Arama

Franz Kafka - Tek Mesaj #2

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
24 Haziran 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Franz KAFKA (1883 - 1924)
MsXLabs.org & Temel Britannica

14934kafkafranz

Çekoslovak­ya'nın başkenti Prag'da doğan Franz Kafka, varlıklı bir Çek Yahudisi'nin oğluydu. Top­lumda kendine bir yer edinmenin yolunun çok para kazanmaktan geçtiğini savunan ba­bası, Kafka'nın yazarlığa olan eğilimini hoş karşılamıyordu. Otoriter, bencil, başarılı ve çevresinde ürküntü yaratan baba imgesi Kafka'yı ömrü boyunca etkiledi. Korkutucu kişi­liğiyle babası yaşamının hep merkezinde oldu.
Kısa bir süre edebiyat ve tıp öğrenimi gördükten sonra, özel yaşamı ve yazarlığı için daha çok zaman ayırabileceği düşüncesiyle, hukuk mesleğini seçti. Prag'da doktorasını verdikten sonra bir sigorta şirketinde çalışma­ya başladı. Yazmak için ancak geceleri zaman bulabiliyordu. Bir süre sonra yaşamını kazan­mak için katlandığı bu sıkıcı iş taşıyamayacağı bir yük haline geldi. Hastalığı yüzünden işinden ayrılınca, kendini bütünüyle yaratıcı çalışmalarına verme olanağı bulabildi.
Doğayı, uzun yürüyüşleri, yüzmeyi, kürek çekmeyi seven Kafka, bilimdeki gelişmelerle de yakından ilgiliydi. Klasik Alman felsefesi ve psikanaliz ilgi duyduğu konular arasınday­dı. 1914'te nişanlandıysa da, evliliğin yaşamı­nı kısıtlayacağını düşündüğü için nişanı boz­du. Daha sonraki yıllarda bir kez daha evlen­me girişiminde bulundu.
Kafka Almanca yazdığı yapıtlarında insan yaşamındaki belirsizlikleri ve kaygıları bir karabasana benzer biçimde dile getirir. Bu­nun için simgelere ve alegoriye başvurur. Öykülerinde mantıklı bir kurgu vardır. Dili kolay anlaşılır, betimleme­lerinde ayrıntıya önem verir. En ilginç ve en çok yankı uyandıran öykülerinden biri olan Değişim'de (Die Vervandlung; 1912) sıradan bir memur olan Gregor Samsa bir sabah yatağında uyandığında, dehşet içinde kosko­caman bir böceğe dönüştüğünü fark eder. Çevresindeki her şey eskisi gibidir. Değişime uğrayan yalnızca kendisidir.
Kafka'nın öykülerinin çoğunda kişiler ken­dilerini böyle beklenmedik ve içinden kolay kolay çıkılamayacak durumlarda, yalnız ve savunmasız bulurlar. Böcek simgesi belki de yaşamın ne denli sıkıcı olduğunu, insanlığa yabancılaşmayı ve kendi kendinden tiksinme­yi ifade etmek içindir. Kafka'nın kahramanla­rının çağdaş dünyada yaşarken duyduğu kay­gı, yabancılaşma ya da yitiklik okuru yadır­gatmaz; kendi de derinden derine bunları duyumsar ve roman ya da öykü kahramanıyla kendini özdeşleştirir.
1917'de vereme yakalandığını öğrenen Kafka, kısa bir süre Berlin'de yaşadıktan sonra sağlığının iyice bozulması üzerine Prag'a dön­dü. Yaşamı sırasında çok azının yayımlandığı yapıtlarının ölümünden sonra yakılmasını is­tedi. En yakın dostu Max Brod, Kafka'nın sözünü tutmayarak yapıtlarını yayımlamakla 20. yüzyıl edebiyatının zenginleşmesine katkı­da bulundu. Ayrıca Kafka'nın yaşamöyküsünü yazdı ve yapıtlarını yorumladı.
Yaşarken yayımlanan öykülerinden Das Urteil (1912; Yargı) ve Ceza Sömürgesi'ni (in der Strafkolonie; 1914) sayabiliriz. Dava (Der Prozess; 1924), Şato (Der Schloss; 1922) ve Amerika (1927) adlı üç romanı, çok sayıda mektubu ve günceleri ölümünden sonra ya­yımlandı.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!