Herkesi birbiriyle aşık etmek için görevlendirilmiş Eros, bir gün Physke' yi görmüş ve ona vurulmuştur.
Annesi Aphrodite, Physke' nin güzelliği dillere destan olunca, kıskanıp oğlu Eros' u onu çok çirkin bir erkeğe aşık etmesi için görevlendirmiştir. Annesinden bu talimatı alan Eros, tam okunu saplayacağı anda, Physke' nin büyülüğü güzelliğine aşık olmuş ve onu alarak büyülü bir saraya kapatmıştır. Physke onu gün ışığında görmesin diye, geceleri saraya gider ve onunla birlikte olurmuş. Sarayda tek kural varmış. Geceleri mum yakılmayacakmış. Fakat Physke' nin kızkardeşleri onu bu genç adam için sürekli uyarıyorlarmış. Ya Eros çirkin bir erkekse ve Physke çirkin bir yaratığı koynuna alıyorsa?... Sonunda Physke de onlara kanmış ve bir gece Eros gelip onunla seviştikten ve uyuduktan sonra, daha önce gizlediği mumu yakarak Eros' un yüzünü incelemeye başlamış. Uyuyan harikulade yakışıklı bir erkekmiş. Bu can alıcı yakışıklılık Physke' nin başını döndürmüş ve titremiş. Titrerken elindeki mumdan düşen sıcak yağ damlası, Eros' un omzunu yakmış. Eros acıyla uyanmış ve durumu görünce sinirlenerek kanatlarını açıp, uçup gitmiş. Sarayın da büyüsü bozulmuş. Physke Eros' a tekrar kavuşabilmek için, annesi Aphrodit'e gitmiş ve yalvarmış. Aphrodit ise fırsatı ganimet bilip, onu sarayında köle olarak çalıştırmaya başlamış. Physke Eros'tan haber alabilmek ümidiyle her şeye katlanmış. Gel zaman git zaman Eros'un omuzundaki yara iyileşmiş ve Physke' nin başına gelenleri duymuş. Annesine gidip onu serbest bırakması için ricada bulunmuş. Ancak annesi oğlunun saraya girmesine bile izin vermemiş. Bu durumda, Eros Olympos dağındaki babası Zeus'a gidip yalvarmış. Zeus' un emriyle Physke Olympos dağına getirilmiş ve Eros'la evlendirilmiş.