VAAT
a. (ar. va’d).
1. Bir işi yerine getirmek üzere söz verme; verilen söz: Ona, gezmeye götüreceği vaadinde bulundu. Vaadini yerine getirmek. Onlar boş vaatlerdir, sakın inanmayın.
2.
- Vaat edilmek, söz verilmek, adanmak: Ona rüşvet olarak, önemli bir görev vaat edilmiş. İbrani ler'e Tanrı taralından vaat edilmiş topraklar.
- Vaat etmek, bir kimseye bir şey yapacağına ya da vereceğine söz vermek: Seneye yine geleceğini vaat etti. Köpeğimi bulana bir ödül vaat ediyorum; bazı niteliklerinden dolayı bir şeyin belirtisi olmak, sezdirmek, umut vermek: Bulutsuz gökyüzü güzel bir gün vaat ediyordu. Bu üstün yetenekli çocuk parlak bir gelecek vaat ediyor.
- Vaadini tutmak, vaadinde durmak, verdiği sözü yerine getirmek, gerçekleştirmek.
- Vaatte bulunmak, söz vermek.
—Din. Vaat edilen toprak, Tanrı'nın ibra niler’e vaat ettiği Kenan ülkesi.
—Huk. Satış vaadi, ileride bir salış sözleşmesi yapılacağı konusunda taraflar arasında varılan anlaşma.
—isi. Tanrı'nın ahrette kullarına vereceğini bildirdiği ödül ya da ceza.
Kaynak: Büyük Larousse