İz
TDK, Türk Dil Kurumu
isim
1 . Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare:
"Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm."- S. F. Abasıyanık.
2 . Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti:
"Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı."- Y. K. Karaosmanoğlu.
3 . Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare:
"Cinayet izleri."- .
4 . Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser:
"O çağ uygarlığından iz kalmadı."- .
5 . (matematik) Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- iz bırakmak
- izi belirsiz olmak
- (birinin) izinden yürümek
- (birinin) izine basmak
- izine dönmek
- izine düşmek
- izine uymak
- (bir şeyin) izini düşürmek
- izini kaybetmek
- izi silinmek
- iz sürmek
Birleşik Sözler
- iz düşümü
- ayak izi
- parmak izi