Arama

Kuşak Çatışması - Tek Mesaj #2

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
15 Nisan 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kuşak Çatışması

6. Kuşak Çatışması Nasıl Ortaya Çıkar? Nedenleri Nelerdir?
Çocukluk yıllarında ailesi ile sıcak ilişkiler kuran gencin ergenlik döneminde ailesinden uzaklaşmaya başladığı görülür. Gençlik çağına giren birey, yetişkin olduğuna inanmaya başlar. Bu inançla beraber ailesinden ve toplumdan farklı düşünce ve davranış yapısı geliştirir. Ebeveynlerden ve toplumdan aktarılan kalıplaşmış davranışlara karşı çıkabileceği gibi bunları görmezden de gelebilir. Kendine göre farklı düşünce sentezleri davranış kalıpları üretebilir. Özellikle ailesinden beklediği ilgiyi göremeyen gençlerin çoğu başka sosyal gruplara yönelir. Oralarda kendini ifade etmek ister. İfade etme biçimi toplum tarafından benimsenmezse kuşak çatışması başlar. .
Ergenlik döneminde çocuğun önündeki görevi 'bir yetişkin olarak kendisini tasarlamak' diye tanımlıyoruz. O güne kadar kendisini yoğun bir ilişki içinde düşündüğü kişilerden, yani anne ve babadan ayırt etmesi lazım. Ruhsal olarak onlara yaptığı yatırımın bir kısmını geri çekmesi lazım. Ama çok sevdiğiniz insanlardan yatırımınızı geri çekmeniz sancılı olur. Bunu başarabilmenin onları değersizleştirmek dışında bir yolu yoktur. Örneğin pek çok çocuğun anne ve babalarının giyimine, değerlerine, fikirlerine hayli acımasız eleştirilerde ve saldırılarda bulunmasının arkasında bu vardır. Değersizleştirmenin yanı sıra öfke de yatırımların geri çekilmesini kolaylaştıran bir faktördür. Kuşak çatışması denilen popüler tabir, aslında bu tür durumlardan çıkar.
Genç bu döneme kadar kendi hem cinsi olan ebeveynini model almış, onun gibi olmayı hedeflemişken; bu dönemde genç kendisine dışarıdan başka modeller bulacaktır. Anne ve babası bir model olarak, genci hayal kırıklığına uğratmıştır çünkü annesi ya da babası çok katı, anlayışsız, eleştirici, sınırlayıcıdır. Bu nedenle genç hem cinsi ebeveyni ile olan ilişkilerinde düşmanca tutum sergileyebilir. Kendi arkadaşları ile oluşturduğu grup onun kimi model olarak söyleyeceğine yardım edecektir. Bu yüzden grup gencin en önemli kıyaslama, başvuru ve destek kaynağıdır. Grup gence toplumsal normları öğrenmesinde ve toplum içinde oynayacağı rolleri benimsemesinde yardımcı olur. Grubun empoze ettiği toplumsal ve cinsel rolleri gencin bizzat benimsemesi ve bu rollere uygun benlik tasarısı geliştirmiş olması gerekir. Çoğu zaman genç, kendinden beklenen rol ile benimsediği veya algıladığı rol arasında uyuşmazlığa düşebilir.
Jacques Salome’ nin bir kitabında kuşak çatışmasının ortaya çıkışını bir genç şöyle anlatmıştır;
Çocukken bana o kadar çok ‘neden, niçin’ diye sormuşlardı ki, sonunda büyüklerin çocuklarla aynı fikirde olmadıkları zaman doğal olarak bu yola baş vurduklarına karar verdim; tam olarak kestiremedikleri ya da onlara uygun olmayan her şeyde bu soruyu yapıştırıyorlardı. O kadar kesin, o kadar ortada, açık seçik olan konularda bile bana “neden” diye soruldu ki, sonunda şu yargıya vardım; yetişkinler çocukları hiç anlamıyorlar. Yoksa durup dururken bu kadar çok soru sormazlardı!
Değişen çevre ve yeni şartlar karşısında yeni davranışlar öğrenme konusunda genç nesiller, bir kuşak öncekilere oranla daha hızlıdırlar. Bu durumda gençler ve yetişkinler yaşadıkları ortak çevreye aynı oranda uyum gösteremez. Bu iki kuşak üyeleri arasında bir çatışmanın ortaya çıkmasına neden olur.
Gençler ve aile bireyleri arasındaki dünya görüşünde, yaşam felsefesinde, değer yargılarında, meslek seçimi gibi konularda, olumlu iletişim olmayan ortamlarda kuşak çatışmaları ortaya çıkar. Bunun için iletişimi doğru kurmak gerekir. Aile içindeki iletişimde anne babaların çocuğa aynı mesajı vermeleri gerekir. Birinin izin vermediği bir şeye diğerinin izin vermesi gibi zıt görüşler yanlış iletişime ve yanlış sonuçlara neden olur.

6.1. Kuşak Çatışmasının Nedenleri
Köknel (1986), kuşak çatışmasının temel nedenini genç ve yetişkin kuşak arasındaki, karşılıklı olarak gönderilen iletilerin çözülüp anlaşılamamasından yani iletişim kopukluğundan kaynaklandığını vurgulamaktadır.
Köknel, ailenin ve çevrenin gençle kurup sürdürdüğü iletişimde ve verilen iletilerde çelişmelerin olduğunu ortaya koyarak bunu şöyle açıklamaktadır:
"Aile bu yandan gence, “büyüdüğünü”, “kendi başına karar vermesinin, sorumluluk yüklenmesinin gerekli olduğunu” anlatır, öte yandan“aklın ermez”, “sen daha çocuksun” denilerek tüm davranışları kısıtlanır. Bu çelişkiler gence de yansımakta ve onda da çelişkiler oluşturmaktadır. Genç istediği zaman kendini “koca adam” olarak görmekte, bütün sorunlarını çözecek güçte olduğunu sanmaktadır. İstemediği durumlarda “ben daha çocuğum” aklım ermez düşüncesinden hareketle sorumluluktan kaçmaktadır."
Çatışma nedenlerini maddeler halinde yazacak olursak;
Büyüme ile yeni olanaklar edinen ergenin kendini yetişkin olarak kabul ettirme çabası. Ergen bu yolla kişiliğini kabul ettirmeye çalışır. Davranışlarından dolayı kendisine çocuk muamelesi yapılan genç sık sık isyan eder. Bu isyanı bir genç şöyle dile getirmektedir;
Sevgili defter! Sana burada nokta koymak zorundayım. Bunu hiç istemezdim, ama mecburum telefonlarımı dinleyen bazı meraklı kişiler, yanılmıyorsam artık sana yazdıklarımı da okuyorlar. Bu, utanç verici bir şey, adi ve basit bir hareket, zaten bu evde yaşadığı sürede hiçbir zaman kendime ait özel bir şeyim olmadı. Bu terbiyesizlikler bile beni yıldıramaz, acı çeksem de bağırılıp çağrılsam da, eğer benim üzülmem onları mutlu ediyorsa hayatımın sonuna kadar üzülmezdim. İnada inatsa, bu sürekli sinir ve gerilim savaşını ben kazanacağım.
1. Çocuklarının yeni statülerine ana babanın uyumda güçlüğe uğramalarıdır. Anne babanın sosyalleştirme kurumu niteliği rehber rollerinden, çocuklarını kısmen kendileri ile eşit statüde görmek şeklindeki rol değişimi bu zorluğu yaratmaktadır.
2.
Eğitimsel farklılaşmalar ya da eğitimler arasındaki çelişkiler, iki kuşağın anlaşmazlıklarını arttırmaktadır.
3.
Gençlerin baba ve geleneksel aile otoritesine bağımlı olmak istememeleri.
4.
Anne babaların yeterli düzeyde öğrenim görmemeleri, Karşı cinsten arkadaş istememeleri ve bu günkü yaşamın gereklerini ayak uyduramamaları.
5.
Gençlerin gelişme aşamasında olmaları nedeni ile değişmelere daha çabuk adapte olmaları, yetişkinlerin ise bu değişime kolay adapte olmamalarıdır.
7. Büyüme ile yeni olanaklar edinen gencin kendini yetişkin olarak kabul ettirme çabası da çatışma yaratır.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!