Sızıp kalıyorum koltuklarda, uyku düzenim alt üst olmuş halde sen yokken. Kurmayı unuttuğum saatlerin kendi kendine çaldığı sabahlarda uyanıp, literatür oluştururcasına küfre boğularak okula koşuyorum istemsizce. Sitem edecek kimse yok, karşısında patlayacak ya da parlayacak kimse de. Kahve fallarına bağlanmış umutların yıkılışını izleyip her gece, sızmaya doğru koşar adım yaklaşıyorum. Sensiz bu koltuğun sadece toz kokusu var. Ben teninin kokusunu içime çekmek istiyorum...