Elimin içine soğuğunu akıtan kurşundan bir kalem var...Ağlıyor...ve
defterin içine akıtıyor gözlerindeki nemi.
Keşke diyor, böyle nem akıttığım gibi, Peygambere atılan taşlara siper
etseydim kendimi.
Elimde ağlayan bir kalem, keşke diyor bir müşrikten dökülen kötü
sözlere, dökseydim içimi...
Elimde ağlayan bir kalem keşke diyor, Hz.Muhammed’in(s.a.v) Mekke’ye
vedasından önce, Hz.Ali’ye bıraktığı emanetler içerisinde, bir garip
gözyaşı akıtsaydım...
Yazsaydım...Ya Muhammed (s.a.v), bırakma Mekke’yi...Ya Muhammed (s.a.v)
gülüşünden mahrum bırakma merhamet iklimini