Arama

Kuşak Çatışması - Tek Mesaj #4

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
15 Nisan 2009       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kuşak Çatışması

10. Kültür ve Kuşak Çatışması Nasıl ve Ne Zaman Yaşanmaya Başlar?

Kültür insan başarılarının tümüdür; bu nedenle de herkesi her bireyi ilgilendiren, etkileyen ortak yaşama alanıdır. Özel, toplumsal, bireysel, kamusal yaşamın öznesi olan birey, aile ortamında sıralanan bu üç alanın ortak paydasında yaşar. Başka deyişle, insan aile ortamında yaşantısını sürdürür. Diğer aile bireyleri ve yakın çevresiyle toplumsallığı yasar. Ayni zamanda da ilişkilerin kurumsal ve hukuksal biçimde çerçevelendirilmesinden dolayı her birey aile içinde kamusal alanda yaşar. Kültür toplumsal, kamusal alanı da belirler, dolayısıyla özel/bireysel alanı da etkiler. Aile içinde ortak değerlerin, ortak davranış biçimlerinin sergilemesinde aksamalar oluştuğunda kültür çatışması da başlamış demektir. Dünyaya aynı ya da benzer kavramlarla bakamayan kişiler arasında kültür çatışması var demektir. Bu aile ortamında çok sık rastlanan olgulardan biridir. Kültür çatışmaları farklı yaş gruplarında olduğunda kuşak çatışmasına dönüşür. Yinelemekte yarar var; kavramlar farklılaştığında, ortak değerler somutlaştırılırken farklı noktalardan hareket edildiğinde, kültür çatışması ve bunun uzantısı olarak da, kuşak çatışması kaçınılmazdır. Toplumsal hareketlenmenin arttığı her ortamda, örneğin göç ortamında bu tür çatışmalar daha yoğunlaşır. Ancak bu türden çatışmaların üstesinden gelmek her zaman mümkündür.
Ana babadan özellikle davranış, tutum ve ilgiler bakımından bağımsız olmaya girişen ergenler, genellikle, önceden izin almadan ardından da ayrıntılı rapor vermek zorunda kalmadan bir şeyleri ayrı arkadaşları ile birlikte yapmak isterler. Daha çok yerel çöplüğe benzeyen yatak odanızın kapısına “özel mülkiyet”, “uzak durun” levhaları astığınızı belki siz de anımsarsınız. Fakat bağımsızlığın getirdiği özgürlük ile birlikte, ana babaya ve diğer yetişkinlere duyulan sevgi ve saygıyı içeren bir başka boyut daha vardır. Bu boyut vermeyi ve almayı, her iki tarafıca anılmayı gerektirir. Havighurst’ ün (1972) belirttiği gibi, ergenler ana babalar onların üzerinde otorite kurmaya kalkıştığında sık sık baş kaldırırlar, ama ana babalar onları sorunlu yetişkin gibi davranmaya yüreklendirdiğinde bağımlılık göstermeye çalışırlar. Burada kültür önemli bir rol oynuyor görünmektedir.

11. Kültür ve Kuşak Çatışması Aile İçi İletişimi Nasıl Etkiler?
Prof. Dr. Betül Çötüksöken şöyle diyor:
Aile, içinde yaşayan bireyleri en çok etkileyen ortam olduğuna göre, dünyaya benzer ya da aynı kavramlarla bakmayan insanlar topluluğu haline getirildiğinde, artık bütün iletişim kanalları tıkanmış demektir. Böyle bir ortamda iletişim, istenen amaçlanan nitelikte olamayacağı için, işbirliğinden de söz edilemez. Böyle bir ortamda paylaşımda artık ya hiç yoktur ya da sadece içgüdüsel/biyolojik niteliklidir. Kültür çatışması ile bir iletişim ortamı olan aileyi sonunda ortadan kaldıracak boyuta kadar gidilebilir.”
Aile, içinde yasayan bireyleri en çok etkileyen ortam olduğuna göre, dünyaya benzer ya da ayni kavramlarla bakmayan insanlar topluluğu haline getirildiğinde, artık bütün iletişim kanalları tıkanmış demektir. Böyle bir ortamda iletişim, istenen amaçlanan nitelikte olamayacağı için, işbirliğinden de söz edilemez. Böyle bir ortamda paylaşımda artık ya hiç yoktur ya da sadece içgüdüsel/biyolojik niteliklidir. Kültür çatışması ise bir iletişim ortamı olan aileyi sonunda ortadan kaldıracak boyuta kadar gidilebilir.

12. Aileler Bu Konuda Ne Yapmalı ve Nasıl Davranmalıdır?
Bireylerin; günlük yaşamlarını sürdürürken, dünyaya bakarken kendisinden hareket ettikleri, yaralandıkları kavramsal çevrelerin hesabını vermeleri, davranışlarını gerekçelendirmeleri son derece önemlidir. Aile ilişkilerinde açıklık ve açıklığa dayalı diyalog, sorunların çözümünde en iyi aracı ortamlardır. Bu bağlamda çoğunlukla hoşgörüden söz edilir. Ancak hoşgörü zaman zaman sorunların üzerini örtebilir. Çözüm yollarını göz ardı etmeye yol açabilir. Zaman zaman da, aldırışsızlığa neden olabilir. Aldırışsızlıkta, ileride daha büyük ve kültür çatışmalarının hazırlayıcısı olur. Bu nedenle, bireylerin kişilerin açıklık ilkesine dayalı olarak gerçekleştirecekleri diyalog, kültür çatışmalarının ilkin çözümlenmesinde, bertaraf edilmesinde en iyi çare gibi görünmektedir. Ancak açıklık ilkesi her zaman hesaba katılmalıdır. Çatışmalı durumlar ileri boyuta ulaştığında, uzman desteğine başvurmak da son derece önemlidir. Kültür çatışmalarında önemli bir noktada kişilerin kendilerini eğitmeleridir. Aralarında ortak yaşama alanları oluşturmak üzere kişiler kendilerini eğitmeli, kültür çatışmasını ortadan kaldırmalı, insanı ölçü alarak hümanist nitelikle davranışlar geliştirmelidir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!