Metafizik, geleneksel olarak, görünen-görünmeyen tüm gerçekligin esas mahiyetini anlamaya çalisan felsefi bir alandir. Metafizikçi, ilahi, insani veya baska ne türlü olursa olsun, her seye uygulanabilecek en temel, esas itibariyle en basit ve her seyi kapsayan bir tanimlama pesindedir. Bu geleneksel ve felsefi anlamda birine metafizikçi demek, onun her seyin neden, öz ve mahiyetini anlamaya çalisan biri oldugunu söylemekle ayni anlamdadir. Bu anlamda fizikçiden tek farki, fizikçinin bu kavramlari açiklamak için gözlenebilen, ölçülebilen ve denenebilen nicelikler aramasi, metafizikçinin ise sadece bunlara basli kalmayip fiziksel alemin ötesindeki, gözlenemeyen, ölçülemeyen ve denenemeyen açiklamalari da kabul etmesidir. Bu da fizikçinin metafiziksel açiklamalari kabul etmeyecegi fakat metafizikçinin fiziksel açiklamalari kabul edebilecegi anlamina geliyor. Böyle bakinca, madde ve hareketten baska bir sey yoktur diyen eski materyalistler ve her seyin cansiz ve deneyim kazanamayan enerjiden ibaret oldugunu söyleyen yeni materyalistler kadar, ideler veya zihin ya da ruhtan baska bir seyin var olmadigini benimseyen idealistleri de metafizikçi kategorisine sokmak yanlis olmaz.