Plinius'un Notları (Sf.59-61)
MS 77 tarihinde Plinius tarafından yayınlanan [DennisJ. (1995)] Naturalis Historia isimli eser çok net olmamakla birlikte Doğu Karadeniz sahillerinin o yıllardaki durumu ile ilgili önemli bazı verileri içerir. Plinius özetle ve sadeleştirilmiş şekliyle bölgeye ilişkin şu bilgilerei verir;
Trapezus yakınındaki dağların ardında [Bugünkü Harşit nehri havzası] Armenokhalib kabilesi [Armenokhalib (rmen-o-Khalib) terimi; Doğu Anadolu'nun yerli halkı olan ve Urartu uygarlığının varisi olarak kabul edilen Paleokafkas kökenli Khai (Khaldi/Khalib) kavminin bu dönemde henüz Hind-Avrupa kökenli Ermeni kültürü içinde tam olarak erimediğini göstermektedir. Bu kaynaşma süreci asırlar sonra Ermeni kilisesi çatısı altında tamamlanacak öylece yerli Khai kültürü tüm Kafkasik dil ve folklor özellikleri ile birlikte Ermeni kültürünün önemli bir bileşeni olacaktır. Hatta yüzyıllar sonra Ermeniler bu eski kavmin adını “Haik” biçimiyle sahiplenecekler ve bu şekilde adı; bölgede çok köklü bir geçmişe sahip olduklarının bir kanıtı olarak kullanacaklardır.]
daha ötede ise Armeni topraklarıyer alır. Sahil tarafında ise Trapezus'dan itibaren nehri ağzında aynı ismi taşıyan kaleye [Bugünkü Gonio kasabası civarı] kadar bölgede Sanni ve Heniokhi kabileleri egemendir.[ Trabzon ile Batum arasındaki bu bölgede egemen olan bu iki kabileden (sonraki çağlarda “Tzani” adıyla kaydedilecek olan” dağlı Sanniler iç kesimlerde yaşamakta denizci Heniokhiler'in toprakları ise daha ötedeki Phasis nehrine doğru dar sahil şeridi boyunca uzanmaktaydı)
Absarro civarındaki dağların ardında ise İberia'ya bağlı topraklar [Eski Taokhi bölgesi; bugünkü Ardahan Artvin ve Ahiska arasında kalan bölge] yer alır. Sahilde Heniokhilerin ötesinde sırasıyla Ampreuti ve Lazi kabileleri yerleşiktir. Yine aynı bölgede Akamsi İsis Nogrus ve Bathys isimli akarsular Kolkhalı kabileler [Bu ifade ile ülkeye isimlerini veren asıl Kolkhi kabilesi ya da eski hükümran hanedanı temsil eden topluluklar kastediliyor olmalıdır]. Matium kenti Herakles nehri ve Karadeniz'in en meşhur akarsuyu olan Phasis bulunmaktadır [Strabon'un hatasınıaynı şekilde tekrarlayan Plinius'da Phasis'in kaynakları ile Bathys nehrinin kaynaklarını birbirine karıştırmış ve yanlış olarak bu nehrin kaynağını Moskhi topraklarından aldığını yazmıştır.]Bu nehrin üzerinde 120 tane köprü mevcuttur ve yaklaşık 40 mil kadar içeriye doğru gemilerin seyrine elverişlidir.
Ufak tekneler ise daha iç kısımlar5a kadar ilerleyebilirler. Eskiden bu nehir boyunca çok sayıda yerleşim birimi bulunmaktaydı. Bunlarn içinde en önemlileri; Tyndarida Kirka Kynus ve nehrin ağzında er alan Phasis kentleri idi. Ama içlerinde en meşhur olanı denizden 15mil içeride karşılıklı iki ayrı nehrin Phasis üzerinde sadece Surium isimli bir kent bulunur ve ismini nehrin geniş bir kolundan almaktadır. Daha kuzeydeki diğer önemli akarsular da Kharien ve Suani bölgesinden çıkan Khobus nehirleridir. Buralarda da iç kesimlerde Saltia ve Sanni isimli kabieler yaşar. Sahilden kuzeye doğru ise Rhoan Eğriti bölgesi Apsil kabilesi Sebastopolis kalesi Saniga kabilesi Kygnus kenti Penius nehri ile aynı ismi taşıyan Penius kenti daha sonra da farklı isimler kullanan Heniokhi kabileleri sıralanır. Anthemus nehri üzerindeki Kolkha kenti Dioskuria ise şu anda terk edilmiş durumdadır. [Metin için Rackham H. (1942) isimler için Mayhoff K. (1905)]
Konumlandırıldığı bölgenin yerel topoğrafik terminolojisi de dikkate aldığında burada ilk kez bir yazılı kaynakta yer alan “Lazi” teriminin önceleri bir yer adı olduğu daha sonra topşlum ismi haline dönüştürü anlaşılmaktadır: Zira Doğu Kardeniz'İn dış etkilerden uzak yüksek kesimlerinde günümüze kadar ulaşan bazı yer isimlerinfde “La Le” gibi ön eklere rastlanmaktadır ve büyük ihtimalle bu yerli Güneybatı Kafkas dil ailesine özgü bir yapı gibi görünmektedir. [ Lazi adının ilk ortaya çıktığı Phasis nehrinin kuzeyinde özellikle “Laşketi Latali Lenojedi Lentekti Leçkhumi” gibi bir çok yer adı günümüze kadar ulaşmıştır.] “Lazi” terimininde aynı formda bir yer adı olarak ortaya çıkmış olması oldukça güçlü bir ihtimaldir.
Plinius'un kayıtlarına da belirgin şekilde yansıyan Kolkha kabilelerinin kuzeyden güneye yoğun hareketlilikleri aslında Sarmat kabilelerinin istilası sonucu oturdukları sahilleri terk eden yerli halkın güneye doğru gerçekleştirdikleri tarihi bir ricatı işaret etmektedir. Bu süreçte bölgede meydana gelen toplumsal değişiklikler ve değişen yerel güç dengeleri kısa bir sonra burada tekrar kurulacak olan yeni Kolha Krallığı'nın diğer adıyla Lazi krallığının oluşumunda belirleyici etkenler olacaktır. Lazi derbeyliğinin önderliğinde kurulacak olan bu yeni Kolkha krallığı ülkede yüzyıllar boyunca hüküm sürecek olan yeni bir hanedanın egemenliğini de beraberinde getirecektir.