Arama


kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
12 Haziran 2006       Mesaj #918
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Fırtına
apansız bastırınca, koca gemi bir anda
denizin dibini boyladı.
Adam, issiz bir adanın sahilinde gözlerini açtı.
Ne gelen vardı ne giden...
Ne araç vardı ne gereç...
İstersen muz ve hindistan cevizi, istemezsen muz ve
hindistancevizi...

Hayati boyunca evi dışında beş yıldızlı otellerden
başka yere adımını atmadığından, bir sure ne yapacağını bilemedi...

Sonra dört ay boyunca muz yeyip, hindistan cevizi
suyu içti.
Geçmişte kalan o güzel günleri düşünerek gözlerini
denize dikip, kendisini kurtaracak gemiyi beklemeye
koyuldu...
Bir gün sahilde uzanmış yatarken, gözünün ucunda bir
hareket hissetti.
O da ne ?
Bir sandal ve kürekte o güne dek gördüğü en müthiş kadın...
Son surat geliyor...
İnanamadı... "Nereden geliyorsun ?" diye haykırdı ve
ekledi "Buraya nasıl geldin?"
"Adanın öteki tarafından..." dedi kadın, "gemi
batınca oraya cıktım."
"Ne şans, benden başka kimsenin kurtulduğunu
sanmıyordum. Kaç kişisiniz ?"
"Başka kimse yok, sadece benim. Sandal da gemiden
değil. Gemiden cop yok...
"Adamın akli karıştı... "O halde sandalı nereden buldun?"
"Basit" dedi kadın.
"Adada bulduğum malzemeyle yaptım...
Kürekler sakız ağacı...
Zemini palmiye dallarından ordum, yanlar okaliptüs..."
"Ama, ama bu imkansız, aletlerin yok nasıl becerdin
?" dedi adam.
"Pek de sorun olmadı. Öteki tarafta sıra bir alüvyon
kaya oluşumu var.
Fırında
belli dereceye ısıtılınca islenebilir yumuşaklıkta
demir
elde ediliyor. Alet yapmak için kolayca kullandım...
Bosveer bunları. hadi göster, nerede yasıyorsun ?"
Bon bir ifadeyle orada yasadığını itiraf etti adam...
Aylardır oracıkta sahilde yatıp kalktığını...
"Öyleyse bana gel benim yerime..." diyerek kadın
küreklere
asıldı.
Birkaç dakika sonra küçücük bir iskeleye yanaştılar...
Adam sahile göz atınca az daha sandaldan düşüyordu.
Mavi beyaz boyalı
kulübeyle, iskele arasına tas döşeli yürüme yolu bile
yapılmıştı !
Eve girerlerken kadın omuzlarını silkti, "Pek rahat sayılmaz ama ben yine
de ev diyorum iste...
Otur lütfen, bir şey içer misin ?"
"Hayır, hayır teşekkürler..." dedi adam.
Şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı.
"Daha fazla hindistan cevizi suyu içemeyeceğim
artik... Tahammülüm kalmadı..."

"Hindistan cevizi suyu değil ki... İmbiğim var, Pink
Colado'ya ne dersin?"
Adam hayretini gizlemeye çalışarak ikramı kabul etti.
Kanepeye oturarak sohbete daldılar.
İkisi de birbirlerinin hayat hikayesini dinledikten
sonra kadın, "üzerime
rahat bir şey giyeceğim" diyerek ayağa kalktı.
"Duş yapıp tras olmak ister misin ? Üst kattaki banyo
dolabında jilet var."
Adam artik olayı sorgulamaktan tamamen vazgeçmişti...
Banyoya girdi, dolapta kemik bir sapın içine sıkıştırılmış oynak
mekanizmalı iki deniz kabuğundan yapılma ustura onu bekliyordu...
"Bu kadın inanılmaz" diye mırıldandı...
"Bakalım bundan sonra ne var

Döndüğünde kadın onu gardenya kokuları içinde,
stratejik bölgeleri uzum yapraklarıyla örtülü olarak karşıladı...
Sadece uzum yaprakları...
Yanına oturmasını istedi.
Sonra yavaşça sokularak fısıldadı...
"Söyle bana yakışıklı, ikimiz de uzun suredir bu
adadayız... Çok yalnız olmalısın, eminim su anda
yapmak için kıvrandığın bir şey var...
Hani burada tek basına geçirdiğin aylar boyunca en
çok yapmak istediğin...
Anlıyorsun değil mi ? Ne istersen yapabilirsin....
Gözlerinin içine bakıyordu...
Adam duyduklarına inanamadı...
"Yani..." dedi... "Buradan e-mailimi kontrol edebilir miyimmm?"




HEPİMİZİN SONU BÖYLE OLACAK ..............Msn Wink)))