Marcus Tullius CICERO (İÖ 106-43)
MsXLabs.org & Temel Britannica & Vikipedi
Cicero (M.Ö. 106 - 43), Lâtin Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazardır. Felsefe öğrenimini, Epikürosçu Phaedros, Stoacı Diodotos ve Akademi'ye bağlı Philon'dan almış olan Cicero'nun önemi, Yunan düşüncesini daha sonraki kuşaklara aktarmasından oluşur. Bilgi kuramı açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi yeğleyen, buna karşın ahlak alanında, dogmatik bir tavır sergileyip, Stoacılara ve bu arada Sokrates'e yönelen Cicero, Latincenin felsefe dili olarak gelişmesine katkı yapmış ve bu arada, dinsel görüşleri açısından daima agnostik kalmıştır.
Cicero, Romalı bir devlet adamı ve ünlü bir avukattı. Mahkeme salonlarında ve Roma Senatosu'ndaki özgürlük ve eşitlikten yana parlak konuşmalarıyla ünlendi. Bunlardan kimi yazılı olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Cicero Roma'da yaşamın örgütlenme biçiminin ve cumhuriyet yasalarının büyük bir savunucusuydu.
İtalya'da, Arpino'da doğan Cicero 26 yaşındayken, babasını öldürdüğü savıyla haksız yere suçlanan Sextus Roscius'un savunmasını üstlenince her yerde tanındı. Diktatör Sulla' nin kölelerinden biri, efendisinin düşmanı olan Sextus Roscius'u ortadan kaldırmak amacıyla bu suçlamayı uydurmuştu ve Sulla' mn korkusundan hiçbir avukat Sextus'u savunmak istemiyordu. Cicero davayı üstlendi ve jüriye "suçsuz" kararı verdirmeyi başardı.
Cicero İÖ 75'te Roma ile Sicilya arasındaki tahıl ticaretinin düzenlenmesi için devlet görevlisi olarak Sicilya'ya gönderildi. Burada ticaret ilişkilerindeki dürüst ve sağduyulu tutumuyla Sicilya halkının güvenini kazandı. Beş yıl sonra, rüşvetçi vali Verres'e karşı açılacak bir davada halk Cicero'dan yardım istedi. Cicero'nun suçlamaları öyle etkili oldu ki, kendini savunamayan vali kentten sürüldü.
İÖ 66'da Cicero praetor yani yüksek yönetici oldu. Roma'da ayrıcalıklı sınıfın üyeleri patriciler, soylu olmadığı için Cicero'dan hoşlanmıyorlardı. Ama rakibi olan genç ve soylu Catilina'yı tehlikeli bularak Cicero'nun 63'te konsül seçilmesini desteklediler.
Konsül olduğu yıl Catilina'nın önderliğinde çıkan ayaklanma Cicero'nun zeki ve soğukkanlı yönetimi sayesinde bastırıldı. Devleti kurtardığı için ona, "Ülkenin Babası" unvanı verildi. Konsül olarak görevi sona erince, düşmanları tarafından, ayaklanmaya katılan Roma yurttaşlarını yargılanmadan ölüm cezasına çarptırmakla suçlandı ve İÖ 58'de sürgüne gönderildi. Ertesi yıl geri dönen Cicero, bugün Türkiye sınırları içinde yer alan eski Roma eyaleti Kilikya'ya vali atandı.
İÖ 49'da başlayan Pompeius ile Jül Sezar arasındaki iç savaşta Cicero Pompeius'un yanında yer aldı. Barış zamanı Roma'ya geri dönmesine izin verildiyse de savaşı kazanmış olan Sezar'ı hiç desteklemedi. Sezar'ın diktatörlüğü boyunca ve ölümünden sonra kısa bir süre toplumsal yaşamdan elini eteğini çekti ve kendini felsefeye verdi.
İÖ 44'te Sezar'ın arkadaşı Marcus Antonius' un yönetimi ele geçirmeye hazırlandığı sırada Cicero Antonius'a saldıran konuşmalar yaptı. Bu konuşmaların ardından, Antonius Roma'dan ayrılmak zorunda kaldı. Cicero cumhuriyeti korumak amacıyla bir süre daha çalışmalarını sürdürdü. Ama Sezar'ın vârisi Octavius ve Lepidus ile birleşen Antonius Roma'da egemenliği eline geçirdi. Üçler Mec-lisi'ni oluşturarak, Cicero'nun öldürülmesini istedi. Cicero kentten ayrılmaya çalışırken öldürüldü. Başı ve elleri kesilerek Roma Forumu'nda, konuşmacılar için ayrılmış yerde sergilendi.
Eski Yunan felsefesini daha sonraki kuşaklara aktaran ve bir felsefe dili oluşturan Cicero'nun yazılarından yapılmış bir derleme, 1967'de Seçmeler adıyla Türkçe olarak yayımlanmıştır.
Hayatı
3 Ocak M.Ö. 106 yılında Arpinum'da doğmuştur. Çocukluğundan itibaren harika bir öğrenci olmuş, eğitime olan tutkusu ve sevgisi ile ünlenmiştir. Yoğun bir hukuk öğrenimi görmüş, daha sonraları ise edebiyat ve felsefeyle daha çok ilgilenmeye başlamıştır. Savaşı hiç sevmezdi, yine de orduya katıldı. Mahkemelere başkanlık yaptı, ünlü ve başarılı bir hukukçu oldu. Daha sonraları ise konsül oldu, daha önce ailesinden hiçbir kimse konsül olmamıştı, yani o bir novus homo idi. M.Ö. 60 yılında Sezar, ilk Triumvirliği başlattı. M.Ö. 58 yılında Publius Clodius Pulcher'in koyduğu yasa ve aralarında gelişen sürekli muhalefet yüzünden İtalya'yı bir yıllığına terk etti. M.Ö. 50'li yıllarda, Cicero popülist Milo'yu Clodius'a karşı destekledi. Sonra 50'li yılların ortasında Clodius Milo'nun gladyatörleri tarafından Via Appia'da öldürüldü. Cicero Milo'yu savundu, bariz kanıtlar yüzünden pek başarılı olduğu söylenemez. Nitekim Milo sürgüne gitti ve uzun bir süre Massilia'da yaşadı.
M.Ö. 50 yılında Sezar ile Pompey arasındaki gerilim iyice artmıştı, Cicero bu yıllarda Pompey'in tarafını tuttu, yine de Sezar'ın düşmanı olmak istemiyor buna göre daha yumuşak bir politika izliyordu. M.Ö. 49 yılında Sezar İtalya'yı işgal ettiğinde, Cicero kaçmak zorunda kaldı. Daha sonraları Sezar onun geri dönmesi için ikna etmeye çalışınca, Cicero İtalya'yı terk ederek Selanik'e gitti. M.Ö. 48 yılında Pompey taraftarlarıylaydı, bu dönemde onlarla arası açıldı, Sezar'ın Pharsalus'daki zaferinin ardından Roma'ya geri döndü. Sezar'ın hükümranlığı altında sesini çıkarmadı, yazılarına konsantre olmuştu.
M.Ö. 45 yılının şubatında kızı Tullia öldü. Hayatı boyu bu şoktan kurtulamadı.
M.Ö. 44 yılında Sezar öldürüldü. Bu dönemde popüleritesi arttı, Senato'nun en güçlü, en sözü geçer adamı haline geldi. Sezar'dan sonra giderek güçlenen Mark Antony'yi sevmiyordu. Yine de Mark Antony ve Cicero dönemin en güçlü iki adamı olarak diğerlerinden daha öne çıkıyordu. Sezar'ın veliahtı Oktavian İtalya'ya varınca, Cicero Antony'ye karşı onu savunmaya başladı. Sürekli Antony'yi eleştiriyor, Oktavian'ı ise övüyordu. Senato'yu da Antony'ye karşı kışkırtmıştı. Cicero'nun ününün doruğuydu bu dönemler. Zamanla Cicero'nun Antony'ye olan kini arttı, kafasındaki plan hem Oktavian hem de Antony'yi aradan çıkarmaktı. Ama bu ikisi Lepidus ile beraber ikinci Triumvirliği kurunca, Cicero'yu devlet düşmanı ilân ettiler. Cicero kaçtı, fakat yakalandı. M.Ö. 43 yılının 7 Aralık günü başı kesilerek idam edildi. Başı ve elleri Forum Romanum'daki Rostra'da gösterildi.
Çalışmaları
Konuşmaları
Hiç kuşkusuz Cicero'yu bu kadar büyük ve ünlü kılan özelliği onun inanılmaz hatipliği idi. 88 konuşması kayda geçirilmiş, bunlardan sadece 58'i bugüne ulaşabilmişti
Politik Konuşmaları
- Pro Lege Manilia veya De Imperio Cn. Pompei (M.Ö. 66)
- De Lege Agraria contra Rullum (M.Ö. 63)
- In Catilinam I-IV (M.Ö. 63)
- Pro Marcello (M.Ö. 46)
- Pro Ligario (M.Ö. 46)
- Pro Rege Deiotaro (M.Ö. 46)
- Philippicae (M.Ö. 44)
Felsefesi
Retorik
- de Inventione (M.Ö. 84)
- de Oratore (M.Ö. 55)
- de Partitionibus Oratoriae (M.Ö. 54)
- de Optimo Genere Oratorum (M.Ö. 52)
- Brutus (M.Ö. 46)
- Orator ad M. Brutum (M.Ö. 46)
- Topica (M.Ö. 44)
Diğer Felsefi Çalışmaları
- de Republica (M.Ö. 51)
- Hortensius (M.Ö. 45)
- Lucullus or Academica Priora (M.Ö. 45)
- Academica Posteriora (M.Ö. 45)
- De Finibus, Bonorum et Malorum (M.Ö. 45)
- Tusculanæ Quaestiones (M.Ö. 45)
- de Natura Deorum (M.Ö. 45)
- de Divinatione (M.Ö. 45)
- de Fato (M.Ö. 45)
- Cato Maior de Senectute (M.Ö. 44)
- Laelius de Amicitia (M.Ö. 44)
- de Officiis (M.Ö. 44)
- Paradoxa Stoicorum (M.Ö.-)
- de Legibus (M.Ö.-)
- de Consulatu Suo (M.Ö.-)
- de temporibus suis (M.Ö.-)
- Commentariolum Petitionis (M.Ö.- , Cicero'ya atfedilse de büyük ihtimalle kardeşi Quintus Tullius Cicero tarafından yazılmıştır.)
Mektuplar
- Epistulae ad Atticum (M.Ö. 68-43)
- Epistulae ad Quintum Fratrem (M.Ö. 59-54)
- Epistulae ad Brutum (M.Ö. 45)
- Epistulae ad Familiares (M.Ö. 43)
Son düzenleyen Safi; 10 Aralık 2015 23:25
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!