Arama


fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
20 Mayıs 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Obezitenin Neden Olduğu Hastalıklar
  • 1. Kardiovasküler Sistem: Konjestif Kalp Yetmezliği, Kardiomegali (kalp büyümesi), Aritmi (Ritim Bozukluğu), Sağ Kalp Yetmezliği, Varis, yüksek oranda ölümcül olan Pulmoner Emboli (akciğer damarlarının kan pıhtısı nedeniyle tıkanması)
  • 2. Endokrin Sistem: Polikistik Over Sendromu, Adet Düzensizliği, İmpotans (iktidarsızlık), Hipogonadism (cinsiyet Hormon seviyesindeki azalma), Diyabet
  • 3. Üriner Sistem: İdrar Kaçırma, Glomerülopati (böbrek süzme sistemlerinin hasarlanması), Diabete Sekonder Böbrek Yetmezliği.
  • 4. Gastrointestinal Sistem: Karaciğer Yağlanması Hepatosteatoz ve Siroz, Safra Kesesi Taşları, Gastroözefageal Reflü, Bağırsak Kanseri.
  • 5. Sinir Sistemi: İnme sonucu Felç ve Ölüm, Parestezi (hissizleşme ya da duyuda azalma-artma), Kronik Başağrısı, Karpal Tünel Sendromu, Demans (bunama).
  • 6. Cilt: Ciltte cizgilenme ve çatlaklar, Lenföden, Pişikler, Selülit, Katlantı yerlerinde koyulaşma.
  • 7. Solunum Sistemi: Dispne (nefes darlığı), Obstrüktif Uyku Apnesi, Hipoventilasyon (yetersiz havalanma), Astım, Pickwick Sendromu, Pulmoner hipertansiyon
  • 8. Kas İskelet Sistemi: Gut hastalığı, İmmobilite (hareket etmede zorlanma), Osteoartrit (eklem iltihaplaması ve ağrıları), Bel Fıtığı - Bel Ağrısı.
  • 9. Psikolojik Bozukluklar: Depresyon, Self (Ben) İmajı Bozukluğu, Kendine Güvensizlik, Vücut İmaj Bozukluğu, Sosyal İzolasyon ve Alay konusu olma
  • 10. Ölü doğum, Rahim kanseri ve Meme Kanseri Obeziteyle ilişkisi kanıtlamnış hastalıklardır.
Obezite ya da bilinen adıyla şişmanlık, vücutta bol miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Obezite, besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fizik aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumda ortaya çıkar.
Obezite, insan vücudunda kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi sistemleri etkileyen ve birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalıktır.
Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, Kısırlık, iktidarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu, bazı kanser türleri, obezite ile doğrudan ilişkili hastalıklardan birkaçıdır.
Sonuç olarak obezite, insan yaşamını kısaltan ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak tanımlanabilir. Yapılan araştırmalara göre, obezite özellikle son 20 yılda, bütün dünyada süratle artmakta ve bir salgın hastalık gibi yayılmaktadır. Bu salgından ülkemiz de etkilenmektedir. Kadın nüfusumuzun yaklaşık üçte biri, erkek nüfusumuzun da yaklaşık beşte biri obez, yani şişmandır.
Obezite insan vücudunda yağ hücresi(leri)nde depolanan doğal enerji rezervlerinin ciddî risk oluşturacak düzeyde artması ve sonuçta ölüm oranlarının kaçınılmaz olarak yükselmesi ile karakterize bir hastalıktır. Yağ dokusu rezervlerindeki bu artış kişinin biyolojik özellikleri, psikolojik yapısı ve çevresel faktörlerin henüz aydınlatılamamış kompleks ilişkisi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Vücut ağırlığındaki fazlalığın Koroner kalp hastalıkları, Tip 2 Diyabet, İnme (beyin damarlarının tıkanması sonucunda gelişen felç), Uyku Apnesi, Osteoartrit ve Sosyal İzolasyon gibi ciddî hastalıklarla olan ilişkisi bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Obezite geleneksel yöntemler ile tedavi edilebilen basit bir fazla kilo sorunu değildir, yüksek sağlık riskleri taşıyan ciddî bir klinik hastalık ve tehlikeli bir toplumsal sağlık sorunudur.
Obezite Nasıl Anlaşılır
Vücut kitle indeksi (VKİ) insanlarda fazla vücut yağ fazlalığının değerlendirilmesi için en yaygın kabul edilmiş parametredir. VKİ tedavinin etkinliğinin ve kişinin taşığı riskin değerlendirilmesi için klinik çalışmalarda ve epidemiyolojik (toplumsal) araştırmalarda özellikle kolay uygulanabilirliği nedeniyle kullanılmaktadır.
Basitçe VKİ = vücut ağırlığı (kg) / boy (m)2 olarak formül ize edilmiştir.
VKİ tek başına kesin tanı koydurabilen bir yöntem değildir, bu nedenle tıp profesyonelleri klinik ortamda kişinin yaş, cinsiyet, kas kitlesi, etnik kökeni ve vücut yapısını çeşitli antropometik ölçümler ile inceleyerek risk oranlarını belirlemektedir. Ancak bu oran kişinin karşı karşıya olduğu durum hakkında mantıklı bir fikir vermektedir.
VKİ klinikte kullanılan pratik bir formül olmasına rağmen, kişinin yağ doku / kas doku oranı hakkında bilgi verememektedir. Vücut kompartmanlarının belirlenmesinde direkt ve indirekt ölçüm yöntemleri yapılmaktadır.
Direkt Obezite Ölçüm Yöntemleri
Bu ölçüm yöntemleri bilimsel araştırmalar dışında, klinik kullanımda pratik yöntemler değillerdir. Nekropsi çalışmaları ve nötron aktivasyon analizleri bu gruptadır.
İndirekt Obezite Ölçüm Yöntemleri
Bu yöntemler de klinik araştırmalar dışında genel pratikte kullanımı sınırlıdır. Vücut total Su ölçümü (işaretli su kullanılarak), ultrasonografi, Bilgisayarlı Tomografi,(CT,BT), Magnetik Rezonans Görüntüleme (MRI), Dual foton absorbsiyometresi indirekt yöntemler arasındadır. Bel çevresindeki yağ artışı ile karakterize olan Santral Obezite’nin özellikle Kalp Hastalıkları ile olan ciddî ilişkisi son derece güçlü istatistiksel analizlerde gösterilmiştir.
Santral Obezite
Erkeklerde bel çevresinin 102 cm’den (40 inç) fazla olması, kadınlarda ise 88 cm’den fazla olması (35 inç) veya Bel çevresi / kalça çevresi oranının Erkeklerde 0.90 dan Kadınlarda ise 0.85 den fazla olması, Santral Obezitenin dolayısıyla artmış kalp hastalığı riskinin belirleyicisidir.
Obezite Sınıflama
Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiş sınıflamaya göre;
  • 18.5 altında BMI Az kilolu
  • 18.5 - 24.9 normal Kilo
  • 25.0 - 29.9 Fazla Kilo
  • 30.0 - 39.9 Obez
  • 40.0 ‘ın üzeri Morbid (ciddî)
Obez olarak belirlenmiştir.
Obezite’ye Genetik Faktörler-Kalıtımın Rolü
Yapılan çalışmalar şişmanlık oluşumunda kalıtım veya genetik faktörlerin % 25-40 oranında rol oynadığını göstermiştir. Şişman kişilerin çocuklarında şişman olmayanlara göre şişmanlık görülmesi 2-3 kat fazladır. Anne ve babanın her ikisinin şişman olması durumunda çocuklarının %80′ ni erişkin yaşta şişmanlık gelişir.
Anne veya babadan biri şişman ise %40 Her ikisi normal kilolu ise %10 oranında Çocukluk çağında (3-10 yaş arası) aşırı kilolu olan çocukların %50 sinde erişkin dönemde aşırı kilolu olma riski vardır. Şişmanlığın genetik nedenleri uzun yıllardan beri araştırılmaktadır. Toplumda sık görülen şişmanlığı ortaya çıkaran birçok genetik bozukluk vardır. Fransa ve Almanya da şişman ailelerde yapılan çalışmalarda 10 numaralı kromozomdaki belirli bir alanın şişmanlıktan sorumlu olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bu alandaki genlerin incelenmesi ile şişmanlığa neden olan genler daha iyi ortaya çıkarılabilecektir. Bunun yanında tek gen bozukluğuna monogenik bağlı şişmanlıklar da vardır. Şişmanlığın %5 kadarı tek gen bozukluğuna bağlıdır.
Obezitede Risk Faktörleri
Koroner kalp hastalığı, Diyabet, Uyku Apnesi hayat tehdit eden risklerdir ve tedaviyi zorunlu kılmaktadır. Bunun yanında Sigara, Yaş, Ailede Diabet ve Kalp hastalığı bulunması tedaviyi gerektiren diğer faktörler olarak sayılabilir.
Obezitenin Neden Olduğu Hastalıklar ve Yaşam Süresindeki Kısalma
American Obesity Association tarafından desteklenen bir çalışmada obezitenin, özellikle genç yaştaki kişilerin yaşam süresinde ciddi azalmalara neden olduğu gözlemlenmiştir. Vücut Kitle Indeks’indeki (BMI) artışla beraber cinsiyet ve yaş faktörleri göz önüne alındığında, Obez bireylerin yaşam sürelerinde 13 yıla kadar azalmalar olduğu görülmüştür.
Aşağıda belirtilen hastalıkların tamamı insan hayatını ciddî olarak tehdit etmektedir. Genel insan yaklaşımı hastalık kendisinde ya da bir yakınında ortaya çıkıncaya kadar “Bu hastalıklar başkalarında olur bende değil.” şeklindedir, ancak modern tıp günümüzde kanıta dayalı olarak işlemektedir ve bilimsel istatistik yöntemler ile desteklenmektedir. Bu veriler belirtilen hastalıkların tamamının ya da bir kısmının obez kişilerde ortaya çıkma ihtimalinin çok yüksek olduğunu göstermektedir. Bu nedenle riski göz ardı etmek son derece hatalı bir yaklaşımdır.
Obezitenin, özellikle santral obezitenin kalp hatalıklarını ciddî oranda arttıran ve tip II diyabet oluşumuna zemin hazırlayan Metabolik Sendrom adı verilen bir hastalıkla ilişkisi bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu hastalığı oluşturan bozukluklar; Tip II Diabet, Hipertansiyon, Hiperlipidemi (kan yağlarının yüksek olması)’dir. Metabolik sendrom gelişen kişide sistemik bir enflamasyon (bağışıklık hücrelerinin cevabı) gelişir ve kaçınılmaz olarak kalp ve beyin damalarlarında uzun dönemde tıkanmalara yol açarak kalp krizi ve inme nedeniyle ölümler gelişir.
Metabolik sendroma ek olarak American Medical Association tarafından doktorlara yönelik olarak hazırlanmış olan yayınlarda bildirildiği üzere aşağıdaki hastalıklar obezite nedeniyle veya ilişkili olarka ortaya çıkmakta ve kişinin hayatını tehlikeli olarak etkilemektedir.
Obezitenin Zararları
Obezitenin Neden Olduğu Hastalıklar
  • 1. Kardiovasküler Sistem: Konjestif Kalp Yetmezliği, Kardiomegali (kalp büyümesi), Aritmi (Ritim Bozukluğu), Sağ Kalp Yetmezliği, Varis, yüksek oranda ölümcül olan Pulmoner Emboli (akciğer damarlarının kan pıhtısı nedeniyle tıkanması)
  • 2. Endokrin Sistem: Polikistik Over Sendromu, Adet Düzensizliği, İmpotans (iktidarsızlık), Hipogonadism (cinsiyet Hormon seviyesindeki azalma), Diyabet
  • 3. Üriner Sistem: İdrar Kaçırma, Glomerülopati (böbrek süzme sistemlerinin hasarlanması), Diabete Sekonder Böbrek Yetmezliği.
  • 4. Gastrointestinal Sistem: Karaciğer Yağlanması Hepatosteatoz ve Siroz, Safra Kesesi Taşları, Gastroözefageal Reflü, Bağırsak Kanseri.
  • 5. Sinir Sistemi: İnme sonucu Felç ve Ölüm, Parestezi (hissizleşme ya da duyuda azalma-artma), Kronik Başağrısı, Karpal Tünel Sendromu, Demans (bunama).
  • 6. Cilt: Ciltte cizgilenme ve çatlaklar, Lenföden, Pişikler, Selülit, Katlantı yerlerinde koyulaşma.
  • 7. Solunum Sistemi: Dispne (nefes darlığı), Obstrüktif Uyku Apnesi, Hipoventilasyon (yetersiz havalanma), Astım, Pickwick Sendromu, Pulmoner hipertansiyon
  • 8. Kas İskelet Sistemi: Gut hastalığı, İmmobilite (hareket etmede zorlanma), Osteoartrit (eklem iltihaplaması ve ağrıları), Bel Fıtığı - Bel Ağrısı.
  • 9. Psikolojik Bozukluklar: Depresyon, Self (Ben) İmajı Bozukluğu, Kendine Güvensizlik, Vücut İmaj Bozukluğu, Sosyal İzolasyon ve Alay konusu olma
  • 10. Ölü doğum, Rahim kanseri ve Meme Kanseri Obeziteyle ilişkisi kanıtlamnış hastalıklardır.
Selülit
Selülit gerçekte tıbbi bir terim değildir. Tıpta deri enfeksiyonuna da selülit denilir. Tıp otoritelerinin çoğu selüliti basit yağ dokusu olarak kabul ederler. Derinin derin tabakalarından gelen bağ dokusu yağ dokusunu bölümlere ayırırlar.
Bu bölümlerdeki yağ dokusu artığında bağ dokuların deriyi tutan uçları deriyi içeri doğru çekerek portakal kabuğu görünümüne neden olur. Dr Neil Solomon selülitli ve selülitsiz deriden aldığı biyopsileri karşılaştırmış ancak belirgin bir farklılık bulamamıştır.
Benzer şekilde Rockefeller enstitüsünde yapılan çalışmalarda bayanlarda selülit gelişimine daha fazla eğilim olduğu, selülitin aslında göründüğünden daha fazla deri bölgesinde görüldüğü ve yağ doku fonksiyonunda ve o bölgedeki kan akımında herhangi bir farklılık olmadığı gösterilmiştir. Selüliti tedavi ettiği ileri sürülen pek çok yöntem kullanılmaktadır.
Elektrikli kas stimülatörleri Kasların Elektrikle uyarılarak kasılmaları aslında felçli hastaların kaslarını harekete geçirmek ve dolaşımı artırmak için geliştirilmiş bir yöntemdir. Ancak bu cihazların kırışıklıkları azalttığı ve selülite iyi geldiği ve daha birçok faydaları olduğu ileri sürülmüştür. Ancak bu tip cihazların kullanımının bazı hastalıkların ilerlemesine neden olabildiği, fıtık, ülser, Varis ve sara nöbetlerini artırabildiği ve düşük yapılmasına neden olabildiği Amerikan İlaç İdaresi tarafından bildirilmiştir.
Endermoloji Bir çeşit masaj yapan makinedir. 10-20 seansda selülitin azaldığı belirtilmektedir. Ancak sonuç geçici olduğundan Ayda 2 defa olmak üzere sürekli uygulanması gerekir. Her zaman da olumlu sonuç almak mümkün olamamaktadır. Bitkisel uygulamalar Pekçok bitkisel uygulamalar geliştirilmiş ancak bunların faydalı oldukları bilimsel olarak kanıtlanamamıştır.
Mezoterapi Mezoterapinin faydalı olduğunu gösteren bilimsel bir kanıt ortaya konulamamıştır. Bu nedenle çok farklı görüşler mevcuttur. Mezoterapi yapılan kişilere diyet egzersiz gibi ek uygulamalar verilmektedir. Mezoterapiden fayda görenlerin gerçekten mezoterapiden mi yoksa diyet ve egzersizden mi faydalandığı şüphelidir. Ayrıca etkileri de geçicidir .
Obezite ve ekonomi
Hollandada yapılan bir araştırmaya göre Obezler ve sigara içenlerin sağlık sistemi açısından daha ekonomik olduğu idda edilmektedir. Sigara içenler ve obezler daha az yaşadığı için kısa dönemde sağlık maliyetleri yüksek olsa da uzun dönemde sağlıklı insanlara göre daha az sağlık maliyeti olduğu sonucu çıkmaktadır. Sigara kullanımı ve obezitenin yol açtığı hastalıkların tedavilerinin ileri yaşlarda ortaya çıkan alzheimer gibi hastalıklara oranla çok düşük maliyetinin olması sebep olarak gösterilmektedir. Araştırmaya göre Hollanda sağlık sistemi her obezite kişi başına 50.000 USD (2007) tasarruf etmektedir.
İnsanlar neden şişmanlar?
Vakaların büyük çoğunluğunda şişmanlığın tek sebebi fazla yemek yenmesidir. Başka bir deyişle, alınan kalori miktarı, gerekli kalori miktarını aşmaktadır.
Bezlerin insanın kilosuyla bir ilişkileri var mıdır?
Evet ama bir dereceye kadar. Vücudun metabolik oranını kontrol eden tiroid bezi aynı zamanda kalorilerin yakılma oranını ve kalori çıkış oranını da kontrol etmektedir. Pek çok insanın tiroid bezi normal işlemekte olduğundan kişinin alacağı kiloda tiroid bezlerin rol ilişkileri, yediği yemek miktarının rolü oranında olmayacaktır.
Bir bez bozukluğu çok kez fazla şişmanlamaya neden olur mu?
Çok nadir vakalarda. Fazla şişman olan kişilerin büyük çoğunluğunun bu durumu, ihtiyaçlarından çok fazla yemek yemelerinden ileri gelmektedir.
Tiroid bezleri metabolizma temposunu kontrol ettiğinden, şişman bir kişiye tiroid özü verilerek o kişinin kilo kaybetmesi sağlanabilir mi?
Hayır. Şişman bir kişinin tiroid bezleri normal çalışmaktaysa, tiroid özü verilmekle onun metabolizma oranı genellikle değişmeyecektir. Bu kişiye tiroid özü verildiğinde kendi tiroid bezleri daha az aktif olacak ve sonuçta tiroid faaliyeti aynı olarak kalacaktır. Tiroid özü alan normal ağırlıktaki hastalar bu Hormonu almayı kestikleri zaman, kendi tiroid bezleri çalışmaktan tembel ve hareketsiz kaldığından, kilo almaya başlayacaklardır.
Kilo kaybetmek için fazla miktarda tiroid özü alma zararlı olabilir mi?
Şüphesiz evet. Çok fazla tiroid özü alındığı takdirde metabolik oran normal sınırların çok üstüne çıkabilir ve “hipertiroidizm”e benzer bir durum gelişebilir. Bu durum birkaç Ay devam ettiği takdirde kalp zedelenebilir.
Kilo kaybı için iğneler yapılmalı mı?
Hayır. Son yıllara kadar bazı doktorlar hastalarına kilo kaybettirmek için, birkaç Günde bir iğneler yapmaktaydılar. Bu ilaçlar, genellikle fazla idrar edilmesine yol açan ilaçlar olup, bu yolda kaybedilen kilolar kısa sürede yeniden alınırdı. Çünkü yağlar oldukları yerde kalmakta ve vücûttan ancak fazla su çıkmaktaydı. İğneler durunca hastanın kilosu yine artmaktaydı. Tıp Alemi bugün bu tür tedavileri yersiz bulmaktadır. Çünkü bu yolda devamlı olarak hiçbir sonuç alınamamaktadır.
Kilo kaybı için yapılan iğneler tehlikeli olabilir mi?
Yalnızca idrarı artırmak için gerekli ilaçlar kullanılmaktaysa tehlikeli değildirler. Ancak bu ilaçlar birkaç haftadan fazla süre kullanılırsa vücuttaki kimyasal tepkileri ciddi bir şekilde değiştirebilecek niteliktedir.