Kimsenin aklına gelmeyecek ustaca bir hile, bir düzen anlamına gelen bu deyim, Doğuda çok tanınmış bir masalın adıdır. Hile ile iş yapanların dalaverelerine ve akla gelmeyecek tuzaklarına Ali Cengiz oyunu denilir. “Filanca falancaya öyle Ali Cengiz oyunu oynadı ki...” diye başlayan cümlelerin arkasından şeytanın bile aklına gelmeyecek hileler, düzenbazlıklar anlatılır. Bu deyimin menşei eski bir halk hikayesine dayanır. Bir padişah, istenildiği zaman her kılığa girmenin sırrı olan Ali Cengiz Oyunu'nu öğrenmek ister. Bu işi bir delikanlı üzerine alır ve bu sırrı bilen dervişin yanına çırak girer. Dervişin yanında bulunan bir kızın yardımı ile oyunun sırrını öğrenir ve evine dönerek ailesine rahat bir geçim sağlar. Koç olarak pazarda satılmaya gittiği bir şurada dervişe tesadüf eder. Derviş delikanlıyı çeşitli kılıklara girerek takip eder. Dervişten kaçan delikanlı, bir çiçek olarak padişahın kızının kucağına düşer, Derviş onu almak üzere iken, darı olur. Bu sefer derviş tavuk olur ve darıları yemeğe başlar. Delikanlı da sansar olarak tavuğu boğar. Böylece padişaha Ali Cengiz oyununun ne olduğunu gösteren delikanlı, padişahın kızını alarak rahat bir hayat sürer.