Arama

Immanuel Kant - Tek Mesaj #5

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
24 Haziran 2009       Mesaj #5
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Immanuel KANT (1724 - 1804)
MsXLabs.org & Temel Britannica

Immanuel Kant, Avrupa'da insan ve doğa kavramlarına yeni bir yaklaşım getiren Aydınlanma Çağı' nin en önemli düşünürlerindendir. Hem bilgi felsefesiyle, hem de "eleştiri" yöntemiyle etkili olmuştur.
Doğu Prusya'da Königsberg'de (bugün Kaliningrad) doğan Kant, dokuz çocuklu dindar ve yoksul bir ailenin dördüncü çocuğuydu. Collegium Fredericianum'da sekiz yıllık bir eğitim gördü. Daha sonra Albertus Üniversitesi'ne girdi. Burada fizik ve matematik üzeri­ne çalıştı. Ne var ki, babası ölünce öğrenimi­ne ara vermek zorunda kalarak dokuz yıl öğretmenlik yaptı. Üniversiteyi 1755'te bitir­dikten sonra Königsberg Üniversitesi'ne öğ­retim üyesi oldu. Yaşamını bu kentte geçiren Kant, gene burada öldü.
Königsberg Üniversitesi'nde mantık ve me­tafizik profesörü olan Kant, bu döneme kadar daha çok doğa olayları ve etkileri ile ilgilendi.
Rüzgâr, deprem, hareket ve fiziksel coğrafya üzerine yazılar yazdı. Nevvton'dan kaynakla­nan deneysel bilim anlayışını savundu. İlgi alanı zamanla doğa olaylarından ahlaka kay­dı. İngiliz düşünürlerinden David Hume ve John Locke'un görüşlerinden etkilendi. Bu etkiyle, felsefeyi yeniden ele alarak, eleştir­mek gerektiğini düşündü.
Kant'tan önce bilginin kaynağının yalnızca duyular olduğu kabul ediliyordu. Kant, bilgi felsefesi alanında önemli bir adım attı. 1781'de yayımladığı "Saf Aklın Eleştirisi" (Kri­tik der reinen Vernunft) adlı kitabında duyula­rın yanında, anlama yetisinin de rolü olduğu­nu ortaya koydu.
Ahlak, ödev ve özgürlük üzerine görüşleri­ni 1788'de yayımladığı "Pratik Aklın Eleştirisi" (Kritik der praktischen Vernunft) adlı kitabın­da topladı. İnsan doğal bir varlık olarak bir yönüyle doğa yasalarına bağlıydı. Ama aklın, kendi kendine yasa koyabilme niteliği vardı.
Böylece insan kendiliğinden bir etkiyi başla­tabilir, yani özgür olabilirdi. İnsanın kendine koyduğu ve uymak zorunda olduğu eylem yasasına Kant "ahlak yasası" adını verdi. Bütün insanların paylaştığı "insan onuru"nu, her kişinin kendi benliğinde korumasının bir ödev olduğunu ileri sürdü. Buna bağlı olarak da ancak bu tür eylemlerin ahlaklı olduğunu savundu.
Kant'ın üçüncü önemli kitabı 1790'da ya­yımladığı "Kritik der Urteilskraff" (Yargı Gücünün Eleştirisi). Bu yapıtında daha çok sanat ve estetikle ilgili görüşlerini topladı.
Demokratik ilkelere bağlı olan Kant'ın etkisi, kendisinden sonra ortaya çıkan Kantçılık ve 20. yüzyılda etkin olan Yeni-Kantçılık akımları ile sürdü.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!