Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
12 Mart 2009       Mesaj #6
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Medyanın Etkisi ve Eğitim



Görsel işitsel medya araçları toplumda insanların etkilenmesinde önemli bir etken olarak görülüyor. Bunun öneminin farkına varanlar başka alanlarda edindikleri kazanımları medya alanına aktarıp kar veya zarar etsin medya unsurlarını ellerinde tutmaya çalışıyorlar. Medya araçlarının tümünü doğrudan etkili, verimli bir yatırım aracı olarak değerlendirmek doğru olmayabilir. Zarar eden veya en azından istenen düzeyde kar getirmeyen bir alana yatırım yapanların çok farklı amaçlarının olması gerekiyor. İşte bu amaç toplumu yönlendirme, toplumda istenen bir hava oluşturma, toplumda kendi istediği yönde bir oluşum, sonuç elde etmek için birkaç adım sonrasını düşünerek bir bakıma kaz gelecek yerden tavuğu esirgememe anlayışının bir başka alanda yansımasıdır. Medya araçlarının kullanım amaçlarına bakılınca bu söylediklerimiz daha kolay anlaşılmaktadır. Medya araçlarının içeriğine bakıldığında görsel olsun, işitsel olsun tüm medya araçları kanalıyla bir iletişim, etkileşim ortamı oluşturulmaya çalışılır. Oluşturulan bu platform aracılığıyla topluma, toplumu oluşturan bireylere bir takım mesajlar, iletiler sunulur. Görsel ve işitsel araçlarla insanlara eğlenme, vakit geçirme, bilgilenme, haberdar etme, bakış açısı kazandırma, zaman zaman düşündürtme, tartışma gibi birkaç ana başlıkta toplanabilecek işlevler, faaliyetler sunulur. Bu faaliyetler aracılığıyla insanların dünyaya, olaylara, kişilere, çevresinde gördüğü her türlü sanal veya gerçek olguya karşı bakış açısı oluşturmaya çalışır. Bu araçların hazırladığı çalışmalar, faaliyetler aracılığıyla kişilere, topluma bir takım hazır şablonlar sunulur. Bu hazır şablonlar kişileri bir çok zor, zahmetli, uzun süreli çabalardan kurtarmış gibi görünebilir. Ancak insanlar farkına varmadan kendi özgün potansiyellerini kullanamaz hale gelirler. Bir süre sonra görsel ve işitsel medya araçları kişiler adına düşünmeye, kararlar üretmeye, değerlendirmeler yapmaya bir bakıma hazır hayat şekilleri hazırlamaya başlar. Bu aşamadan sonra insanlar kendilerini önü alınmaz, engellenemez bir dalganın içinde bulurlar.
Görsel ve işitsel medya araçlarının yaygınlaşması ile birlikte insanlarda da kitlesel davranış tipleri yaygınlaşmaya başladı demek fazla yanlış bir yargı olmaz. Medyatik unsurların yaygınlığı toplumu ve bireyleri içine alıp onları herkes ne yapıyorsa aynısını yapar hale getirmiştir. Bu durum insanın sahip olduğu yaratıcılık, özgünlük duygusunun körelmesine, adeta sürüleştirilmiş bir hale gelmesine de yol açmıştır.
Görsel ve işitsel medya araçlarının bu etkisine bir çok kişinin karşı koyabilmesi oldukça zordur. Zira sosyal psikoloji alanında araştırmalar yapan uzmanların elinde ortalama bir insanın sosyal ortamlarda her zaman büyük kitlenin yolundan gittiğine dair önemli veriler var. Aileler, anne babalar çocuklarını medya araçlarının ormanında koruyabilmeleri, medya araçlarının etkisinden uzak tutabilmesi oldukça zor. Aileler ekonomik, sosyal, siyasal olayların büyük dalgaları arasında günlük geçimini kazanma derdine düşmüş bir durumdayken yorgun argın geldiği evinde tek eğlencesi olarak gördüğü televizyonun karşısında adeta yığılıp kalmakta, kendince psikolojik rahatlamada önemli bir araç olarak gördüğü televizyonda zaping/geçgeç yaparak zamanını geçirmektedir. Karşısına oturduğu sihirli kutunun toplum ve birey hayatına yönelik sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel etkilerini düşünemez hale gelmektedir. Yeni yetişenler de medya araçlarının kendilerine sunduğu her türlü hayat örneklerine bakarak zihinsel, duygusal, sosyal, cinsel, ahlaki gelişimlerinin temellerini farkına varmadan yavaş yavaş oluşturmaktalar. Anne babaların farkına varamadığı bu bireysel temel atma sürecinin mahiyetini küçüklerin anlamasını beklemek zaten anlamsız.
İşte medyanın bu büyük gücünün farkına varanlar ne olursa olsun bu alana yatırım yapmaktan uzak kalmamakta, başka alanlarda edindikleri kazanımları bu alanda harcamaktadırlar. Toplumlara yönelik uzun süreli planlara sahip olanlar da bu alanda önemli yatırımlar yaparak yarını bugünden yavaş yavaş oluşturmaya devam ediyorlar.
Tüm bunların eğitimle ilgisine gelince eğitim bireylerin zihinsel yapısını şekillendirmede önemli bir faktör. Medya da bu yönüyle eğitimle ortak bir zeminde buluşuyor. Medya aracılığıyla insanların zihinsel yapıları şekillendirilebiliyor. Bir bakıma eğitimle medya ortak bir zeminde buluşmuş oluyor. Medyayı elinde bulunduranlar dolaylı olarak eğitim sisteminin önemli bir işlevine de sahip olmuş oluyorlar.

Ali Hikmet DEMİR
Quo vadis?