Arama

Ulusalcılık - Tek Mesaj #1

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
7 Haziran 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Ulusalcılık
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Ulusalcılık, Türkiye'de 2000'li yıllarda ortaya çıkan, Atatürk'ün öngördüğü tam bağımsızlık, milli sanayinin inkişafı ve sanayide dışa bağımlılıktan kurtulma, akılcılık, laiklik gibi devletin temel kuruluş ilkelerinden kopulduğuna; milli çıkarların korunmadığına inanan, AB üyeliğine girebilmek için uluslararası platformdaki milli davalardan (kırmızı çizgiler) tavizler verildiğini, ülkenin içişlerine Osmanlı Devleti'nin yıkılışındaki gibi yabancı devletlerce karışılmasına müsade edildiğini savunan siyasi akımdır.
Ulusalcılar arasında, belirli bir siyasi partinin veya bir siyasi görüşün destekçilerinin ağırlıkta olmadığı (sol, sağ, muhafazakâr vb.) görülür. İlk defa Attilâ İlhan'ın sözünü ettiği dip dalgası tabiri ile, ulusalcılığın, devletin üst kademelerinden, popüler bir siyasi liderin söylemlerinden esinlenmeyen, aksine tabandan tavana doğru yükselen, değişik siyasi görüşlerden insanların desteklediği, devletin kuruluş ilkelerinden kopmasına ve kazanılmış uluslararası haklarından tavizler verilmesine ve stratejik değeri olduğu düşünülen veya kârlı olan devlet kuruluşlarının özelleştirilmesine karşı bir tepki olduğu anlatılmak istenmişti.
Türkiye'de son yıllarda, Kemalist siyasi çizgideki çevreler 2002'de iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde attığı adımları Kıbrıs sorunu, Kürt sorunu konusundaki tutumlarını milli çıkarlardan taviz vermek olarak nitelemiş, Atatürkçülüğün altı ilkesinden biri olan milliyetçilik (veya ulusçuluk) konusundaki hassasiyetlerini daha fazla ön plana çıkarmışlardır.
Ulusalcılar, ulus devletin üniter yapısının koruması gerektiğini, ülkeyi etnik unsurlara ayrıştırmanın, ülkenin mozaik olduğunu söylemenin, Atatürk'ün belirlediği ülkenin kuruluş ilkelerine ters olduğunu bunun emperyalizmin ülkeyi bölmek için uyguladığı bir oyun olduğunu savunurlar. Yugoslavya'nın bir ulus devlet iken etnik kimliklere bölünüp ayrıştırıldığını, sonra da parçalanarak yok edildiğini örnek gösterirler. Anayasada belirtilmiş Atatürk milliyetçiliğini ve ' Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk'tür.' fikrini savunurlar. Yani milliyetçilik olarak köktenciliği değil aynı devlet altında yaşayan ortak kültüre sahip halkları tek bir ulus olarak görür. Ekonomide ise liberalizm'e karşı da Atatürk'ün halkçı, devletçi görüşlerine ve devletçiliğin milli çıkarlara daha uygun düştüğüne inanırlar.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Harekat Dairesi, içişleri bakanı Beşir Atalay'a 2008 yılında verdiği terör brifinginde, ulusalcılık akımını 'Aşırı sağ faaliyetler' olarak raporuna koydu. Emniyet, ulusalcı akımın, elliden fazla dernek ve vakıf; ve yüzden fazla internet sitesi ile geniş kitleleri etkileme ve örgütlemeyi amaçlayan tehlikeli bir oluşum olduğunu, bilhassa ülkenin bağımsızlığının yitirildiği ve AB sürecinde ülke egemenliğinin yok edildiği gibi söylemlerle geniş halk kitlelerinin kışkırtılmak istendiği belirtildi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!