Arama

Memeliler (Mammalia) - Tek Mesaj #1

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Memeliler (Mammalia)
MsXLabs.org & Temel Britannica

İnsanlar gibi, insanların besle­dikleri birçok ev hayvanı ve evcil hayvan da memeliler arasında yer alır. Memeliler sıcak­kanlı ve omurgalı canlılardır. Dişileri yeni doğan yavrularını meme bezlerinin salgıladığı sütle besler. Memelilerin derisi kıllıdır. Ama kılların sıklığı ve kapladığı yüzey büyük bir çeşitlilik gösterir. Bazıları tümüyle kıllarla kaplı, bazıları ise hemen hemen kılsızdır.
Memeliler üç ana gruba ayrılır. Bunların arasında tekdelikliler ya da yumurtlayan me­meliler olarak tanınan grup ornitorenk ve ekidnelerden oluşur. Bu ilginç hayvanların yavruları, kuşlar gibi yumurtadan çıkar, ama sonra anne sütüyle beslenir.
İkinci grupta keseliler yer alır. Keselilerin yavruları çok az gelişmiş olarak doğar. Yeni doğanların uzunluğu genellikle 6 santimetreyi aşmaz. Başlıca keseliler arasında opossum, tasmanyaşeytanı, bandikut, kuskus ve kangu­ru sayılabilir.
Eteneli memeliler en geniş memeliler gru­bunu oluşturur. Plasenta adıyla da tanınan etene, annenin içinde gelişen ve yavru ile anne arasında köprü kurarak doğana kadar yavruyu besleyen bir organdır. Eteneli meme­liler başlıca 10 grup altında toplanabilir.
Böcekçiller (Insectívora) en çok Eskidün-ya'da bulunmakla birlikte bir ölçüde Kuzey Amerika'ya da yayılmıştır. Köstebekler, kir­piler ve sivrifareler en bilinen üyeleridir.
Yarasalar (Chiroptera), uçan memelileri kapsar. Hemen hemen bütün iri yarasalar meyveyle beslenirken, küçüklerinin çoğu bö­cekleri avlar.
Primatlar (Primates) maymunlar ve insan­lardan oluşur. Gelişmiş beyinleri ve el beceri­leriyle dikkat çekerler.
Dişsizler (Edentata) ya dişten tümüyle yok­sundur ya da ağızlarında basit yapılı birkaç diş taşırlar. Armadillo, karıncayiyen ve tembel-hayvan bu grubun üyeleridir.
Kemiriciler (Rodentia) tür ve birey sayısı en çok olan memelilerdir. Tür sayısı 4.000'i aşan memelilerin yarısından çoğunu kemiriciler oluşturur. Kobay, fare ve sıçanın yanı sıra oklukirpi, kunduz ve sincap da kemiriciler arasında yer alır.
Etçiller (Carnivora) aslan, kaplan, pars, sırtlan, sansar, ayı, kedi ve köpeği de içeren yırtıcı hayvanlardır. Denizde yaşamaya büyük bir uyum gösteren foklar ve morslar ise genellikle yüzgeçayaklılar (Pinnipedia) adıyla ayrı bir grupta toplanır.
Balinalar (Cetácea) hemen hemen tümüyle kılsız, balık biçimindeki memelilerdir. Suyun dışında yaşayamazlar. Gerçek balinaların ya­nı sıra yunuslar ve musurlar da bu grupta yer alır. Mavi balina yaşayan en iri hayvandır.
Filler (Proboscidea) günümüze yalnız iki türüyle ulaşabilmiş dev kara hayvanlarıdır.
Tektoynaklılar (Perissodactyla) at, eşek, zebra, tapir ve gergedandan oluşur. Toynak­lar, bu ve sonraki grubun ayak parmaklarını çevreleyen, kalınlaşarak başkalaşıma uğramış tırnaklardır.
Çifttoynaklılar (Artiodactyla) deve, geyik, zürafa, sığır, antilop, keçi ve koyun gibi gevişgetirenlerin yanı sıra domuz, pekari ve suaygırı gibi gevişgetirme özelliği bulunma­yan hayvanları da kapsar.

Memelilerin Dağılımı
Memelilerin ataları hem görünüşleri, hem de alışkanlıkları bakımından birbirlerine çok benzeyen küçük canlılardı. Tür sayıları çok az olan ve fareyi andıran bu canlılardan türeyen­ler yeryüzünün çeşitli yerlerindeki yaşamaya uygun ortamlara uyum sağladılar. Balinaların yanı sıra yalnız bitkiyle beslenen denizineklerinin ataları da yaşamın başladığı sulara geri döndü. Mors ve fok gibileri ise yaşamlarını karada olduğu kadar suda da sürdürmeye başladı. Sincaplar ve maymunlar ağaçlarda, köstebekler ve avurdukeseliler toprağın altın­da yaşamayı seçen memeliler arasında yerini aldı. Yarasalar gelişen kanatlan sayesinde uçmaya başladı. Böylece memeliler yaşamaya uygun ortamlara başarıyla yayıldılar (bak. Evrim).
Memeliler de öbür canlılar gibi bulundukla­rı çevrenin barındırabileceğinden daha çok ürerler. Bu fazlalığın bir bölümü ölümle dengelenir. Öbür bölümü ise başka bölgelere gitmek zorunda kalır. Bu yayılma doğal bir engelle karşılaşıncaya kadar sürebilir. Yayıl­mayı sınırlayan etkenler bir dağ ya da büyük bir su kütlesi gibi fiziksel engellerin yanı sıra, otlayan hayvanlar için çayırların bitmesi gibi yaşama ortamıyla ilgili olabilir.
Dünya'nın yüzey yapısının değişmesi nede­niyle, bu engeller de zaman zaman değişir. Örneğin günümüzde Alaska ile Sibirya'yı ayıran Bering Boğazı, Kuzey Amerika ve Avrasya arasında memelilerin geçişini engel­lemektedir. Ama eskiden boğaz yerine bu iki kıtayı birbirine bağlayan bir kara köprüsü Kuzey Amerika kökenli atların ve develerin Asya'ya geçebilmesini sağladı. Kurtlar, kutup tilkisi, kunduzlar ve sığın da artık birçok hayvan gibi Amerika ile Avrasya'nın kuzey kesimlerinde bulunmaktadır.
Coğrafi bağlantıları ve engelleri inceleyen bilim adamları memeli gruplarının günümüz­deki dağılıma nasıl ulaştıklarını çok daha iyi anlamışlardır. Örneğin keseliler Avustralya' da şaşırtıcı bir çeşitlilik kazanmıştır. Bu hayvanların yeryüzünün birçok yerinde yaşadıkları, ama eteneli memelilerin rekabeti karşısında yenik düşüp yok oldukları sanıl­maktadır. Eteneli memeliler çoğalıp çeşitle­nerek Avustralya'ya yönelmeden önce bu kıtayı Avrasya'ya bağlayan kara köprüsü de­nize gömülmüştür. Böylece eteneli memeliler insanlar tarafından götürülünceye kadar Avustralya'ya ulaşamamışlardır. Örneğin din-gonun bu kıtaya, Asya'dan göç eden ilk Avustralya Yerlileri'nin yanında geldiği sanıl­maktadır.
Memelilerin dağılımı sürekli olarak değişir. Örneğin Kuzey Amerika'da yaşayan opossum çok soğuk olmayan kışlarda kuzeye doğru yayılırken, sert kışlarda yaşama bölgesinin güneyine sıkışır.
İnsanların etkisiyle de memelilerin dağılımı değişmektedir. Amacı ne olursa olsun sürüp giden avlar, yok edilen ormanlar, kirletilen çevre, tarıma açılan alanlar, kurutulan batak­lıklar, yetiştirilen evcil hayvanların rekabeti birçok memeli soyunun tükenmesine yol aç­mıştır. Birçoğunun da soyu tükenmek üze­redir.

Zoocoğrafya
Hayvanların dağılımını inceleyen zoocoğraf-yacılar yeryüzünü altı büyük bölgeye ayırır­lar. Bu bölgeler genellikle hayvanların kitle­sel olarak yayılmasını sınırlayan fiziksel en­gellere göre belirlenmiştir. Bundan ötürü her bölgenin az ya da çok kendine özgü tipik memelileri vardır.
Palearktik bölge, Avrasya'nın Himalaya Dağları'nın kuzeyinde ve batısında kalan bö­lümü ile Afrika'da Sahra Çölü'nün kuzeyinde kalan kesimi kapsar. Kirpiler ve yaban domu­zu bu bölgede görülen tipik hayvanlardır.
Afrika'da Sahra Çölü'nün güneyindeki böl­geler Etiyopyen bölge içinde kalır. Bazı uz­manlar Arabistan Yarımadası'mn güneyini de bu bölgeye katar. Etiyopyen bölge şempanze ve gorillerin yanı sıra aslanların, zebraların ve zürafaların da doğal yaşama ortamıdır.
Oryantal bölge, Asya'da Hindistan Yarımadası'nı, Çin'in güneyini, Güneydoğu Asya' yı ve Doğu Hint Adaları'nın batı bölümünü kapsar. Bu yöreler iri kaplanların ve Asya gergedanlarının anayurdudur. Asya fili ve gi-bonlar ormanlarda, orangutan ise, bu böl­genin iki büyük adası olan Sumatra ve Borneo'da yaşar.
Avustralyen bölge, Avustralya kıtasının yanı sıra Tasmanya, Yeni Gine ve Doğu Hint Adaları'nın doğu bölümünü kapsar. Kanguru ve koala gibi keselilerin büyük bölümü bura­larda yaşar. Yumurtlayan memeliler ise yalnız bu yörelerde görülür.
Nearktik bölge, Kuzey Amerika'nın Orta Amerika dışında kalan bölümü ile Grönland Adası'ndan oluşur. Misk sıçanları, rakunlar, iki yabanıl koyun türü ve Amerika antilopları bu bölgenin tipik memelileridir. Neotropikal bölge Orta ve Güney Amerika'yı kapsar. Dişsizler, lamalar ve vampir yarasalar bu bölgeye özgü memelilerdir.
Zoocoğrafya bölgelerinin kesin sınırlan yoktur. Puma ve pars gibi birçok hayvan birkaç bölgede bulunabilir. Ama zoocoğrafyacılar yeryüzünü bu biçimde bölgelere ayıra­rak, birçok hayvan grubunun dağılımını belir­leyebilmektedirler.
Memelilerin dağılımı yaşadıkları ortama göre de gruplanabilir. Tundra ve buzların bulunduğu Kuzey Kutup Bölgesi'nde kutup ayıları, kutup tilkileri, lemmingler, misk öküzleri ve rengeyikleri yaşar. Bu hayvanlar soğuk havaya ve mevsimlere göre besinlerin kıtlaşmasına değişik biçimlerde uyarlanmıştır. Yeryüzünün kuzeyini çevreleyen karışık iğneyapraklı ağaçlardan oluşan orman kuşağı ise sansar, volverin ve sığın gibi memelileri barındırır.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Şubat 2016 20:48
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!