Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
1 Mart 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Gençlik, “Yurttaşlık sorumluluklarını üstlenmek” ve Toplumsal Gerçekler

Bu hafta medyada yer alan Türkiye’deki gençlerin itibar, iş hayatı ve geleceğe ilişkin düşüncelerini tespit eden bir araştırma, işaret ettiği sonuçlar açısıdnan hayli düşündürücü...
Ankara Genç İşadamları Derneği’nin yaptırdığı ‘Gençlik, İtibar, İş Hayatı ve Gelecek Araştırması’ anketi, Türkiye’deki gençliğin hem kendisinin, hem de ülkenin geleceğine güvenmediğine, yabancılaşmanın giderek arttığına, insanın “onur”lu yaşamı için temel olan değerlerin yerine “hayatta kalmak” ya da “güç”e ulaşmak için vergi kaçırmak, rüşvet gibi haksız/hukuksuz eylemlerin makbul göründüğüne işaret ediyor.
Araştırmanın verdiği bilgilere dayanarak, en temelde şu iki tespitte bulunmak mümkün: Gençler, iyi bir eğitim, sağlık, sosyal güvence, geleceklerinin garanti altına alınması ve “gelecek” kaygısı olmadan yaşamak gibi temel yurttaş haklarından mahrum olunca, görevlerden de söz edilemiyor... Haklarını talep etme ve insan onuruna yakışır bir hayatın koşullarının sağlanması için mücadelede bulunma motivasyonunun kaynağı olan umutlu olmaktan ve herşeyden önce “yurtaş”lar olarak kendilerine güvenden yoksunlar.
Sözkonusu araştırma 18-30 yaş grubunda, 1.752 kişi ile yapılmış anket çalışmasına dayanıyor. Araştırmanın sonuçlarına ve tespitlerine göz atmakta fayda var...
Araştırmaya göre;
Türkiye’deki gençlerin çok büyük bölümü ülkenin geleceğinden umutsuz.
Her 3 Türk gencinden 1’i “İtibar” denilince, “Güç”ü anlıyorlar.
Her 100 gençten 36’sı itibar sahibi olmak için iyi bir eğitim almayı çok önemsiz buluyor; 61’i itibar sahibi olmanın her zaman haklı olmak anlamına geldiğini, 20’si ise itibarın en büyük simgesinin “Kuvvetli bir banka hesabı” düşünüyor. Demek ki; gençler “itibar”ı; aile, okul gibi sosyal çevrelerde ve sosyal çevredeki bir çok tutum ve kanaati, yeni değerlerin oluşmasını sağlayan, bunları etkileyen, hatta şekillendiren medyayı da kapsayan tüm toplumsal pratiklerden zengin ve haklı olmak olarak öğreniyorlar.
Ayrıca; gençlerin yüzde 93.7’si “çok önemli” bir üniversiteden diploma almanın iş bulmanın garantisi olduğunu düşünüyor. Bu sonuç ise, Türkiye’deki “üniversite” kurumunun da zayıfladığına işaret ediyor.
Gençlerin önemli bir bölümü rüşveti ve vergi kaçırmayı doğal buluyor. “Fark edilmeyecekse vergi kaçırılabilir” diyenlerin oranı yüzde 57.9... Her 100 gençten 41’i geçimini sağlamak için rüşvet almanın doğal olduğunu düşünüyor.
Geçmişten bugüne değişmeyen şey ise “devlet”e güvenmek ve “devletin şemsiyesi” altında olmanın bir çeşit gelecek güvencesi sağlıyor olduğunun düşünülmesi... “İş garantisinden dolayı devlet memurluğu çok büyük güvence midir?” sorusuna gençlerin yüzde 72.8’i “evet” yanıtını vermişler.
Ne yazık ki; araştırma kapsamında ortaya çıkan tablonun daha vahim tarafı, gençlerin, kendi ülkelerinin geleceğinin karanlık olduğunu ve bu durumun değişmeyeceğine inanıyor olmaları. Her 100 gençten 86’sı Türkiye’nin gelişmişlik ve refah düzeyinin artmayacağını düşünüyor. Gençlerin büyük çoğunluğuna göre “Türkiye gelir dengesine kavuşamayacak”, “Türkiye’de eğitim sorunuyla ilgili sıkıntılar bitmeyecek”, “Türkiye’deki eğitim kalitesi artmayacak” ve “işsizlik sorunu da çözülemeyecek”...
Sonuçları açısından dikkat çekici bu araştırma oldukça düşündürücü. Bekir Onur, Gelişim Psikolojisi* adlı kitabında, “genç yetişkinlik”de bireyin gelişim görevlerinden birinin “yurttaşlık sorumluluğunu üstlenme”si olduğunu söyler. Ülkesinin ve kendisinin geleceğini bu denli karanlık gören ve daha da önemlisi değiştirmek için gerekli motivasyon kaynaklarından yoksun olan gençlerden “yurttaşlık sorumluluklarını üstlenmek” görevini yerine getirmeleri beklenebilir mi?!



kaynak
Quo vadis?