Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
04:48, 2 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Salı, 09 Aralık 2025 - 04:51
Arama
MaviKaranlık Forum
Bernard Shaw
-
Tek Mesaj #2
AeraCura
Ziyaretçi
23 Temmuz 2009
Mesaj
#2
Ziyaretçi
George Bernard Shaw (
1856-1950)
Biyografisi
İrlanda’nın Dublin kentinde, yoksul düşmüş bir ailenin oğlu olarak doğan George Bernard Shaw, yazdığı komediler, denemeler ve eleştirilerle çağdaş edebiyat ve siyasete büyük katkılarda bulunmuştur. Çocukluğunda ailesinin yakın çevresinde bulunan müzik öğretmeni, ona müzik sevgisini aşılayarak daha sonra başarılı bir müzik eleştirmeni olmasını sağladı. 16 yaşında okulu yarım bırakarak bir emlak komisyoncusunun yanında çalışmaya başlayan Shaw, yaşamını yazar olarak kazanmak için 1876′da annesiyle birlikte Dublin’den Londra’ya gitti. Burada, yarım kalan eğitimini British Museum’un kütüphanesinden yararlanarak kendi çabasıyla tamamlamaya çalıştı. Bu dönemde yazdığı romanlar başarısız oldu.
1880lerde siyasetle ilgilenmeye başlayan Shaw, yönetim değişimin ve reformun gerekliliğine inanarak sosyalist oldu. Bu düşüncelerin geniş kitlelere ulaşmasını ve daha iyi anlaşılmasını sağlaya çalışan Fabian Derneğine katıldı. 1880lerin başında İngiltere’de kurulan Fabian Derneği günümüzde de etkinliğini sürdürmektedir. Demokratik bir sosyalizmi amaçlayan dernek, bu hedefe ulaşmada eğitimin önemine inanır. Konferanslar, tartışmalar ve toplantılarla görüşlerini yaymaya çalışır.
Shaw’un ilgi alanı yalnızca siyasetle sınırlı değildi. Güzel sanatları, müziği, tiyatroyu seviyordu. 1885ten sonra birçok gazete ile dergiye kitap, resim, müzik ve tiyatro eleştirileri yazmaya başladı. Çeşitli konularda çok net ve açık düşünceler üretebilme yeteneği olan Shaw, başka insanların da olayları aynı biçimde gösterebilmesini sağlamaya çalıştı. Bunu yapabilmenin en iyi yolunun oyun yazarlığı olduğu düşüncesiyle komediler yazmaya başladı. İlk oyun 1982′de sahnelendi. Toplumsal içerikli ve insanların gerçekleri açıkça görebilmesini sağlayacak oyunlar yazan Shaw, bunları ağır bir dille değil, eğlenceli komediler biçiminde sundu. Shaw, oyunlarında bir öykü anlatmanın yanı sıra, kendi görüşlerini de kanıtlamayı amaçladı. Bu görüşler insanların inançlarını altüst ediyor, rahatsız ve tedirgin olmalarına yol açıyordu. Bu yüzden kısa sürede birçok eleştiriye hedef oldu, ama çarpıcı bir dille ve akıllıca yazılmış bu oyunlar izleyicilere beğenilmekte gecikmedi. Bir çoğu İngiltere’nin yanı sıra Avrupa ve Amerika sahnelerinde de büyük başarılar elde etti. Türkçe’ye de çevrilen önemli yapıtları arasında, Silahlar ve Kahraman, Kandida, Hiç Belli Olmaz, Caesar’la Kleopatra; İnsan, Üstün İnsan ve Bir Kadın Yarattım sayılabilir. Shaw’un, daha sonra özgün adıyla da Türkçe’ye çevrilen Bir Kadın Yarattım adlı komedisi 1938′de sinemaya uyarlandı ve Shaw bu filmle senaryo dalında Oscar kazandı. Oyun 1964′te My Fain Lady adıyla müzikal olarak yeniden filme çekildi. Ülkemizde de Benim Tatlı Meleğim adıyla gösterildi.
1. Dünya Savaşında savaş karşıtı görüşleri yüzünden eleştirilere hedef olan Shaw, bu dönemde İngiltere ile yandaşlarının da Almanlar kadar suçlu olduklarını, barış konusunda hızla çalışmalara başlamak gerektiğini savundu. Savaşın ardından daha iyi bir dünya kurabilmek için eski düşünce ve yöntemlerin değiştirilmesi gerektiği düşüncesi toplum içinde de ağırlık kazanmaya başladı. Böylece, Shaw’un insanları düşünmeye yönelten oyunları güncellik kazandı. Başyapıtlarından biri olan Jan Dark ilk kez 1924′te sahnelendi. Zamanın en iyi oyunu olarak kabul edilen bu yapıtta Shaw, kendine özgü anlatımıyla Jan Dark’ın kahramanca yaşamı ve ölümünü öyküleştirmiştir. Oyunun kazandığı başarı üzerine, 1925′te Nobel Edebiyat Ödülü Shaw’a verildi, ama o bu ödülü geri çevirdi.
George Bernard Shaw'un hayat hikâyesi, düşünce yapısı, karizması, yakıp yıkan aforizmaları beni her zaman etkilemiştir. Hani bazı insanlar vardır ya okula gitmenin gereksiz olduğuna inanan, bu adam da öyle işte. Yaşamı boyunca her fırsatta okul eğitiminin hayat okulunda alınacak eğitimden sıradan olduğunu savunmuştur Bernard Shaw. Aslına bakılırsa haklıdır da. Tabii ki okul yaşantısı boyunca alınacak olan pratik bilgiler son derece mühimdir, lâkin yaşamın kendisini bireye tecrübe ettirdiği anlar vardır ki hiçbir kalıplaşmış okul bilgisi bunu size veremez. Çevremize baktığımızda da bu böyledir. Çok uzaklarda aramaya gerek yok. Dünyada belli bir yere gelmiş, ölümlerinin ardından çok uzun yıllar geçmesine rağmen geride bıraktıkları sayesinde gelecekte de hatırlanma onuruna nail olmul kişilerin biyografisine üstünkörü bir bakış atmak yeterli olacaktır bunun için. Ne için yeterli olacaktır? Bu önemli şahısların büyük çoğunluğunun geldikleri noktaya okul eğitimi olmadan geldiklerine tanıklık etmeye elbette ki.
Bernard Shaw ciddi ve başarılı görünmenin anahtarı olarak hiç tebessüm etmemeyi ya da espri yapmamayı görenlerden değildir. Aksine kendisi ciddi görünümüne karşın son derece gülümser bir kişiliktir. Onun zekâsını var eden de zaten budur. Sözünü ettiğim ünlü düşünür 26 Temmuz 1856'da Dublin'de, evin üç çocuğunun en küçüğü olarak dünyaya gelir. Kendisinden büyük iki kız kardeşi vardır. Üç kardeş çocuk yıllarının büyük bölümünü anne ve babalarının şiddetli kavgalarına tanıklık ederek geçirirler. Bu durum en sonunda öyle bir noktaya gelir ki anneleri başka bir adamla birlikte Londra'ya gider.
Kendisinden büyük olan iki kız kardeşi anneleri ile birlikte giderken küçük Bernard babası ile kalmayı seçer. Babası tarafından okula gitmesi için zorlansa da gittiği hiçbir okulda tutunamaz. En nihayetinde de okulu bırakıp bir emlakçının yanında çalışmaya başlar. Tam da o noktada farkına varır iş hayatının kendisine göre olduğunun. 1876 yılına gelindiğinde ise kız kardeşlerinden biri hayatını kaybeder. Böylece Bernard Shaw Londra'ya annesinin yanına gitmek zorunda kalır. İngiltere'deyken ailesinin kendisine verdiği düşük haftalığı kütüphanelerde harcamaya karar verir. Anlaşılacağı üzere kendi eğitimini kendisi verir. Aynı zaman zarfında Vandeleur Lee takma adı altında müzik eleştirileri yapmaya başlar. Daha sonra bu yazılarını derleyerek Toyluk isimli kitabını tamamlar. Ancak aksilikler peşini bırakmaz ve kitabı yayınlatamaz.
1884 yılına gelindiğinde Bernard Shaw sosyal ve siyasal görüşünü de Fabian Derneği'ne girerek belli eder. Bu derneğin üyeleri sosyalizmi savundukları gibi Marksist devrimi olduğu gibi reddediyorlardı. Toplumun bir günde değiştirilemeyeceğini, işçilerin başlarındakileri devirseler bile toplumun bunu idrak etmesinin zaman alacağını belirtiyorlardı. Bu yüzden tek ihtiyaçları olan şey zamanın kendisiydi.
1891 yılında İbsen'ciliğin Özü adlı eserini piyasaya sürdü. Aynı yıl Dul Erkeklerin Evleri adlı tiyatro oyununu tamamladı. 1924 yılında ise kendisine açık bir şekilde sosyalizmi anlatması için mektup yollayan bir kadın için Akıllı Kadının Kapitalizm ve Sosyalizm Rehberi isimli eserini yayınladı. Bu eserin hazırlanması 3 sene sürdü. Yani 1924 yılında almış olduğu mektup kendisini o kadına borçlu hissettirmiş olacak ki 3 yılın sonunda 1927'de bu eseri tamamladı ve özellikle İngiltere'de büyük beğeni topladı. Öyle ki birçokları tarafından İncil'den sonraki en önemli eser olarak nitelendirildi.
Bu eseri kaleme aldığı yıllarda kendisini onore edecek büyük ödüller peş peşe gelmeye başlamıştı. 1925 senesinde Nobel Edebiyat Ödülü'nü kucakladıktan sonra 1938'de sinemaya uyarlanan eseri Pygmalion ile de Oscar'a uzanarak bu bakımdan ilk ve tek oldu.
Tüm bunların dışında George Bernard Shaw benim ve birçoklarının gönlünde olağanüstü aforizmaları ve hazırcevaplığı ile taht kurmuştur. Bunu belirtip de örnek vermemek olmaz tabii. Mesela kendisi büyük bir savaş karşıtıydı. Bunu da "Kahramanca can vermek, yeteneksiz kişilerin ünlü olabildikleri tek yoldur" diyerek özetliyordu. Yine Winston Churchill ile aralarının limoni olduğu bilinir herkes tarafından. Rivayet odur ki bir oyununun galası için Churchill'e gönderdiği davetiyeye "Davetiye iki kişiliktir. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz, tabii varsa" diye eklemekten geri kalmamıştır. Gerçi sonra cevabını yine bir mektupla almıştır: "Galaya değil ama ikinci oyuna gelebilirim, tabii sahnelenirse".
George Bernard Shaw 1 Kasım 1950 tarihinde hayata gözlerini yumar. Geride ise birçok değerli eser ve gülücükler saçan bir zekâ bıraktı.
Sözleri
Her parasız kadın, koca peşinde koşan bir maceraperesttir.
Yalancının cezası kimsenin kendisine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır.
İnsanın kendini berbat hissetmesi, mutlu olup olmadığına önem verecek kadar boş zamanı olmasından ileri gelir.
Benim en iyi dostum terzimdir. Çünkü ne zaman beni görse,derhal o andaki ölçülerimi alır. Oysa büyün öteki tanıdıklarım, benim hala eskisi gibi olduğumu düşünürler.
Bir erkek ve ya kadının ne şekilde yetiştiğini bir kavgadaki hareketlerinden anlayabilirsiniz.
Hareket halindeki cehaletten daha korkunç bir şey yoktur.
İstediğinizi elde edemezseniz, elde ettiğinizi istemek zorunda kalırsınız.
Sağduyulu kişi, kendini dünyaya uydurur; sağduyusuz kişi, dünyayı kendine uydurmaya çalışır. Tüm ilerlemeler o nedenle sağduyusuz kişilere dayanır.
Sözünüz senediniz kadar sağlam olamaz; çünkü,belleğiniz hiçbir zaman onurunuz kadar güvenilir olamaz…
Yaşlanmadan akıllanmayı çok isterdim…
Neden zevk alındığını anlamaya çalışmak,zevki kaçırır.
Dertli olmanın sırrı, dertli olup olmadığımızı düşünecek kadarboş vakte sahip olmamızdır.
Kızın iyi bir evlilik yaparsa,bir oğul kazanırsın,yoksa kızını kaybedersin.
Bir insanın zekası, bilgisine göre değil, bilgi edinme kabiliyetine göre ölçülür.
Akıllı adam, aklını kullanır. Daha akıllı adam, başkalarının aklını da kullanır.
Mutluluk istemiyorum artık, yaşamak mutluluktan da asildir.
İnsan hayatında iki feci olay vardır: Biri insanın çok istediği şeyi elde edememesi,diğeri de etmesidir.
Yemek aşkından daha derin bir aşk yoktur.
TECRÜBELERİMİZLE BİLİYORUZ Kİ KİMSE TECRÜBELERDEN DERS ALMIYOR.
Sonsuza dek yaşamaya çalışmayın: Başarılı olmazsınız
.
Hayat kendini bulmakla alakalı değildir. Hayat kendini yaratmakla ilgilidir.
Yaşam tüm insanları eşit tutar, ölüm seçkin olanı ortaya çıkarır.
İnsanlar başlarına gelenler için hep içinde bulundukları durumu suçlarlar. Ben durumlara inanmam. Bu dünyada başarılı olan insanlar istedikleri durumları arayan ve bulamadıkları zaman onları yaratanlardır.
Başarısızlık, başarının anahtarıdır
.
Yapan yapar, yapamayan eleştirmen olur.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Bu mesajı
1
üye beğendi.
Cevapla
Kapat
Saat: 04:51
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...