Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Şubat 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Endemik bitki, bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yetişen, dünyanın başka yerinde yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü bitki türüdür.
Türkiye, endemik bitkilerinin zenginliği bakımından dünyanın önemli ülkelerinden biridir. Ancak, tohumsuz bitki grupları üzerindeki araştırmalar henüz çok yetersizdir. Bununla beraber bilinmektedir ki, ilkel bitki grupları dünya yüzünde hemen her yerde yaygın olan türlere sahiptir. Bu sebeple, bu gruba giren bitkilerde endemizme ya hiç rastlanmamakta veya söz edilemeyecek kadar düşük olmaktadır. Türkiye Florası kayıtlarına göre Türkiye’de yetişen 75 civarındaki eğrelti türünden ancak 1’i (Asplenium reuteri) endemiktir. Ancak bu bitkinin esasında mevcut olmadığı ve başka bir eğrelti türünün varyasyonu olabileceği de ileri sürülmektedir.
Tohumlu bitki olmalarına rağmen, Gymnospermlerde de endemizm oranı çok düşüktür. Bu gruptan Abies cinsine ait 3 alt tür dışında, bu gruptan Türkiye’ye endemik bitki yoktur. Bu sebeplerle, bu bölümde Türkiye’de endemizm konusunda en zengin ve önemli bitki grubu olan çiçekli bitkilerden (Angiosperm) örnekler verilmektedir.
Flora’nın son olarak yayınlanan ek ciltlerinden de elde edilen kayıtlara göre, Türkiye’deki endemik bitki sayısı 3000’den biraz fazla olup, son kayıtlara göre bunların floradaki bütün bitkilere oranı % 34’tür. Türkiye’deki endemik bitkilerin sayısı, Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında endemik tür sayısı çok yüksektir. Avrupa ülkeleri arasında en çok endemik türe sahip ülke Yunanistan olup, bu ülkede en fazla 1000 kadar endemik tür yetişebileceği düşünülmektedir.
Türkiye’deki endemik bitkiler, belirli dağ ve dağ silsilelerine lokalize oldukları gibi, daha geniş yayılışlı endemikler de vardır. Sayıları az da olsa bazı endemikler çok ufak alanlarda (bir gölün kenarı, dağın bir yamacı vb.) yayılış gösterirler. Belirli bir dağ veya silsile için endemik bitkiler açısından en zengin yer, Amanos Dağları’dır. Endemiklerce zengin diğer dağlar ise, başta Ege Bölgesi’nin güney ucu ile Akdeniz Bölgesi’nin batısında yer alan dağlar olmak üzere, Uludağ ve Kaz Dağı’dır. Bu sayılan dağ ve silsilelerden çoğunun etrafı genellikle ovalar ile çevrili olduğundan, bu dağlardaki endemikler nisbeten dar yayılışa sahip iseler de, Doğu Anadolu dağlarında yetişen endemikler; bu dağlar, batıdakilere göre daha devamlı olduklarından, diğer bir deyişle izole olmadıklarından, bu bölgede yetişen endemiklerin çoğu, bir dağa has olmaktan çok, daha geniş yayılışlıdırlar. Belli dağlar dışında, Türkiye’nin endemizm yönünden dikkat çekici yöreleri şunlardır: Orta Toroslar (Ermenek, Gülnar, Mut arası) Antitoroslar (Saimbeyli ve Maraş çevreleri), Van-Siirt-Bitlis ve Hakkâri illerini kapsayan bölge, Rize ve Artvin civarındaki yüksek dağlar, Gümüşhane ve Erzincan arası ile Munzur Dağları ve Ilgaz Dağları. Sivas ve Çankırı çevreleri, jips sevenler, Tuz Gölü çevreleri ise, özellikle tuzcul endemiklerce zengindir.
Endemik bitki türleri açısından Türkiye’nin en zengin familyası, 425 kadar endemik türe sahip olan Compositae’dir. Bu familya, endemik olmayan türlerce de zengin olduğundan, endemizm oranı düşük olup, % 40’tır. İkinci sırayı Leguminosae alır. Bu familyaya ait 375 civarında tür endemik olup, Compositae familyası ile benzer özelliğinden dolayı endemizm oranı düşüktür. Labiatae familyası yaklaşık 330 civarındaki türle 3. sırayı almaktadır. Bu familyaya ait 306 tür endemik olup, endemizm oranı, diğer iki familyaya göre daha yüksektir Bunun en önemli sebebi, bu familyanın özellikle Akdeniz Bölgesi’nin yüksek dağlarında yetişen türlerinin bulunması ve toplam tür sayısının diğer iki familyaya göre daha az olmasıdır.
Endemik tür sayısı bakımından zengin diğer familyalar ve endemizm oranları:
  • Scrophulariaceae (241; % 52),
  • Cruciferae (195; % 40),
  • Caryophyllaceae (190; % 40),
  • Liliaceae (118; % 30),
  • Umbelliferae (117; % 30),
  • Boraginaceae (108; % 36),
  • Rubiaceae (74; % 44)
Endemik tür sayısı bakımından en zengin cins ise, 250 kadar tür ile Astragalus’tur. Bu cinsin endemizm oranı hayli yüksek olup, % 60’tır. Bunun başlıca sebebi, bu cinse ait çoğu endemik türlerin Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüksek dağlarında yetişmesi ve bunların şimdilik Türkiye’ye has olarak bilinmesidir. Burada “şimdilik” ifadesinin kullanılmasının sebebi, gelecekte bu bölgeye komşu olan İran ve Irak floraları hakkında bilgilerin artması halinde, Türkiye’ye has bazı türlerin o ülkelerde de yetişmiş olmalarının belirlenmesi ihtimalidir. Pek tabiidir ki, bu durum yalnız Astragalus için söz konusu olmayıp, sınırlara yakın yerlerde bilinen diğer cinslere ait türler için de geçerlidir. Bu kitabın ilk cildinin yayınından sonra yayınlanan makalelerden ve Türkiye’de bulunan bazı seksiyonlarının revizyon çalışmalarından elde edilen sonuçlara göre, 55 kadar Astragalus türünün komşu ülkelerde yetişmesi veya bazı diğer taksonların sinonimi oldukları belirlendiğinden, bunların endemik özelliği kaybolmuş olmakla birlikte, yapılan çok sayıda floristik çalışma sonucu yeni endemik taksonlar da Türkiye florasına eklenmiştir.
Verbascum (Sığır kuyruğu) cinsi, 175 tür ile endemiklerce zengin 2. cins olup, endemizm oranı Astragalus’a göre biraz daha yüksektir (% 70). Verbascum’un endemik türlerinin çoğu, Astragalus’un tersine, daha çok yurdun batı kesiminde yetişirler.

Centaurea (Peygamber Çiçeği veya Gökbaş), 110 endemik tür ile 3. sırayı almaktadır. Endemizm oranı ise % 65’tir. Bu cinse ait endemik türler, evvelki iki cins gibi yurdun belirli yörelerine lokalize olmaktan çok, değişik bölgelere dağılmıştır. Türlerinden bazıları (C. tchihatchefii, C. iconiensis, C. isaurica vb.) çok dar yayılışlı, nâdir endemiklerdir.
Endemik tür sayısı bakımından zengin diğer cinsler ve endemizm oranı
  • Hieracium (66; % 67)
  • Alyssum 55 (% 60)
  • Campanula (55; % 51)
  • Silene 52 (% 40)
  • Allium (50; % 35)
  • Galium (49; % 48)
  • Salvia (45; % 51)
Yukarıda belirtilen cinslere göre daha az sayıda endemik türe sahip olmakla birlikte, yüksek endemizm oranı ile dikkat çeken bazı cinsler ise şunlardır:
  • Alkanna (% 80)
  • Sideritis (% 80)
  • Acantholimon (% 80)
  • Paronychia (% 75)
  • Gypsophila (% 70)
  • Paracaryum (% 70)
  • Cousinia (% 68)
Ebenus (14) ve Bolanthus [6] cinsleri oldukça az sayıda tür ile Türkiye’de temsil edilmekle birlikte, ülkemizde yetişen bütün taksonlarının hepsi endemiktir.
Yukarıda önemli olanlarından bahsedilen endemik cinsler dışında, dünyada monotipik, yani tek türü olan ve Türkiye için endemik olan cinsler ile familyaları şunlardır:
  • Cyatobasis (Chenopodiaceae)
  • Phryna ve Thurja (Caryophyllaceae)
  • Leucocyclus (Compositae)
  • Physocardamum ve Neotchihatchewia (Cruciferae)
  • Nephelochloa ve Pseudophyleum (Gramineae)
  • Dorysteachas (Labiatae); Sartoria (Leguminosae)
  • Necranthus (Orobanchaceae)
  • Crenosciadium, Ekimia, Microsciadium ve Olymposciadium (Umbelliferae)

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!