Karın mı Devletin mi?
Birgün bir amerikalı milletvekilini bir odaya almışlar ve sormuşlar:
'-karınmı yoksa devletinmi.'
amerikalı düşünmeden cevaplamış:
'-devletim.'
ordakiler:
'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'
adam sıkılmış terlemiş ve sonunda dayanamıyarak:
'-yapamayacağım.' demiş.
daha sonra bir türk milletvekilini
aynı odaya almışlar.aynı soruyu sormuşlar:
'-karınmı yoksa milletinmi?'.
millet vekili hiç düşünmeden:
'-devletim' demiş
'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'
odadan önce bir silah sesi sonra bir cam sesi gelmiş.çıkınca sormuşlar:
'-ne oldu.'
'-sizin verdiğiniz silah kurusıkı çıktı bende karıyı camdan aşağı attım.
Temel birgün meyhanede dertli dertli içiyormus. Onu gören Dursun :
- Ne bu hal, demis. Temel :
- Bosver, demis. Dursun israr etmis, Temel dayanamamis ve baslamis
anlatmaya:
- Hani ben bir zaman Afrikaya gitmistim ayi avlamaya. Hatirladinmi?
Bayagi da uzun kalmistim hatirlarsan... Avlanmak için günlerce gezindim ve
sonunda buldum avlayacak bi ayi ama tam ates edecekken tüfek bozuldu. Ben de
kaçarken uçurumdan asagi düstüm...
- Eeeee, demis Dursun, Sonra...
- Hertarafim kan revan içinde komaya girmisim. Sonra ayi beni yuvasina
götürdü. Yaralarimi yaladi, balla, sütle besledi beni, iyilestikten sonra da
bana tecavuz etti aylarca...
- Buna mi üzülüyorsun, takma kafani ya bak bu kadar zaman gecti. Çoluk
çocuga karistin, mutlu bir hayatin var, demis Durmus.
Temel :
- Bu da hayat mi be birader... O Afrikada ben burda ooof offf...
----------------------------------------------------------------------
TEMEL BIR YARISMAYA KATILIP KAZANIR, VE KENDISINE BIR KITAP HEDIYE
EDILIR.KITABIN ADI DA DUZ MANTIK TIR. TEMEL HEDIYEYI ALIRKEN SORAR;
-bu kitapta ne yaziyo?
-okuyunca ogrenirsin...
-ben onunla ugrasamam anlat bakiim sen bana?
-ok bak simdi;senin evinde akvaryum var mi mesela_
-evet var...
-o zaman icinde su da vardir?
-evet var...
-içinde su varsa balik da vardir...
-evet var...
-balik varsa hayvanlari da seviyosundur sen?
-evet....
-hayvanlari seviyosan insanlari da seversin heralde?
-evet
-o zaman senin sevgilin de vardir?
-evet var
-yaşli gorunuyon o zaman senin karin vardir?
-evet var..
-e karin olduguna gore de homoseksuel diilsindir?
-evet...
-bak gordun mu?...
temel cok etkilenir! kitabi alir koltugunun altina eve dogru giderken
dursun u gorur... dursun sorar;
-temel o ne?
-duz mantik kitabi!
-nasi bisiy bu anlat bakiim...
-bak simdi;
-sizin evde akvaryum var mi?
-yook!
-o zaman sen i..nesin!!
---------------------------------------------------------------
Temel ve iki mahkum daha , cezaevi yolundadir.
Herbirine, hapiste gecirecekleri gunler
icin bir esya getirilmesine izin verilmistir.
Otobuste, biri digerine doner ve sorar:
* Eeee sen ne getirdin ?
Diger mahkum bir boya kutusu cikarir ve bununla her seyi
boyayabilecegini soyler.
Ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi cikarir
* Bunlarla poker oynayabilir,
fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim.
Temel'e merakla sorarlar:
* Sen ne getirdin ? Temel bir kutu cikarir ve gulerek :
* Bu *****leri getirdim. der.
Diger iki mahkumun kafasi karismistir. Merakla sorarlar :
* Bunlarla ne yapabilirsin ki ?
Temel siritir ve elindeki kutuyu gostererek,
* Kutuda yazdigina gore, bunlarla Ata binebilir,
Yuzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmisim..
Medeniyet
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
Karadenizli Temel ile Adanalı Birol birlikte tatile çikarlar.Fethiye'de, Kelebekler Vadisi'nde kamp kurarlar. Geçen yıl kavga ettikleri hippiler de orada olduklari için biraz keyifleri kaçar ama pek umursamazlar. Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip bir şişe de şarabı devirdikten sonra uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra Birol uyanır ve Temel'i de dürtükleyip uyandırır. Temel uyku sersemidir;
-"Ne oldu? Ne istisun?"
-"Temelcigim. Yukarıya bak ve bana ne gördügünü
söyle."
Temel gökyüzüne bakar ve cevap verir:
-"Ha punun içun mu uyandırdun benu?. Paktum işte. Milyonlarca yilduz görirum...Işil işil parliyan milyonlarca yilduz..." Birol tekrar sorar:
-"Peki, bu sana neyi gösteriyor?"
Artik iyice uykusu kacan Temel biraz düşünür ve feylezofca cevap verir:
-"Teolojik olarak Allahun kudretinu ve kendu acizligimuzu corirum. Felsefi olarak, evrenun sonsuzlugunu ve onun karşisindaki onemsizliğimuzu corirum. Astironomik olarak galaksilerun, yilduzlarun, gezegenlerun varligini corirum. Meteorolojik olarak pucün havanun cok guzel olacaginu corirum. Yilduzlarun konumuna bakarak da gecenun köru ve saatin 3 oldugunu, penu lüzumsuz yere uyandirduğunu coruyorum...niye sordun punu pana? Ha sana neyi costerur?"
Birol cevaplar:
-"Ulan hıyar, çadırımızı çalmışlar..."
YILIN FIKRASI...
YILIIN FIKRASI
Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus cay iciyorlar.
Amerikali cayini bitirince bardagi havaya firlatmis,
silahini çıkarıp bardaga ates edip parcalamis:
"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere
cay icmeyiz"
Ingiliz de bunun uzerine cayini bitirip bardagi havaya firlatmis ve
ates ederek bardagi parcalamis:
"Bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam icin o kadar cok kumsal
vardir ki, ayni bardakla iki kere cay içmeyiz"
Bunun uzerine Irakli da cayini bitirmis, bardagi havaya
firlatmis,silahini cekip Amerikali ve Ingilizi vurup oldurmus
"Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar cok var ki, biz ayni
adamlarla oturup iki kere cay icmeyiz..."