Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
1 Temmuz 2009       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Vizigotlar (Vizigot Krallığı)
Vikipedi, özgür ansiklopedi


Devlet ve Askeri Yapısı

İktidar Yapısı
İlk zamanlarda Vizigot önderlerinin tüm kabileyi yönetecek merkezi iktidarları yoktu. Kabile irili ufaklı birçok alt kola bölünmüş ve her kolun kendi önderi bulunurdu. Olağanüstü zamanlarda bir lider tüm kollara ait liderleri birleştirirdi. Bazı Vizigot önderleri ile kabileleri arasında feodal ilişkilerin ilk örnekleri görülmektedir. Vizigotların tarihi belgelerinde bulunan Euric yasalarına göre buccellarii olarak adlandırılan ve liderlerden ekilecek toprak ve silah alanlar olduğu gibi saiones denilen ve sadece kendilerine silah verilenler de bulunmaktaydı. 364 yılında sonra başa geçen Athanarik merkezi egemenliği gerçekleştiren ilk Vizigot lideridir. Athanarik’in Almanya’da uyguladığı yönetim tarzı ona hem diğer kabile liderlerinin üzerinde bir yer tanımakta hem de olası anlaşmazlıklar halinde ona hakemlik-yargıçlık imkânı tanıyordu. Buna rağmen Athanarik iktidarı tüm Vizigotları kapsamıyor ama büyük bir kısmını içine alıyordu. Onun iktidarını tanımayanlar ise diğer bir lider olan Fritigern’i lider olarak benimsemişti. İlk başta Vizigotlar kendi liderlerini seçerken daha sonra oluşan kraliyet ailesi yoluyla yetkilerin babadan oğula geçmesi usulü seçimin yerini aldı. Kral Teodorik’in hüküm sürmesinin ardından Vizigotlar liderlerini tekrar seçmeye başladılarsa da MS 7. yüzyılda kraliyet ailesi usulüne dönüldü. Güçlü yöneticilerin yönetimi altında Vizigotlar, kralın belirlediği politikayı büyük bir disiplinle uygulamakta ve tam itaat etmekteydiler.

Askeri Yapı
Vizigot ordusunun askeri yapısı çok örgütlüdür. En küçük askeri birim 10 askerden oluşmakta ve bir sorumlusu bulunmaktaydı. 10 kişi 100 kişilik başka bir grubun parçası, o da 1000 kişilik en büyük birimin parçasıydı. En büyük birim millenarii olarak adlandırılmakta ve savaş alanında kral veya onun yetki verdiği kişi tarafından yönetilmekteydi. Bu atananlara dukam
(günümüzdeki dük) denmekteydi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!