içimizde kanserli hücreler gibi
sinsi sinsi çoğalıyorsun
yıkımcı pazarlarında
geri dönüşümsüz
harac mezat
parça parça insanlığımızı satıyorsun
oysa biliyorsun
sana gülmeyecek güneşler
rengarenk eteklerini toplayacak
içinden çekilecekler
o çok sevdiğin menekşeler
dokunmadan omuzlarına
bir akşam üstü
sana vedasız çekip gidecekler
bomboş kalacaksın
kazı kazanlar gibi
üçü bir arada olmayacaksın
kaçıracaksın tüm buluşmalarını
beklediğin beni bulamayacaksın
dolunaylı gecelerde kıpkızıl
mezar taşlarımızda ölümcül kokacaksın
avuçlarında arınmamış pamuk kozaları
zehirli kaktüs meyvaları
kalbini şeytanlara sunacaksın
necmi dayan