Yabancı
sıfat
1 . Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi:
"Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok."- R. E. Ünaydın.
2 . Başka bir milletle ilgili olan:
"Yabancı kültürler."- .
3 . Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge:
"Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım."- M. Ş. Esendal.
4 . Tanınmayan, bilinmeyen, yad:
"Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı."- Y. Z. Ortaç.
5 . Aynı türden, aynı çeşitten olmayan:
"Yağın içinde yabancı maddeler var."- .
6 . Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan:
"Bu uygulamanın yabancısıyım."- .
7 . Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan:
"Yabancı arabalar buraya park edemez."- .
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- yabancı gelmek
- yabancı gibi durmak
- yabancı saymak (veya tutmak)
- yabancısı olmamak
Birleşik Sözler
- yabancı çıta
- yabancı dil
- yabancı saha