engeller. Sağlıklı bir kelepçe mekanizması şu şekilde işler;
Normal durum Mide içeriği yukarı doğru hareket eder Kelepçe mekanizması çalışır

KAPAK MEKANİZMASI
Kapak mekanizması, mide içeriğinin yemek borusuna çıkmasını kasların bir kapak gibi kapanmasıyla engeller. Sağlıklı bir kapak mekanizması şu şekilde işler;

Normal durum Mide içeriği yukarı doğru hareket eder Kapak mekanizması çalışırREFLÜ ŞİKAYETLERİ NELERDİR?
Hastalarımızın en sıklıkla başvurduğu şikayet mide yanmasıdır.
Bunun yanında göğüste yanma ve ekşime,
Ağıza gelen acı bir tat,
Ağız kokusu,
Özellikle yemeklerden sonra ve tok karna yatıldığında geceleri rahatsız eden şişkinlik, geğirme ve boğulma hissi
Göğüste takılma ve sıkışma hissiyle birlikte kalbe baskı ve çarpıntı hissedilebiliyor.
Derin nefes almada güçlük çekilebiliyor.
İleri aşamalarda da;
kronik farenjit,
kronik sinüzit,
alerjik astım
ve diş çürüklerine gidilen bir süreç yaşanabiliyor.

REFLÜ ŞİKAYETLERİ BAŞKA HANGİ HASTALIKLARI CAĞRIŞTIRIR?

HAZIMSIZLIKLA İLGİLİ OLAN ŞİKAYETLER
  • Şişkinlik, geğirme, midede yanma ve hazımsızlık hissi
  • safra kesesi taşı olan insanlarda
  • Ülseri olan insanlarda
  • Gastriti olan insanlarda
  • görülebilir.
KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI İLE İLGİLİ OLAN ŞİKAYETLER
  • Kronik farenjit
  • Kronik sinüzit
  • Ses kısıklığı
  • Kronik tahriş öksürüğü
GÖGÜS HASTALIKLARI İLE İLGİLİ OLAN ŞİKAYETLER
  • Alerjik astım
  • Kronik öksürük
KALP HASTALIKLARI İLE İLGİLİ OLAN ŞİKAYETLER
  • Çarpıntı
  • Kalpte sıkıntı hissi

REFLÜ TEDAVİSİ
Reflü tedavisinde 4 yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler Reflü'nün şiddetine ve ilerlemesine göre doktorunuz tarafından belirlenmelidir. Yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi ve endoskopik tedavi tip ve evrelerine göre hastalığın iyileştirilmesini sağlayan yöntemlerdir.


YAŞAM ŞARTLARINDA YAPILACAK DÜZENLEMELER
Kişinin yaşamında yapacağı bazı düzenlemeler Reflü hastalığının ilerlemesini engelleyebilir ve kişiyi rahat ettirebilir. Bunlar;

YÜKSEK YASTIKTA YATIN
Yatarken vücudun üst kısmı ile başın yüksekte olmasını sağlayın. Bunun için yastık sayısını artırabilir veya yatağın baş kısmını yükseltebilirsiniz. 25-30 derece diklikte bir açıyla yatıldığında mide içeriğinin yemek borusu ve yutağa doğru yukarı kaçışı azalır.

YATMADANÖNCE BESİN ALMAYIN
Yatmadan 2 saat önce besin almamaya özen gösterin. Midenin içeriğini boşaltma süresi takribi olarak 2-3 saattir. Boş bir mideyle yatmak reflü olasılığını en aza indirir. Bu nedenle yemeklerden sonra bir süre yatmayın ve uzanmayın.

SİGARA ve ALKOL KULLANMAYIN
Sigara asit salgısını uyarıp mide kapakçık basıncını düşürerek reflünün artışına yol açar. Sigara ve alkol kullanmayın.

ASİTLİ İÇECEKLER İÇMEYİN
Kolalı içecekler, kahve, çikolata, yağlı, acılı, baharatlı yiyeceklerden kaçının. Asitli içecekler ve bu tür besinler, mide şikayetlerinin artmasında önemli rol oynarlar ve asit salgısını uyarıp mide kapakçık basıncını düşürerek reflünün artışına yol açarlar.

SAĞLIKLI BESLENİN
Sık ögünlerle az miktarda besin alın. Bir defada çok fazla yemek yerine, sık sık ve az miktarda yemeyi tercih edin. Fazla yemek, mide içi basıncı artırdığından geri kaçışı şiddetlendirir.

DAR KIYAFETLER GİYMEYİN
Karın bölgesini sıkan kıyafetlerden kaçınmalısınız. Kemerinizi çok sıkmamaya hatta mümkünse kemer kullanmamaya çalışın.

FAZLA KİLOLARINIZDAN KURTULUN
Düzenli spor yaparak ve dengeli beslenerek fazla kilolarınızı vermeye çalışın. Kilolu insanlarda karın iç basıncı daha yüksek olduğundan reflü yakınmaları artabilir.


İLAÇ TEDAVİSİ
Asit baskılayıcı ilaç tedavisi, mide içindeki asit salgılama miktarını kontrol altına alır ve yukarı doğru çıkan mide asit miktarının düşmesini sağlar. Buna karşın ilaç tedavisi, safra reflüsü (alkali reflüsü) üzerinde etkili değildir. İlaç tedavisine rağmen safra yukarı çıkmaya devam eder ve yemek borusunu tahriş eder. Bu nedenle ilaç tedavisi sırasında bile yemek borusu tahrişi devam edebilir.

Reflü yakınması olan insanlarda başlangıçta mutlaka uygulanan ilaç tedavisi, reflü şikayeti olan insanların %80'ini rahatlatmakla birlikte reflünün kökeni olan mekanik bozukluğu ortadan kaldırmamakta ve tamamen tedavi etmemektedir. Bu nedenle ilaç tedavisini bırakan reflü hastalarının %90'ında aynı yakınmalar kısa süre içinde tekrar başlamaktadır.

İlaç tedavisinde 3 farklı yöntem bulunmaktadır;

PROTON POMPA BASKILAYICI İLAÇ TEDAVİSİ
Bu tür ilaçlar Proton pompa inhibitörleri olarak adlandırılır. Proton pompa baskılayıcı tedavi, midenin asit salgılama miktarını kontrol altına alır ve yukarı doğru çıkan mide asit miktarını duşürür.

ALJENİK ASİT İÇEREN İLAÇ TEDAVİSİ
Aljenik ilaç tedavisiyle yemek borusunun yüzeyi kaplanarak mide asidinin etkisi azaltılır. Bu tedavi yönteminde yemek borusu ilaç tarafından yüzeysel olarak sıvanır. Böylece yukarı çıkan asidin yemek borusu hücreleriyle karşılaşması en aza indirgenir ve tahriş azaltılır.

PROKİNETİK İLAÇ TEDAVİSİ
Prokinetik ajandalar yan etkilerinden dolayı en az tercih edilen ilaç tedavi yöntemidir. Bu tedavi, yemek borusu hareketini düzenleyerek yukarı doğru reflü olan sıvının tekrar aşağı doğru itilmesini kolaylaştırır.


CERRAHİ TEDAVİ
Reflü, özellikle de mide fıtığıyla birlikte olduğu zaman insanın yaşam kalitesini çok etkiler. Cerrahi tedavi, gastroöfasigal reflü hastalığının mekanik kökenini ortadan kaldıran tek tedavi yöntemidir. Gerçek anlamda tedavi sadece cerrahi yöntemle sağlanabilmektedir. 10 yıllık dönemde yapılan prospektif randomize kontrollü çalışmalar, cerrahi tedavilerin %93'ün üzerinde kesin başarılı olduğunu göstermektedir. Cerrahi tedaviyi tercih eden hastaların %93'ünde hiç bir şikayet belirtilmemiş ve ilaç kullanımına gerek olmamıştır. Cerrahi tedavide başarı oranı cerrahi ekibin bu konudaki deneyim ve uzmanlığıyla doğrudan ilintilidir.
  • * Tıbbi tedavinin başarılı olmadığı, agır özafajitli, 4 santimden büyük mide fıtığı olanlarda
  • * Uzun dönem ya da yaşam boyu ilaç kullanmak istemeyen genç hastalarda
  • * İlaç tedavisinden sonra da hastanın yakınmaları devam ediyorsa
  • * Tedavilere rağmen, kronik öksürük, ses kısıklığı, astım ve kronik boğaz ağrısı şikayetleri geçmeyen hastalarda
  • * Yemek borusunda hücresel değişime varan tahrişler görülmekte ise (Barrett Ösofagus)
  • * Yaşam tarzı değişikliklerinin yaratacağı endişeler, ilaç tedavisinin süresi ve maliyeti göz önüne alınarak
  • cerrahi tedavi düşünülmelidir.
Cerrahi tedavide 2 temel amaç bulunmaktadır;
1. Reflünün oluşma nedeni mide fıtığı ise mide fıtığını onarmak.
2. Mide fıtığı onarıldıktan sonra yemek borusunun karın içinde kalan kısmının etrafında mideyi çevrelemek ve çalışır bir mide kapağı yaratmak (kelepce mekanızması).
Kelepçe mekanizmasıyla bu bölgede bir yüksek basınç oluşturulur ve yukardan gelen gıdalar yemek borusunun itme hareketiyle aşağı doğru inerken mide içeriğinin yukarı dogru kacması engellenir. Böylece reflü tedavi edilmiş olur.

LAPAROSKOPİK CERRAHİ TEDAVİ
Uzun dönemde son derece etkili ve güvenilir bir yöntem olan laparoskopik yöntem, cerrahi tedavinin gelişmesinde ve hastaların kısa sürede normal yaşama dönmelerinde çok etkili olmuştur.

Gerekli tıbbi tetkikleri yapılan hasta, son kontrolleri de gerçekleştirildikten sonra ameliyataneye alınır. Gastroösafagial Reflü'nün laparoskopik cerrahisi konusunda 350'yi aşkın deneyime sahip olan Dr. Eminoğlu ve ekibi için ortalama 30-40 dakika sürecek müdahaleye başlanır.

Anestezi uzmanı doktor tarafından yaş ve alışkanlıkları da içeren hasta öyküsü gözönünde bulundurularak narkoz verilen hasta rahat bir uykuya dalar. Operasyonun uygulanacağı satıh sterilize edildikten sonra sorunlu bölgeye yarımşar santimlik 4 ya da 5 kesiyle ulaşılıyor. Uzman doktorlar ve deneyimli ekip, laporoskopik cerrahi cihazlarını ekranlar aracılığıyla tıpkı klasik cerrahi tekniklerini uygularmışcasına rahatlıkla kullanarak milimetrik alanlarda operasyonu sürdürürler. Mide fıtığı onarılır ve yeni bir mide kapakçığı oluşturulur.

Kansız sayılabilecek müdahale başarıyla sona erdiğinde küçük kesiler dikişlerle kapatılır. Dikişler tamamlanana kadar hiç bir şey hissetmemiş olan hasta deneyimli anestezi uzmanı doktor tarafından uyandırılır.

Kadıköy Şifa ekibinin cerrahi müdahale süresi ortalama 30-40 dakikadır. Cerrahi müdahale tamamlandıktan sonra yaklaşık 10 dakika içinde hasta uyanır ve sonrasında özel bir bakım gerektirmeden yatağına çıkar. Operasyonun tamamlanmasını takip eden 6. saatte hasta odasında yürütülür. Ertesi sabah hafif gıdalar alan hasta, doktoru tarafından son bir muayaneden geçirilen hasta evine gönderilerek normal yaşamına dönüyor. İlk hafta sulu yumuşak gıdayla beslenen hasta ikinci haftanın sonunda normal beslenme düzenine kavuşur.

ENDOSKOPİK REFLÜ TEDAVİSİ
Endoskopik reflü tedavisi en yeni tedavi yöntemidir. Endoskopik tedavi, ağızdan girilerek uygulanan ameliyatsız bir tedavi yontemidir. Özellikle cerrahi tedaviye sıcak bakmayan reflü hastlarında uygulanan endoskopik tedavi yonteminin bazı sınırlamaları vardır;
* 18 yaşından küçük hastalara
* Gebe hastalara
* 2 cm. üzerınde mide fıtığı olan hastalara
* Yemek borusu ileri derecede tahriş olan hastalara (Grade 3-4)
* Yemek borusunda hücresel değişime varan tahriş bulunan hastalara
* Akalazyası olan hastalara
Endoskopik reflü tedavisi önerilmez.

Endoskopik Reflü tedavisinde 3 yöntem uygulanır;
1. Radyo Frekans Dalga Yöntemi (Stretta)
Ekibimiz tarafından da uygulanan bu yöntemde radyo frekans dalgaları kullanılmaktadır. Radyo frekans dalgaları, yemek borusu ve midenin birleştiği ve mide kapağı denilen bölgede yemek borusu hücrelerinin dış duvarından içeri doğru ilerletilir. Bu bölgede kas dokusu ısıtılarak ısı hasarı oluşturulur. Isı hasarı oluşmuş kas dokusu daralarak iyileşir.

2. Hacim Etkisi Yaratan Yöntemler (Entreyx Gatekeeper)
Bu yöntemde yemek borusunun mide ile birleştiği bölgede kas dokusu içine emilemeyen bir bio polimer enjekte edilerek bu bölgenin daralması sağlanabilir (Entreyx)
ya da
yemek borusunun mide ile birleştiği bölgede yüzeysel hücrelerin hemen altına sıvı ile karşılaştığında hacim olarak artan küçük tüpler yerleştirilebilir. Bu tüpler sıvı ile karşılaşıp şiştiklerinde bu bölgede hacim etkisi yaratırlar.

3. Endoskopik Dikiş Yöntemleri (Endocinch Plicator)
Bu yöntemde de endoskopik olarak yemek borusu mide bileşkesine mukozal (yüzeysel) dikişler konulabilir (Endocinch)
ya da
yine endoskopik yöntemle bu kez mide içinden yaklaşılarak tek bir adet tam kat dikiş konulabilir.(Plicator)
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 07:23 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi