Arama

Tanzimat Nesri - Tek Mesaj #2

canan ö - avatarı
canan ö
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #2
canan ö - avatarı
Ziyaretçi
Bu edebiyatı temsil edenlerin çoğu aynı zamanda şairdirler fakat bunlar asıl yeniliği nesirde yapmışlardır.Tanzimat edebiyatı hakiki bir nesir inkılabı olmuştur.Çünkü fikirler yenilenmiş.Batıdan yeni kavramlar getirilmiş bütün bunlar nesri büsbütün değiştirmiştir.

Zaten,Tanzimat’la edebiyatımıza giren yeni türlerin hemen hepsi hikaye ,roman ,tiyatro makale ,nutuk gibi nesir çeşitleridir.Bu türler ,yeni nesrin gelişmesini sağlamış ve yaratılan üslupla birlikte olgunlaşmışlardır.

Yeni nesrin teşekkülüne asıl büyük rol ,gazeteler ve gazetecilere düşmüştür.1860 da başlayan özel gazetecilik ,az zamanda halka hitap eden yeni bir anlatım bulmak gerektiğini kabul ettirdi.İster istemez bir havadis ve haber verme üslubu arandı.Nitekim özel Türk gazeteciliğinin kurucusu olan Şinasi ,1860 da çıkardığı Tercüman-ı Ahval’in ilk sayısına yardığı önsözde ,bu arayışı tam bir şuur ile açığa vurmaktır.

“ Tarife hacet olmadığı üzere,kelam meram anlatmağa mahsus bir Tanrı vergisi olduğu gibi,insan aklının en güzel icadı olan kitabet(yazı sanatı)dahi,kalemle tasvir-i kelam(sözü resmetmek)eylemek fenninden ibarettir.Bu hakikatten dolayı, giderek umum halkın kolaylıkla anlayabileceği mertebede işbu gazeteyi kaleme almak gerektiği dahi,yeri gelmişken,şimdiden hatırlatılır.”

Batı dünyasında bize gelen yeni görüş ,düşünce ve kavramlar halka gazeteler kanalıyla yayılmıştır.Bunları anlatabilmek için yeni değişlere,tamlamalara ve yeni kelimelere ihtiyaç duyulmuştur.Kimi tercüme yoluyla bulunan, kimi de eski kavramların yeni anlamlar kazanması suretiyle hazırlanan bu kelime ve tamlamalar,yeni nesri hazırlamıştır.

Tanzimat şair ve yazarlarının hepsi toplumcu,inkılapçı ve batıcı kimselerdir.Kitaplarında ve yazılarında ,halka gösterecekleri yollar,verecekleri bilgi ve öğütler vardır.Bunu sağlamak için elden geldiği kadar çok insana hitap etmek isterler.Tabii olarak hepsi dile özenmiş ve açık yazmaya çalışmışlardır.Başlıca tanzimat ediplerinin bu husustaki görüşleri sadeleşme ve halk tarafından anlaşılma noktasında birleşmektedir.

Sadeliği en ileri götürmüş olan Tanzimat yazarı ,Muallim Naci ve bir çok sayfalarında Ahmet Cevdet Paşadır.Bunlar arasında halk diline en fazla yaklaşabilen de Ahmet Mithat Efendi olmuştur.

Tanzimat nesri,eski nesre ilintisiz denilebilecek kadar değişik ve yenidir.Bu yenilik sade olmaktan çok,başkalaşan bir dünya görüşü ile yepyeni batı kavramlarını kullanmaktan ileri gelir.Çünkü bu devir,Türk halkına yeni görüşler, özleyiş ve arzular getirmiş yeni ihtiyaç ve ülkeler sunmuştur.Yabancı dil bilenlerin ve gazetelerin çabaları, memleket işlerinde söz sahibi olmak isteyen yeni nesiller hazırlamış, bu suretle bir halk efkarı (kamu oyu,efkarı umumiyet)meydana çıkmıştır.

Uğruna baş koydukları bir çok emelleri olan ve bu ülküyü heyecanla yaymak isteyen şair ve yazarlar vardır.Hürriyet ,vatan ,adalet, zulümle boğuşma, islahat, insan hakları, eğitim, devlet idaresi, vatan için çalışma gibi yüzlerce yeni mesele, gazetelerde, tiyatro ve romanlarda coşkunlukla söylenip yazılmıştır.

İşte bu ülküler ve düşünceler Tanzimat’ın nesir dilini, eskilerde görülmeyen ve o zamana kadar bilinmeyen:

Hey’et-i içtimaiyye,vezaif-i kaannuniye, vatan manfaati,şeref-i millet,nesl-i ati,şabab-ı osmaniyye,gayret-i milliye,medeniyet resulü,reis-i cumhur, efrad-ı millet, terbiye-i nisvan, zincir-i esaret, ittihad-ı kalb-i millet, gavga-yı hürriyet, şemşir-i zulüm, hak-i vatan..gibi yüzlerce yeni tamlama ve kavramlarla doldurmuştu.Bunlar tanzimat nesrini hakkiyle sadeleştirmemiş olsa bile,büsbütün yenilemiştir.

Tanzimat nesrini eski nesirden ayıran özellikler şunlardır:
A: Fikir kaygısı öne alınmış üslup özentisi ve süs düşkünlüğü arkaya itilmiştir.Yazıcı,cümlesini bir şey söylemek, öğretmek için kurar.(ne var ki şaşaalı üsluptan ve süsü tutkunluğundan büsbütün vazgeçildiği söylenemez)
B: Cümle boyları kısalmış,anlaşılan ve kolayca izlenen bir ölçüye konmuştur.Cümle gereksiz,boş lakırdılardan arınmıştır.
C: Seciler çok az kullanılmış yada büsbütün atılmıştır.
D: Eski nesirde, konuya girmeden yapılması adet olan başlangıçlar atılmış,kestirmeden esasa girmek yolu tutulmuştur.