Arama

Köşe Yazısı ve Makaleler - Tek Mesaj #121

KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
20 Haziran 2006       Mesaj #121
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
M.A.Erbil Ve Beşinci Kol Faaliyetleri

Beşinci kol; “Ajanlık, casusluk, psikolojik savaş gibi faaliyetlerdir”. Klasik düzende ordular dört kol halinde yürüdükleri için, bir toplumu içten çökertmeye yönelik faaliyetlere "beşinci kol" denmektedir.

Beşinci kol (fifth column); “ellerindeki her türlü araca başvurarak bir ulusun dayanışmasını ve bütünlüğünü yok etmeye çalışan yıkıcı hareketlerdir”. Ülkelerin ve toplumların bünyesinin silahsız yöntemlerle zayıflatılarak kontrol edilmesini çöküntüye uğratılmasını hedefler. Nazi Almanya’sı ve Sovyetler Birliği tarafından yoğun olarak kullanılmıştır. Günümüzde ABD’nin, “Açık Toplum Enstitüsü” gibi kuruluşlar üzerinden “beşinci kol faaliyetleri” uyguladığı, hedef ülkeleri sivil toplum örgütleri, gazeteler televizyon kanalları, siyasi partiler kanalıyla yapısal değişimlere hazırladığı bilinmektedir.

“Beşinci Kol faaliyetleri önce ruhunu, sonra bedenini çürütme faaliyetleridir. Aile içinde kavga çıkarır. Fikir farklılıklarını çatışmaya dönüştürür. Şantaj kullanır, dedikodu çıkarır, filmler, kumar, fuhuş, içki düşkünlüğü gibi konuları kullanır”

Ülkemizde son yıllarda toplumu yozlaştırmaya dönük eylem ve organizasyonlarda ciddi artış vardır. Milletin ruhunu teslim almaya, bünyesini çürütmeye yönelik tehditler yoğunlaşmıştır. Ahlaki normlarımızı, aile yapımızı ve kültürel kodlarımızı yıkmaya matuf saldırılar, tecavüzler had safhadadır. Üstelik bu ahlaksızlıklar ve terbiyesizlikler “özgürlük”, “medenilik”, “modernleşme” adına savunulmakta; bu türlü pespayeliklere itiraz edenler “geri kafalı”, “irticacı” olmakla itham edilerek psikolojik baskı altına alınmaktadır.
Beşinci kol faaliyetlerinin Truva atı, en önemli aracı medyadır. Ülkemizdeki basın yayın organları aile yapısını bozan, ahlak anlayışını erozyona uğratan, gençleri kötü alışkanlıklara özendiren yayınlarda yarış halindedirler. Türk toplum yapısında yeri olmayan insan tipleri, aile modelleri ve sosyal ilişkiler medya tarafından idolleştirilmektedir. Dizilerde ve reklâmlarda verilen “tip”ler ortalama Anadolu insanının ne fizyolojik, ne ekonomik, ne de kültürel özelliklerini taşımaktadır. Ekranlar toplumu yozlaştırmaya dönük kurgularla doludur. Türk medyasında dürüst, çalışkan insanlara ve adalet, fazilet duygularını besleyen yayınlara nadiren rastlarsınız. Kolay kazanma, kısa yoldan şöhret olma, cinsellik medyamızın pazarladığı en muteber mamullerdir. Bu durum arabesk kültürünü ve garibanizmi körüklemektedir.

Türkiye’de yaşanan kepazelikler sıradan ahlaksızlıklar olarak düşünülmemelidir. Bu tür faaliyetler toplumu dejenerasyon çabalardır. Şöhret budalası zavallı insanlar ekranlara taşınmakta, malzeme olarak kullanılmakta, basın da bu tür faaliyetleri yönlendirmektedir. Hamakatından veya şöhret sevdasından dolayı istismar edilenler yanında birileri hedefli ve maksatlı bu işeri organize etmektedir. Manken ajansları, güzellik yarışmaları gibi gençlerin takıldıkları ağların irdelenmesi ve işlevlerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sadece aktüel tarafları ele alınan infiallerin, intiharların, dramların sosyologlarca ve bilim adamlarınca incelenmesi gerekmektedir.

Son yıllarda gençliği deforme etme, toplumu atomize etme faaliyetleri hızlanmıştır. RTÜK’ün tedbirleri sevindirici ise de bu tür problemlere “bir devlet politikası” geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Konu gündeme geldiğinde “kadın hakları istismarcıları”, kişisel özgürlük diye ortaya atılan “ruh katilleri” hemen meydana çıkacaktır. Böyle durumlarda ciyak ciyak bağıranlara, ortalığa vaveyla salanlara dikkat edin. Bunlar ülkemizde beşinci kol faaliyeti yapanların beyni değilse bile kullandıkları elleri, ayaklarıdır. Demokrasi, özgürlük liberallik gibi argümanları toplumları çürütmek için kendilerine kalkan yaparlar. Demokrasi genç kızların iğfaline, uyuşturucu pazarlamaya, alkolizme, pornografiye müsaitse demokrasidir bunlar için. İtiraz edenleri hangi devirde yaşıyoruz? bu ne kafa? diye haşlamaktan da geri kalmazlar.

Son yıllarda Batı dahil bütün insanlık cinsellik, pornografi, uyuşturucu, alkolizm gibi toplumları kanser eden organize beşinci kol faaliyetlerine muhataptır.
Türkiye’de ve dünyada “bunları kim organize eder? Böyle saçma şey mi olur ?” Diye aklınıza gelebilir.
İnsanlığı çürüten beşinci kol faaliyetlerini yürütenler; kendilerini insanlığın efendisi, bütün insanları kendilerine hizmetle mükellef köleler olarak görenlerdir.....

Hep övündüğümüz sağlam aile yapımız ve toplumumuz büyük bir saldırıyla karşı karşıyadır. Cinsellik, uyuşturucu, alkolizm toplumun temellerini kemirmektedir. Ahlak ilkeleri ve değer yargıları bombardıman altındadır.
Ekranlarda M. Ali Erbil’in “don indirmesi”, Hülya Avşar’ın “popo pançaklaması”, beşinci kol faaliyetimidir tartışılabilir. Ancak toplumun değer yargılarına, ahlak anlayışına saldırı olduğu muhakkaktır.
Duyarlı bütün vatandaşlarımızın bu tür saldırılara demokratik tepki vermesi bir toplumsal görevdir.