Örnek -ği
isim
1 . Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model:
"Cemal Paşa ecnebi mütehassısların yardımı ile örnek çiftlikler de yapmıştır."- F. R. Atay.
2 . İncelemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune:
"Vali, burada yapılmış olan peynirlerden bir örnek görmek istedi."- M. Ş. Esendal.
3 . Bir şeyin benzeri, tıpkısı, misil:
"Bu yapının bir örneği daha yoktur."- .
4 . Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılan davranış, misal.
5 . Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma:
"Örnek aransa öyle sanıyorum ki bizimkinden âlâsı bulunmaz."- H. Taner.
6 . sıfat En iyi biçimde olan:
"Bir dâhinin, olağanüstü bir adamın, örnek bir hoca olmamasını doğal karşılamalı."- H. Taner.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- (bir şeyin) örneğini almak
- (bir şeyin) örneğini çıkarmak
- örnek almak
- örnek olmak
- örnek oluşturmak
- örnek vermek
Birleşik Sözler
- bir örnek
- ilk örnek
- kök örnek
- tek örnek
- şal örneği