Sirayet
TDK, Türk Dil Kurumu
isim (sira:yet) Arapça sir¥yet
1 . Hastalık başkalarına geçme, bulaşma:
"Yapılan muayene neticesinde, hastalığın kimseye sirayetine meydan verilmeyecektir."- S. F. Abasıyanık.
2 . (mecaz) Yayılma, dağılma:
"Vehbi'nin bu şüphesi büyüklere sirayete başladı, çocuk bu fırtınada başka köye gitmiş olamaz."- R. N. Güntekin.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
1 . hastalık geçmek, bulaşmak: "Valinin hızı ve coşkusu, yanındakilere de bulaşıcı bir hastalık gibi sirayet ediyordu."- A. Kulin.
2 . (mecaz) yayılmak, dağılmak: "Bu dedikodular bizim eve bile sirayet etti."- A. Gündüz.