Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
8 Nisan 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
KEÇİÖREN ESTERGON KALESİ


ESTERGON TÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
kale1


Adını, Türk Tarihi'nde önemli bir yer tutan Estergon Kalesi'nden alan ve Etnografya Müzesi, Aktar Dükkanları, Asya Bahçeleri ve nakış nakış işlenmiş Türk motifleriyle Cumhuriyet tarihine damgasını vuran Türk Kültür Merkezidir.

Yapım Çalışmaları...
yapim1

Giriş katı (Dükkanlar) Müze, Restoran Teras ve Asma katlı Kümbeti'nden oluşmuştur. İnşaat çalışmaları 6 yılda tamamlanmıştır. Sanatsal işçilik ve büyük titizlik gerektiren imalatı, yapım süresinin gecikmesine neden olmuştur. Geleneksel Türk sanatının hakim olduğu projede aynı zaman da dünya sanatının evrensel çizgilerinden de yararlanılmıştır.


KALE GÖVDESİ

govde1

1221'de Selçuklu Sultanı 1. Alâaddin Keykubat tarafından fethedilen Alanya, Kalesi'nin de yenilenmesiyle bir tersane şehri kimliğine bürünürken, Alanya Kalesi'nin surlarında yükselen Kızıl kule, zerafet ve güzelliği ile Akdeniz'e nazire yapmaktadır. İşte bu güzel Kule'nin sekizgen gövdesini örnek alarak sekiz köşesinde oluşturulan yuvarlak sütunlarını tıpkı Selçuklu sultanlarının saç örgüleri gibi Selçuklu desenleriyle süsledik. Pencere kenarlarındaki işçilik ve nişler, rozetler aynı dönemin günümüze yansımasıdır. Restoran katımızdaki geniş seyir imkanı sağlayan pencerelerin arasında oluşan kısa sütunlarda yine aynı saç örgüsü ile süslerken, bu sütunların alt bitişlerine kuş evlerini yerleştirdik. Çünkü asırlardır Türkler yapmış oldukları; cami, medrese, külliye ve hanların duvarlarına çok ince zevkle bezenmiş kuş evlerini kondurmayı ihmal etmemişlerdir. İşte en çok değer verdikleri binaların duvarlarına bu evleri kondurarak da hayvan severliğin yüceliğini ve hassasiyetini bugüne kadar taşımışlardır. Bu büyük düşünceyi gelecek nesillere taşımak için şirin kuş evlerini binanın sekiz kenarına yerleştirdik. Ne kadar tesadüftür bilinmez ama, mimari çizgi olarak Antalya-Alanya Kızıl Kule örnek alınırken, Türkiye'nin dört bir yanından onlarca taş getirilmesine rağmen, Sayın Başkan Turgut Altınok tarafından Antalya Korkuteli Taşı beğenilen Antalya-Korkuteli taşıyla kaplanan Kale, yeşil Keçiören'de beyazlar giyinmiş bir gelin gibi süzülmekte ve bakanların gözünü kamaştırmaktadır. Estergon-Türk Kültür Merkezi'nin giriş Taç Kapısı (portal) Selçukluların 1251 yılında Konya'da yaptırdıkları Karatay Medresesi'nin çok ufak değişiklik yapılmış bir versiyonudur. Taç Kapı tamamen mermerden el işçiliğiyle yapılırken bazı detay motifler de Sivas Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi'nin Taç Kapısı'nın motiflerinden de yararlanılmıştır. Kültür Merkezimiz üç kat ve bir kümbetten oluşmaktadır. Dört bin metre kare kapalı alana sahiptir


.
GİRİŞ KATI
kapi1

Görkemli ve zarif işçiliğiyle Taç Kapı'dan girenleri karşılayan ahşap kapı bugünkü Özbekistan Cumhuriyeti'nin Hiva şehrinde bulunan İsfendiyar Han'ın yazlık sarayının dış kapısının ikiz kardeşidir. Giriş katında 14 dükkandan oluşan çarşı katı, Anadolu'dan kasaba, köy, Mahmut Bey Cami ve yine Kastamonu'da bulunan İbn-i Neccer Camii kapıları birebir örnek alınırken diğer kapılar; Semerkant, Buhara, Hiva ve Merv'de orjinali bulunan bin yıllık kapıların motifleri, Kastamonu El Sanatları Müdürlüğü'nün himayelerinde, Kastamanolu ustaların el emeği ve alın terleriyle ortaya çıkarıldı. Her biri bir başka şaheser olan bu kapılardan dükkanlara girip altın, gümüş, ipek, antika vs. değişik el sanatlarının satıldığı bu güzel arastalardan alış-veriş yapmanın keyfini yaşayacağız. Çarşı katının koridorlarını gezerken ayaklarınızın altında uzanan, Özbekistan Hiva'nın mavi beyaz dünyaca meşhur çinilerinin mozaik tekniği ile yapılmış mermer halı üzerinde yürürken; bazen gözleriniz Orta-Asya'ya özgü Buhara-Hiva sütunları olarak bilinen ahşap sütunlara ilişecek ki, bu sütunların motiflerinin orjinalleri Hiva Han Sarayı Müzesi'nde teşhir edilmektedir. Bu sütunların 7 tanesi 1995'te Paris'e götürülmüş UNESCO tarafından restore görmemiş dünyanın en eski ahşap eseri olarak ödül almış ve sergilendikten sonra yine eski yeri olan Hiva Han Sarayı'na taşınmıştır. Dükkan katımızın merkezindeki mermer fiskiye, büyüleyici mermer işçiliği ve şırıl şırıl akan su sesiyle Osmanlı'dan bizlere sesleniyor. Bugün aslı Topkapı Sarayı'nın Revan ve Bağdat Köşkü'nün arasında bulunan bu fiskiye aslına uygun olarak Marmara Mermeri'nden blok parçalar halinde aylar süren bir çalışma ile oyulmuştur. İç bedesten boşluğunda sekizgen olan bu güzel yapının restoran katında bulunan gerçek akvaryum, her biri beş metre olan üç kenara oturarak 15 metre boyunda bugün Türkiye'de bulunan en büyük boyutlu akvaryumdur. Üstünden akan misinali şelale, akvaryumu geçip 16. yüzyıl alt yapı tekniğiyle deniz altı görünümünde özgün bir çalışma olan İznik Çinisi'nin önünden akarken, bu güzel çinilerin ışıltısı ve sıcaklığıyla kalbiniz turkuaz mavisinin verdiği özgürlük hissiyle coşacaktır. Müze katının bedesten boşluğuna bakan "rumi" desenli kafes pencereler, mekanı bir başka mistik havaya büründürürken, çinili üç kenarın karşısında bu rumi desenli kafes pencereleri de içine alan Türk-İslam el sanatlarının şaheserlerinden minyatürler, av sahnesi, aşk sahnesi ve günlük hayattan betimlemeler göz dolduruyor. Başınızı ta tepeye diktiğinizde sizi 32 kenarlı pervari kubbe karşılar. Rumi desenler ve altın varaklardan gözlerinizi biraz aşağı kaydırdığınızda yine rumi desenlerle süslenmiş tifani tekniğiyle yapılmış beş kenarlı vitray pencereler gözünüzü kamaştırır.
Bedesten boşluğunda gezinirken elleriniz kristal korkuluklara ilişecek ve ayaklarınız merdiven alınlıklarındaki Kütahya çini desenleri taşıyan, porselen fırça dekorlu basamaklarla bizleri müze katına çıkaracak. Bu kristal korkulukların orjinalleri Dolmabahçe Sarayı'nın Muayede Salonu'nda üst kata çıkışlarda kullanılmıştır.


İKİNCİ KAT
İkinci katta bir müzemiz yer almaktadır. Bu Etnoğrafya Müzesi Kültür Bakanlığı'na tahsis edilmiş ve düzenlenmiştir.

RESTORAN KATI


restoran1Restoran katı olan üçüncü katta, pencereler özellikle panoramik seyir sağlamak için alabildiğince yırtılmıştır. Osmanlı desenleri ile döşenmiş sedirler ve Selçuklu desenli kadife ipekli fon perdeler rengarenk vitrayların ışığı altında Ankara'yı seyretme imkanı sağlıyor. Burada kullanılan kumaşlar Vakko'nun sanatsal kreasyonundan yararlanılarak hazırlanmıştır. Restoran katının en büyük özelliği oturma mekanlarının üç değişik kompozisyonda dekore edilmiş olmasıdır. Yerden 40 cm kaldırılarak oluşturulan platformda büyük bakır siniler içinde yer minderlerinde oturularak servis yapılırken, pencerelerin genişlik boyutlarına göre oluşturulan U sedirlerle aynı boyutlardaki sehpalarda ikram verilirken, isteyen misafirler de bedesten boşluğuna ve akvaryuma nazır masalarda neşe ve mutluluk içinde keyifli anlar yaşayacaktır. Bütün bu sedirler, sehpalar, masalar bazen yoğun, bazen stilize edilmiş geleneksel ahşap işçiliğinin güzelliklerini de sergilemektedir. Restoranın hemen girişinde yer alan ve Anadolu'da "yüklük dolabı" olarak bilinen ulusal şöminedeki dolap, heybetli görünümüyle göz doldururken odun ateşinde pişen Türk Kahvesi sevenlerin yüreğine sonsuz bir mutluluk izini çizecektir. Ne demişler... "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır" Restorandaki bu güzellikler yanında tavanlardaki sade bordur kalem işlerinden de söz etmeden geçmeyelim. Restoran katının üzerinde bin metre kare açık terası, terasın merkezinde göğe doğru yükselen kümbet kafeteryamız bulunmaktadır.
KÜMBET


kumbet1

Orta-Çağ Türk-İslam sanatının en bol ve çeşitli örnekleri türbe olarak kullanılan kümbetlerde görülür. Orta-Asya ve İran'da tuğlanın sırlı çinilerle karma dekoratif işlenişiyle oluşan bu yapılar, Anadolu'da biraz daha mütevazi taş yapılara dönüşmüştür. Bu yapılar altta genellikle kare plan üzerine çeşitli silindirik, sekizgen gibi plan kesitleri gösteren içten kubleli dıştan piramidal külah çatılı çift katlı yapılmıştır. Uzaktan bakıldığında çadırı anımsatır. Bu Selçuklu türbelerinin Türklerin Orta-Asya mezar çadırı geleneğinden etkilendiğini gösterir. Selçukluların türbeleri silindirik, kare, çokgen şekillerde yapılmıştır. Sekizgen türbe örneklerine bütün Anadolu'da rastlanılmaktadır. Tokat Ebul Kasım, Kırşehir Melih Gazi, Amasya Halifet Gazi, Divriği Sitte Melik ve Kemereddin, Erzurum Emir Saltuk türbeleri bunlardan birkaç örnektir. İşte geleneksel ve ulusal kümbet mimarisi, Kültür Merkezi'nde kafeteryanın mimarisine ilham kaynağı oldu. İç tezyinatında ise yine Selçuklu ve Osmanlı motiflerinden esinlendi. Bu renk armonisine, camın ışıltılı renkliliği, rumi, art noveau (yeni sanat) dönemi tifani tekniği vitraylar eşlik ederken, ziyaretçiler Ankara'yı bir başka mekandan seyretme imkanı bulur. Bu mekandaki saray tipi avizenin ışıltısı ise bizleri değişik atmosferlerin duygu alemlerine taşıyacaktır. Teras katımızın sur gediklerine yaklaşıp surlar içerisindeki açık teras aralarındaki Botanik ve Gül bahçelerini; ladinler, selviler, kadife çamlar, şimşirler, altuni leylandiler, lavozontlar, top akasyalar, akçaağaçalar, kestane-ler, erguvanlar, mevsimine göre lale, sümbül, nergiz, çiğdemler, çuha çiçekleri, beyaz papatyalar, hercai menekşeler ve yalçın kayalıklar arasına yayılıcı ardıç ile bezeli bahçelerin keyfini sürüp gelecek günlerimize bugünün taze bir hatırası olarak birer kare resim çekmekten ve çektirmekten kendinizi alamayacasınız. Ve inanıyoruz ki, 80 yıllık Cumhuriyet Türkiyesi'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Kendi kültürüne sahip çıkmayan toplumlar başka kültürlerin avı olurlar" sözünü hatırlayacak ve bu büyük Türk milleti bu kültür merkezine emeği geçen başta Belediye Başkanı Turgut Altınok'a ve tüm çalışanlarına bir kürek harç koyarak, bir fidan dikerek emek veren işçisine bile teşekkür etmeyi kendisine bir borç sayacaktır.


TAŞ İŞÇİLİĞİ


taskapi1

Kale kapısı, Selçuklu taş sanatının şaheserlerinden Konya Karatay Medresesi, taş kapıda bir bir uygulanarak inşaa edildi. Sekizgen plan üzerine oturan ana gövdenin her köşesinde saç örgüsü sütunları göğe yükselirken, kısa sütunlar altına yerleştirilen kuş evleri ayrı bir güzellik katıyor
.

AHŞAP KAPILAR

kapi1
900'lü ve 1000'li yılarda Orta Asya'nın kadim şehirlerinden Semerkant, Buhara ve özellikle Hiva'da yaptırılıp, camilerde, bilim kaynağı medreselerde, hayatın tayfi olan Han Saraylarında oyma sanatı olarak ahşaba el emeği ile can veren, binbir deseni ile insanı büyüleyen o görkemli kapılar bugün Keçiören Estergon Türk Kültür Merkezi'nde ana mekanlara açılıyor.
1000 YILLIK HİVA SÜTUNLARI DA ESTERGONDA... Hiva Sütunları, Orta Asya'da kadim Türk tarihinin en büyük eserlerinde, tonozlu yapıların çok olması sebebiyle destekleyici malzeme olarak kullanılmıştır. Bu sütunlar, bölgede yetişen, baharın en son yapraklanan kara ağaçlarından yapılmaktadır. Bu ağaçlar, naturel yapılarında motiflendirilerek ve geometrik desenlerle elma çiçeği ve rumi tarzında oyma tekniğiyle yüzyıllar boyu işlendi. Bu sanat dünyada ilk defa Orta Asya dışında Ankara Keçiören'de, Estergon Türk Kültür Merkezi'nde yeniden hayat buldu.

VİTRAYLAR ve KALEM İŞLERİ

ahsap1

Kümbet kafetarya pencereleri, restoran katı pencereleri, müze katı pencereleri ve dükkan katı pencereleri art-noveau ve rumi tarzda vitray pencerelerle süslendi. Kümbet kubbesi ve bedesten boşluğu kubbesi ise Osmanlı tezyinat sanatının şaheserlerinden altın varaklarla süslendi.

İZNİK ÇİNİLERİ


cini1

16. yüzyıl İznik Çinileri'nin örnekleri, kale tezyinatında kullanılmak üzere, aynı teknoloji kullanılarak, mo-dern bir kompozisyonla İznik Vakfı'na yaptırıldı. Böylece hem Vakfın güçlenmesine ve bu güzel sanatımızın dünyaya yeni örnekleriyle tanıtılmasına vesile olundu, hem de o güzel renk cümbüşü Keçiörenlilerin beğenisine sunuldu.


AKVARYUM
Restoran katında, bedesten boşluğunu seyrederken, denizaltı akvaryumunun önünden büyülü bir şekilde akan şelalenin avludaki Osmanlı Tarzı mermer havuzda toplanışı ve fışkıran sular her gelen misafiri yüzyıllar öncesine götürecek.

MİNYATÜRLER


minyatur1Bedesten boşluğuna bakan müze katının duvarları Sümame'den alınan av sahnesi ve sünnet düğünü ile Herat minyatürlerinden aşk sahnesi sergileniyor.

ŞÖMİNE, SEDİR, PERDELER...


somine1Anadolu'nun ocaklı yüklük dolapları Orta Asya motifleriyle beraber pencerelerde, Osmanlı Sultanlarının kaftanlarının deseni sedirlerimizde kullanılırken, Selçuklu Kubadabad Sarayı'nın duvarlarındaki rölyefler kadife tüllerle bezendi.

YER DÖŞEMELERİ
Özbekistan'ın dünyaca meşhur Hiva mavi-beyaz çinileri, mermer-mozaik tekniğiyle bedesten boşluğunun koridorlarını süslemektedir.

GELENEKSEL ASYA BAHÇELERİ

bahce1

Bugünün park bahçe peyzajında Hollanda, Fransa, İngiltere bahçeleri örnek alınarak dizayn edilmiştir. Ancak şu gerçek unutulmamalıdır ki, dünyanın yedinci harikasından biri olan Babil'in Asma Bahçeleri Asya'dadır.
Quo vadis?