Cam günümüz modern çevresinin önemli bir parçasıdır. Basit bir su bardağından sofistike bir teknik donanım malzemesine kadar kullanım alanı geniştir. Camın kullanımı günlük hayatımızın o kadar büyük bir alanını kaplamaktadır ki etrafımızdaki doğal çevreden daha fazla onun farkına varırız. Ancak aslında cam doğal olmaktan çok öte, hatta tam tersine yapay bir malzemedir.
Cam dokunulduğunda sert ve katı bir malzemedir. Gevreksi bir yapısı vardır, sert bir yüzeyle aniden karşılaştığında kırılmaya meyillidir. Buna rağmen kimya terminolojisinde sıvı olarak tanımlanmaktadır. Yani sıvıları taşımak için tasarlanmış vazoların çoğu aslında sıvının kendi formudur. Cam sertleşmek için soğutulduğunda bu temel nitelikleri taşımaktadır ancak, ısıtıldığında nitelikleri tamamen değişir. Süneklik derecesine kadar yumuşamaya başlar ve eğer yeterli derecede ısıtılırsa su gibi akıcı olur.
Erken Dönem Cam Sanatı
Yaygın olarak camın tesadüf eseri keşfedildiğine inanılmaktadır. Camın keşfine dair en sık bahsi geçen açıklama Yunan tarihçi Piny'nin açıklamasıdır. Piny'e göre birtakım tüccarlar teknelerinden kıyıya çıktıktan sonra bir nehir kıyısında kamp kurmuşlar, nehir yatağında bir ateş yakmışlar. Sonraki gün ise önceki günün ateşinin külleri arasında şeffaf, parlak cam parçaları bulmuşlar. Erken dönemlerinde, cam sanatı daha çok Mısır ve Mezopotamya'da gelişmiştir. Bu bölgede odunla yanan cam ocaklarının var olduğu düşünülmektedir.
Türk Cam Yapımı
Türkiye'deki geleneksel cam ürün yapımı Selçuk ve Osmanlı dönemleri olarak ele alınabilir.
Selçuklu'ların doğudan Anadolu'ya yeni göç ettikleri dönemden kalma bazı Selçuklu cam ürünlerinin varlıkları bilinmektedir. Selçuklu ve Artuklular döneminin bazı parçaları bugün müze koleksiyonlarında yer almaktadır. Bunlar tamamen mimari dekorasyon ya da el yapımı ürünlerdir.Türkiye’de ilk cam fabrikası 1934′de İstanbul Paşabahçe’de kurulmuştur.
Yapılışı
Cam yapılmasında ilk basamak cam hamurunun hazırlanmasıdır. Bunun için elde etmek istediğimiz cam . türüne göre gerekli ham (ilkel) maddeler uygun oranda karıştırılır, fırınlarda beraberce ergitilir. Günlük yaşantımızda en çok kullanılan şişe ve pencere camının hammaddeleri kum (silisyum dioksit=SiQ2), kireç taşı (kalsiyum karbonat = CaCO3), soda (sodyum karbonat = Na2CO3)’dır. Bunların belirli miktarları karıştırılarak harman yapılır.
Bu harmana yine belirli miktarlarda eski, kırık cam parçaları katılır. Bütün karışım 1400°C’ye kadar ısıtılırsa kum ve soda birleşerek sodyum silikat,kum ve kireçtaşı birleşerek kalsiyum silikat yapar.
Sodyum ve kalsiyum silikat karışımı olan akışkan, homojen bu karışıma”CAM HAMURU’denir. Modern cam endüstrisinde 50-100 ton cam alan tekne fırınlar kullanılır.
Cam yapılmasında ikinci basamak cam hamurunun şekillendirilmesi yani, camın işlenmesidir. Eskiden ağızla üfleyerek cam hamuruna şekil verilirdi. Bunun için takriben 1,5 metre uzunluğunda demir borular kullanılırdı.Bu boruların ucuna alınan cam hamuru, zaman zaman ısıtılarak üflenir ve şişirilir, kalıplara konarak son şekli verilirdi.
Zamanımızda üfleme ve kalıplama işi saatte 2-3 bin şişe çıkaran otomatik makinelerde yapılır. Camı şişirmek için nefes yerine basınçlı hava kullanılmaktadır. Pencere ve vitrin camı, cam çekme makinelerinde yapılır. Cama şekil verdikten sonra çok yavaş ve dikkatli bir şekilde soğutmak lazımdır. Aksi takdirde çabuk kırılır ve iyi özellikte olmaz. Bunun için cam eşya “lehr” denilen uzun ve dar kanallardan yavaş yavaş geçirilerek soğutulur. Yavaş^ve kontrollü olan bu soğutma işlemine tavalama “denir.
Son düzenleyen Safi; 13 Kasım 2018 18:14