Arama


MesirKentli - avatarı
MesirKentli
Ziyaretçi
22 Nisan 2009       Mesaj #2
MesirKentli - avatarı
Ziyaretçi
Yirminci yüzyılda büyük yankılar uyandıran ve bütün dünya milletlerince kabul edilen bir kişiliğe sahip olarak, evrensel bir anlam kazanan Ulu Önder ATATÜRK, sadece Türk Milleti için değil, dünya milletleri için de nadir rastlanılan milli bir kahraman, eşsiz bir liderdir. Tarihte çok az lider tarihin akışını değiştirmiş ve tarihi lider olma niteliğini kazanmıştır. ATATÜRK, hakkında verilen esaret kararına karşı gelen bir ulusun kurtarıcısı ve yeni devletin kurucusudur. Çeşitli alanlarda yaptığı inkılaplarla tarihin akışını değiştiren ender liderlerdendir.
1919 yılındaki bunalımlı durumdan zaferle çıkan Türk ulusunun başında kişiliği sağlam ve kuvvetli, azimli ve iradeli ATATÜRK vardı.
ATATÜRK son derece vatanseverdi. Vatanın bir karış taprağının kaybolmasını istemezdi. ATATÜRK'ü harekete geçiren, insanüstü bir çaba harcattıran ve başarıya ulaştıran vatan, millet sevgisidir.
"Yurt toprağı her şey sana feda olsun. Kutlu olan sensin Hepimiz senin için fedaiyiz" diyen ATATÜRK vatanı, milleti için her türlü fedakarlığa katlanırdı.
ATATÜRK, milletinin hürriyet ve bağımsızlık özlemini sezerek, Kurtuluş Savaşı'na başlamıştır. Kurtuluş Savaşı'nda önderlik yaparak, savaşın zaferle sonuçlanmasını sağlamıştır.
O, ileri görüşü ile 2. Dünya Savaşı'nın çıkacağını ve nasıl sonuçlanacağını sezerek, Türkiye'nin nasıl bir siyaset izlemesi gerektiğini telkin etmiştir.
ATATÜRK, en umutsuz görülen şartlarda dahi vatan ve millet uğruna bir şeyler yapabileceği inancında idi. O, sabırlı bir önderdi. O, 1919 yılında gerekli ortamın oluşmasını sabırla beklemiş ve Samsun'a çıkmıştır. Birçok kişi Yunanlıların Anadolu içlerine ilerlemelerinden korkmuş, sabırsızlıkla hemen saldırıya geçilmesini istemiştir. Ancak, ATATÜRK düzenli ordunun kurulmasını gerçekleştirdikten sonra düşmanın geldiği gibi gitmesini sağlamıştır.
ATATÜRK halk adamıdır. Halkın derdini dert, kıvancını kıvanç bilmektedir. Aynı zamanda ATATÜRK'ün milletine inanç ve güveni sonsuzdu. O, "Benim kuvvet ve kudretim halkın bana gösterdiği itimattan ibarettir" diyerek kuvvetinin kaynağını açıklamış, Türk Milleti'nin büyüklüğüne inanmıştır. Türk olmakla övünen milletin bir bireyi olmakla kıvanç duyan bir önderdi.
Onuncu Yıl Nutku incelendiğinde millet sevgisinin bencil olmadığı, milli birlik ve beraberliğe ne kadar önem verdiği anlaşılacaktır. O'nun sevgisi evrenseldi. Milletini sevdiği kadar diğer insanları da seven bir önderdi.
"Birlik ve emelde kararlı ve ısrar eden millet, mağrur ve mütecaviz düşmanı, her düşmanı eninde sonunda gurur tecavüzünde pişman edebilir" diyen ATATÜRK, ulusal birlik ve beraberliğin temel koşul olduğuna inanmasaydı, Kurtuluş Savaşı'nı kazanmak hayal olurdu.
Yaşamı boyunca, askerlik hayatında, devlet adamlığı sırasında daima ölçülü davranmıştır. Nereden başlayacağını ve nerede durması gerektiğini bilen bir liderdi. Gerçeğe aykırı hayal ürünü davalar peşinde koşmazdı.
Ordularımızın İzmir'e girişinde Selanik'e kadar devam edilip, orayı da vatan taprağına katmak isteyenlere "Misak-ı Milli bizim hedefimizdir. O ölçünün dışına çıkamayız" demiştir.
"Ben düşündüklerimi sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sırrı kalbimde taşımak iktidarında olmayan bir halk adamıyım. Ben düşündüklerimi daima halkın karşısında söylerim. Yanlışım varsa halk beni tekzip eder, fakat ben şimdiye kadar halkın beni tekzip ettiğini görmedim" diyen ATATÜRK açık sözlü bir insandı. O inandığı, doğru bildiği fikirlerini halkın içine girip açıkça söylemekten çekinmeyen, kişisel çıkarlarını düşünmeyen bir liderdi.
"Bizim akıl, mantık, zeka ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir. Bütün hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin delilidir."
"Akıl ve mantığın halledemeyeceği mesele yoktur" diyen ATATÜRK'ün mantık ve gerçekçiliği en önemli vasıflarıdır. O, olaylara duyguları ile yaklaşmaz, milleti boş hayallerle uğraştırmazdı. Gerçeği arayan, onu buldukça da kuvveti kudreti artan bir insandı.
ATATÜRK mağrur bir kişiliğe sahip değildi. Akılcı yönetimi, bilimi kılavuz edinmiş bir kişinin mağrur bir yapıda olması mümkün değildir.
Dahi ATATÜRK, ordular yönetmiş, büyük zaferler kazanmış, yeni bir devlet kurmuştur. Türk Milleti'ni çağdaş uygarlık seviyesine ulaştıracak ilkeler geliştirmiştir.
Hiçbir zaman yaptıkları ile gurura kapılmamıştır. Ben yaptım, ben başardım dememiştir. Her zaman için başarılarını millete mal etmiştir.
" Ne mutlu Türküm diyene."
"Benim hayatta yegane fahrım, servetim Türklükten başka birşey değildir" diyen ATATÜRK'ün en büyük gururu Türk olmaktı.
ATATÜRK inkılapçı bir kişiliğe sahipti. "Ya İstiklal, Ya Ölüm" parolasıyla Kurtuluş Savaşı'na başlayarak, milletin özgürlüğüne kavuşmasına önderlik etti. ATATÜRK, yeni Türkiye'yi modernleştirmek amacıyla çağdaş uygarlık idealine yönelerek inkılabını gerçekleştirdi. Türk toplumuna yeni bir görüş, yeni bir düşünce getirmiş, aklı kullanmayı, bilimsel düşünmeyi öğretmiştir.
O gerçeğin adamıdır. Kin ve nefret duygularına yer vermeyen, iyilik, güzellik, doğruluk, cesaret gibi erdemleri olan bir liderdi.
Vatansever, akılcı, bilimsel, gurura yer vermeyecek kadar soylu, iyi kalpli ve barışçıydı. Eğitimciliğiyle halkın başöğretmeni olan sanatsever bir liderdi.
76 yıl önce Türk Milleti'ni ümmet olmaktan çıkararak kendi kendini yönetebilecek ulus haline getiren Mustafa Kemal ATATÜRK'e çok şey borçluyuz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak ATATÜRK'ü iyi tanımalı, ilke ve inkılapları doğrultusunda ilerlemeliyiz.