Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
5 Mart 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Çağdaş demokratik devletlerde, hukukun üstünlüğü geçerli olmakla birlikte başta anayasal kurumlar olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar ile bunların işleyişleri ve bu işleyişlere yön verenler hukuk kurallarına tabidir. Kurumların örgütlenmesini ve işleyişini belirleyen bu kurallara vatandaşlar kadar siyasi iktidarı kullananlarda mutlaka uymalıdır. Çünkü hukuk kuralları temelde gücünü yine kendisinin oluşturduğu Anayasadan almaktadır. Dolayısıyla hukuk kurallarına uyulduğu ölçüde de hak ve hürriyetler teminat altında olmaktadır.
Modern Türkiye’nin halen yürürlükteki anayasası bilindiği gibi 1982 tarihlidir. Tarihsel süreç içerisinde 1982 Anayasasında ortaya çıkan ihtiyaçları gidermek, Avrupa Birliğine tam üyelik için gerekli ekonomik ve siyasi kriterleri karşılamak, kamuoyu beklentileri doğrultusunda çağdaş-demokratik standartları ve evrensel normları gerçekleştirmek, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü ön plana çıkarmak amacıyla anayasa değişiklikleri yapılmıştır, yapılmaktadır.
Aslında amaçlanan küreselleşen dünyaya uyum sağlamaktır. Böylece insan hakları ve temel özgürlükler alanındaki güvencelerin güçlendirilmesi yönünde önemli adımlar atılmakta olup, bireyler olarak bizler hem ulusal ve hem de uluslararası alanda güvence altına alınan ve çerçevesi genişletilen hak ve hürriyetlerimiz ile yaşadığımız toplum ve devlet düzeni içerisinde bir taraf bir başka deyişle söz sahibi olarak varlığımızı, tabii ki Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti ve milleti olma azim ve kararından sapmadan gerçekleştirebilmekteyiz.

KAYNAK
Quo vadis?