MEVLANA'DAN - Mesnevi 1
MEVLANA'DAN
Güneş gibi ol şefkatte,merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün,
Ya göründüğün gibi ol
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dün de beraber gitti cancağızım,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,
Bugün dudağında başka bir tad var,
Boyunda başka bir yücelik.
Bugün kırmızı gülün bir başka daldan.
Ayın gökyüzüne bugün sığmamış.
Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş.
Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,
Bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,
Dünyada bir başka gidiş.
Biz senin gözlerinden gördük,
Arslanlara meydan okuyan o ceylanı,
Başka bir ovası var o ceylanın bugün
Iki cihandan da dışarı.
Seven insanın ayağı mı yok,
İşte ona ölümsüzlük kapandı.
Yukarlarda onunla uçar gider.
Gözlerinin denizinde onu arama.
O inci bir başka denizde.
Bakarsın bugün sever bu yürek,
Yarın sevilir bakarsın.
Yüreğimin özünde baska yarınlar var.
Bir gececik uyuma, ne olur.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik dostların gönlü olsun,
Ne olur sabahı et bir gececik.
Bir gececik gözlerimiz seninle aydın olsun,
Kör olsun şeytan bir gececik.
Dünyayı güzel kokular sarsın bütün.
Karanlıklardan ışıklar aksın ovalara.
Sofrandakiler dirilsin bir gececik.
Bir gececik uyuma, ne olur.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik ata bin, meydana gel.
Gönüller bir gececik rahat olsun,
Göğüsler meydana dönsün bir gececik.
Yeniler giyinelim biz kulların.
Musa gibi sen bir sopa al eline.
Sopa bir anda elinde yılan olsun.
Süleyman gibi sen karincaların yanına var.
Karıncalar bir anda birer Süleyman olsun.
Ne olur, bir gececik kapısını çalma ayrılığın.
Kusuruma bakmayın benim, dostlar, bağışlayın beni.
Ben davullara, bayraklara aldırmayan
Bir padişahın yoluna düşmüşüm,
Deli divane olmuşum.
Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben,
Çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.
Ama yok da sayılmam hani, var olan bir şeyim ben.
Haydi ben bensiz geleyim, sen sensiz gel.
Ne varsa şu ırmağın içinde var,
Soyunalım iki can, dalalım şu ırmağa, hadi.
Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,
Bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.
Bu ırmakta ne ölmek var bize,
Bu ırmakta ne gam var,
Ne keder var, ne dert.
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
Bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.
Durma, çabuk gel, gelmem deme.
Ne evet demek yaraşır sana,
Ne hayır, dostum,
Senin şanına sadece gelmek yaraşır.
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için
Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.
Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Aşıklarla basa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
Sevgili tutmuş yularımdan beni,
Develer gibi habire çeker.
Esrik devesini böyle nereye götürür,
Böyle hangi katara?
Hem canımı çiğnedi benim o,
Hem bedenimi çignedi.
Gönlümü bağladı benim o,
Kırdı şisemi.
Ne iş yaptırmaya götürür, bilmem,
Nereye götürür beni.
Sevgili takar beni oltasına,
Atar karaya balık gibi.
Sevgili kurar gönlüme bir tuzak,
Avcıdan yana çeker sürür beni.
Bakarım tabiat başlar büyük işine:
Bulutlar gelir uzaktan
Katar katar, küme küme.
Bulutlar sular ovaları.
Bulutlar yürür dağlara dogru.
Uyanır açar gözlerini yeryüzü.
Gökler çalar davulunu.
Dalların gönlüne çeker gülün özü
En güzel kokusunu baharın.
Tohumun gönlü başlar vermeye tohum.
Agaç durmadan söyler, döker içini.
Ne güzel söylemiş büyük üstad...
Son düzenleyen fairy_tale; 4 Haziran 2009 14:49
Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi