SONBAHAR
Otururken sandalyede,bir tel saç düştü masaya,ardından bir daha
Mevsimler öyle anlamsız geçiyordu ki, gelmiştik sonbahara.
Canım sıkıldı çıktım dışarı,bir yazı yazmışlar duvara.
"seni seviyorum,seni seviyorum, aşkımız gidecek taa mezara."
Hemen oradan ayrıldım gittim ormana biraz dolaşmaya.
Yapraklar tek tek düşüyordu, acaba ne oluyordu bu ağaçlara
Ağaçların kalbi yok ki, nereden bilsinler saçımın neden düştüğünü masaya.
Yok efendim yok, hoşuma gitmiyor bu manzara.
Peki, bende seviyordum, nazarmı değdi benim aşkıma.
Duvardaki yazı geldi aklıma,lanet ettim ayrılık acısına.
Söyleyin ne olur, üç günlük dünyada değermi buna.
Zaten ayrılık ölümden beter, ama gerçek sevene.
Biz onun adını yazmıştık yüreğimizin en derin köşesine.
Unutmak mümkün mü, sevmişiz ölürcesine.
Yaşamak mümkün mü eğer derdin çaresizse.
Alın bayramınız olsun, içim kan ağlıyor, ruhum sıkılıyor
Uyuyun zalimler, benim gözlerim uykudan kaçıyor.
Elbette ki kaçan sevda geri gelmiyor.
İçmekde çare değil, kadehin dibi bulunmuyor.