Nefsin Şah Damarı arsızıyla hırsızıyla ünlenmiş metropollerin şarapla yıkanmış şehvetlerinde aylakları gizli mekanlarda yaşları büyütülen gözlerin boyandığı, namusların sınandığı cahil çaylakları... kimi geri dönemeyen, kimi kimvurduya giden evlatlar varmış, ayakları kapanlara takılı anneler varmış dokunsan ağlamaklı beni oralarda aramayın gözlerim tanımadığınız bir çocuğun gözlerinde hiç ağlamadım, olmadık şeyler için ayakkabı eskitmedim gereksiz arayışlarla lüks rafları es geçtim, markayı hiç bilmem köşe başlarında, yalınkatlı tezgahlarda büyük değerler çoğalttım acemi oyunlar oynayan etiketsiz oyuncaklardadır bakışlarım düşlerimde tekrarlayıp durduğum ömür desenli, yerli kıyafetlerle, onuruma zam yapıyorum çoğaldıkça, çoğalıyor annem küçücük yüreğime bir dünya alıyorum hiç caka satmadım sokaklarda, sabır sınadım insafla doldum, lükse gebe kalmadım yasak meyveler düşürmeden toprağın rahmine yetinmeler yazdım her dirhemine fidanlarım var, onurla besliyorum sağ yanım sabret diyor, sol yanım merhamet tepeden tırnağa bir direniş benimkisi olan bitene... ne kadar konuşsam, yine de kalır anlatamadıklarım bunlar işte bunlar, ellerim, gözlerim doğruluktan olma, sevgiden doğmayım umuttan çitler örüyorum bahçelerime aykırı duvarları yıkmalardayım genç ömrü aştım, gün gördükçe saflaştım arta kalanı da koynumda gizliyorum gözlerim iri, yüzüm bir avuç emridir, kir değmemiş ellerimin nefsin şah damarını kesiyorum beni eksiklerde aramayın çoğalmalardan geliyorum Müsade Özdemir Aşk: Ölüm kadar masum değil! ! eskir bir sevdanın gözyaşları masalda dökülmüş Anka kuşunun kanatlarına bir kıvılcım bir uzun ateş ayağında çöl tuzu yan yan bitmiyor ektiği tarlada, hasretin tohumlarıyla bir kız hasadını topluyor denizci sevgilisine, yıllar önce ölen mezarının üstünde otlar soluk ay ışığında ayrılık türküleri söylüyor kulak kesildi gecenin dorukları bir bıçak düştü çığlık sessizliğine, yüreği al’a kesti bir fesleğen öldü, sardunya sararıp düştü hiç kimse duymadı yakarışını kırıldı kanatları, bir serçe köze düştü yüreği delip geçti, kınından çıkan hasret talanlara kurulan saat, ateşten bir taçla kondu kuşlar gibi zamanın akışına durup durup çatladı kabuk kanadı yara hüzün perdelerini çekti gözlerin penceresi ektiği tarlada, hasretin tohumlarıyla bir kız hasadını topladı sırtında sürgün geçmişi, köz tutar gibi tuttu geldi yangınların rahminden, denize ateş düşüren suyun alazıyla ovdu ellerini ne ay ışığı vardı gecede, ne kendine acıma adanış hazırdı yalnızca çözdü yüreğinin palamarını döktü küllerini ... gözlerini kapattılar, yüzünü örttüler ak köpüklerle hiç kimse duymadı küllerin iniltisini biraz düş, biraz gerçek, hayat yalan söyledi Müsade Özdemir Açıldı Toprağın Ağzı derinden canı-gönülden bir teselli değil, sevgi kuluçkadan yeni çıkmış bir civciv gibi alınca başını kanatları altına, a n a / s ı c a k l ı ğ ı n d a dilinden dökülen merhameti tatmak kalbinden yükseleni, sevgiyi fısıldamak kulağına inançla soğuğa-açlığa ve de karanlığa katlanacak kadar direnmek her türlü felakete, a n a / y ü r e ğ i y l e hiç kimsenin dinlemediği bir ninniyle uyumak ya da bir şarkıyla uyanmak güne bir çocuk, mavi mavi sevinçlere saf gülümsemelere, a n a / s e v g i s i y l e şimdi, yürekler kısır bir döngüde zehir zıkkım dökülmüş kapı eşiklerine temeller duvarları, duvarlar çatıları taşımaz olmuş dokunsan dağılacak incelikte kurumuş dağ ırmaklarının yatağı iskelet misali, çıplak ve çorak ne zor şey, kimsesizliğin bilincinde olmak susmak, sessizliğin kol gezdiği karanlık köşelerde yalnızlık kusmak ne zor şey kah hasretle ıstırap arasında dar bir geçitte, kan ter içinde kah fırtınalı havalarda, köpüren dalgalar arasında dümeni kopmuş boş bir tekneden farksız gelişi-güzel, bata-çıka bir silahın sesini bir kayanın parçalanışını andırır gibi sızısı tarifsiz bir yara ah o kimsesizlik hep yeniden bir yankı gibi ezen-inleten, boyun eğdiren dizleri kasığa çektiren yara 11. 03. 2008 - İzmir Müsade Özdemir Çatladı Çatlayacak
dönüşü yok
yeni baştan çiziyorum yüzünü
güneşin altın yaldızları
düşüyor toprağa sıcak soluğuyla
bir zeytin ağacı olsa diyorum
ne büyük sevinçler gizlidir adında
el değmemiş umutlar
uzanan dalında
off…
zaman çatladı çatlayacak
beklemeliyim…
bir bakarsın, bahar gelir
serilir yollarıma salkım saçak
Müsade Özdemir
[/quote]