Arama

Tanzimat Edebiyatı - Tek Mesaj #13

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Temmuz 2009       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
(Tanzimat Edebiyatı)
Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
Tanzimat Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi akımdır. 3 Kasım 1839′da Reşit Paşa tarafından ilan edilen ve Gülhane Hattı Hümayunu da denilen yenileşme beratının yürürlüğe konmuş olmasından doğmuştur. Bu olay daha sonraları Tanzimat Fermanı olarak adlandırılacak,gerek siyasi alanda gerek edebi ve gerekse toplumsal hayatta batıya yönelmenin resmi bir belgesi sayılacaktır. Edebiyat Tarihçilerimizde 1839 yılını Tanzimat edebiyatının başlangıcı olarak kabul edeceklerdir.
19. yy. Osmanlı İmparatorluğu’nda artık gerileme ve çöküş devrinin başladığı dönemdir. Ardı ardına alınan yenilgiler, geniş Osmanlı topraklarında birbiri ardına gelen isyanlar, yönetimi bir arayış içine çekmiş, III. Selim devrinde ilk kez orduda yapılan ıslahat hareketleri ile Avrupa’nın teknik ve kültürel üstünlüğü karşısında imparatorluk yönünü batıya çevirmek zorunda kalmıştır. Gülhane Hattı Hümayunu’nun yürürlüğe konmuş olmasıyla her alanda bir yenileşme hareketi başlamıştır.


Okullarda öğretimin Türkçe‘ye dönmesi, gazeteciliğin başlaması ve gelişen milliyetçilik sonucunda edebi yenileşme de beraberinde gelmiş, bu değişmelere,uyanan yeni fikir akımlarına paralel olarak ortaya çıkmış, yeni bir medeniyet değişiminin sonucu olarak gelişmiştir. Tanzimat dönemiyle birlikte edebiyatımızda sosyal ve siyasal konuların yanında günlük olaylar tartışma alanına çekilmiştir.

1860ta tercüman-ı ahval gazetesinin yayımlanmasıyla başlar, 1896′ya kadar sürer. Sarsıntılar geçiren Osmanlı İmparatorluğu durumunu kurtarmak için, ordudan başlayarak ıslahat ve devrim hareketlerine girişiyordu . 3. Selim , 2. Mahmut , Abdülmecit dönemleri böyle geçmiştir.

Bu ortamda Batıcı ve yenilikçi olan şair ve yazarlar, sanatlarını toplum için kullandılar. Fransız kültürüyle kültürüyle yetişmiş ,romantik ve ülkücüydüler. Divan şiirini yıkmaya çalıştılar. Çok yönlüydüler: şair,romancı,tiyatro yazarı…vb. Sanattan çok,fikir ve ülkü peşindedirler; zulme,haksızlığa karşı savaş açarlar. Vatan ,millet,hürriyet,adalet,meşrutiyet kavramlarını heyecanla savunurlar. Daha geniş kitlelere seslenebilmek için ,dilde sadelik yanlısıdırlar. Hemen hepsi politikacı ve mücadele adamıdırlar. Tanzimat ikinci döneminde realizimin etkisi görülür. Şiirde konu birliğini sağladılar. Aruzla yazdılar. Düzyazı dilini şiire uyguladılar. Roman,hikaye, makale gibi türler,edebiyatımıza bu dönemde girdi. İlk Tanzimatçılar ,Divan şiirinin nazım biçimlerini kullandılar.
Genel özellikler:

a. Bu dönem sanatçıları, Divan edebiyatında hiç bulunmayan makale, tiyatro, roman, hikaye, anı, eleştiri gibi yeni edebiyat türleri getirmişler, Divan edebiyatında bulunan şiir, tarih, mektup gibi edebiyat türlerini Batı anlayışına göre yenileştirmişlerdir.

b. Tanzimat edebiyatının özellikle ilk devirlerinde yetişen sanatçıların çoğu (Ziya Paşa, Namık Kemal) Montesquieu, Rousseau, Voltaire gibi Fransız devrimci yazarlarının etkisi altında kalarak, makale ve şiirlerinde zulme, haksızlığa, geriliğe karşı şiddetli bir dille mücadeleye girişmişler; vatan, millet, hürriyet, hak, adalet, kanun, meşrutiyet gibi kavramları yaymaya çalışmışlar, “toplum için sanat” anlayışını benimsemişlerdir.

c. Tanzimat edebiyatının ikinci devrinde yetişen sanatçılar ise (Recai-zâde Mahmut Ekrem, Abdülhak Hâmit, Sami Paşa-zâde Sezai) toplum işlerine daha az karışmışlar, “sanat için sanat” anlayışını benimser görünmüşlerdir.

Klasisizm, bir akım olarak bizim edebiyatımızı etkilememiştir. Kimilerinin etki saydığı, Ahmet Vefik Paşa’nın Molieré’den çevirileri ve uyarlamalarıdır. Çeviri yapmak, o akımdan etkilenmek değildir. Şinasi ise Romantizme (Coşumculuğa) kapılmadığı için Klasisizmin etkisinde gibi düşünülürse de bu yaklaşımlar doğru değildir. Özetle: Klasisizm, bir akım olarak bizim edebiyatımızı etkilememmiştir.

d. Çoğu Fransız edebiyatını örnek olarak alan bu sanatçıların bir kısmı Ahmet Vefik Paşa, Realizm (Recai-zâde Mahmut Ekrem, Sami Paşa­zâde Sezai Nabi-zâde Nâzmi.) akımının etkisi altında eserler vermişlerdir.

e. Tanzimat edebiyatı, Divan Edebiyatı’nın tersine olarak, seçkin kişiler için değil, halk için meydana getirilen bir edebiyat düşüncesiyle ortaya çıkmıştır. Bu görüşü benimseyen Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat, Ali Bey özellikle makale, tiyatro, anı, kısmen de olsa roman türlerinde eserler vermişlerdir. Tanzimat edebiyatının ikinci devrinde yetişen Recai-zâde Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit, başta olmak üzere bazı edebiyatçılar ise bu amaçtan uzaklaşmış görünmektedirler.

f. Dilin sadeleşmesi, konuşma dilinin yazı dili haline gelmesi düşüncesi savunulmuştur. Tanzimat edebiyatının başlıca sanatçıları dil konusunda bu düşünceyle birlikte, eski alışkanlıklarından kurtulup da öz Türkçe yazmış değildir. Türkçe, daha çok, tiyatro; anı, mektup, bir dereceye kadar da makale ve romanlarda kullanılmıştır. Tanzimat edebiyatının ikinci devrinde yetişen sanatçılar ise konuşma dilinden uzaklaşarak Divan Edebiyatı geleneklerini sürdürmüşlerdir.
alinti


Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı
1860-1876 yillari arasında Tanzimat edebiyatinin birinci dönem temsilcileri Şinasi, Ziya Paşa, Namik Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami ve Ahmet Vefik Paşa’dir.

Bu dönemde sanat toplum içindir görüşü benimsenmiştir. Bu sebeple şiirde söyleyişe değil fikire önem verilmiştir. Dilde sadeleşme fikri savunulmuş ama uygulanamamıştır. Hece vezni ve halk edebiyatı da savunulmuş ama sözde kalmiştir. Divan edebiyatına tümden karşı çıkılmış ve ağır bir dille eleştirilmiştir. Fransız edebiyatı örnek alınarak romantizmden etkilenilmiştir.

Roman, tiyatro, makale gibi batıdan alınan türler ilk defa bu dönemde kullanılmıştır. Noktalama işaretleri de ilk defa bu dönemde kullanilmiştir. Kölelik ve cariyelik, romanlarda sıkça işlenmiştir. Romanlar teknik bakımdan oldukça zayıftır. Yer yer olayların akişi kesilerek okuyucuya bilgiler verilmiştir, uzun uzun tasvirler yapılmış, tesadüflere sıkça yer verilmiştir.

Edebiyatçılar edebiyatın yanında devlet işleriyle, siyasetle de bilfiil ilgilenmişlerdir.


Dönemin Edebiyatçıları

Şinasi (1826-1871): Türk edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür. 1860’ta Tercüman-ı Ahval’i (ilk özel gazete), 1862’de Tasvir-i Efkâr’ı çıkardı. İlk makaleyi (Tercüman-ı Ahval mukaddimesi), ilk piyesi (Şair Evlenmesi) o yazdı. Noktalama işaretlerini de ilk defa o kullandı. La Fontaine’den fabllar tercüme etti. Lamartin’den de manzum çevirileri vardır. İlk şiir çevirilerini de o yaptı. Nesirlerinde dili sade; şiirlerine ise ağırdır. Tanzimat Fermanı’nı ilân eden Mustafa Reşit Paşa için yazdığı iki kasidesi ünlüdür. Bu kasidelerdeki övgüleri divan şiirindekinden daha abartılıdır. O, başarılı bir şair ve yazar olmamasına rağmen batı edebiyatından alınan yeni türlerle edebiyatımızın batılılaşmasında en çok onun emeği vardır.

Eserleri: Şair Evlenmesi (Piyes; edebiyatımızdaki ilk tiyatro eseri), Müntehabat-ı Eşar (Şiir), Divan-ı Şinasi (Şiir), Durub-ı Emsal-i Osmaniye (ilk ata sözleri kitabı), Tercüme-i Manzume (çeviri şiirler)

Ziya Paşa (1829-1880): Doğu kültürüyle yetişmiş, sonradan batı edebiyatına yönelmiştir. Fikren yenilikçi olmasına rağmen eserlerinde eskiyi, divan şiiri geleneğini devam ettirmiş, gazel ve kasideler yazmıştır. En meşhur terkib-i bent ve terci-i bent şairimizdir.

Harabat adlı bir divan şiiri antolojisi vardır. Daha önce “Şiir ve Inşa”da divan şiirinin bizim şiirimiz olmadigini, asil şiirimizin halk şiiri oldugunu söyleyen şair, eski şiir gelenegini sürdürmüş, Harabat’ta âşik şiirini eleştirmiştir. Bunun yaninda sade dilden yanadir, ama kendisi agir bir dil kullanir. Bu onun içinde bulundugu bir ikilemdir. Hem eskiyi eleştirmekte hem de gelenegi devam ettirmektedir.
Eserleri: Harabat: Divan Şiiri antolojisi, Külliyat-i Ziya Paşa/Eş’ar-ı Ziya: Divan şiiri tarzındaki şiirleri (gazel, kaside ve şarkılar), Terkib-i Bent, Terci-i Bent: Bugün dahi dillerden düşmeyen beyitleri vardır. Zafername: Hiciv türünde bir kasidedir. Âlî Paşa’yı yermek için yazmıştır. Rüya: Mensur, Defter-i Âmal: Hatıraları.
Namık Kemal (1840-1888):Tanzimat edebiyatının en hareketli ve heyecanlı ismidir. Vatan şairi olarak tanınır. Şiirlerinden çok nesirleri ile tanınır. Edebiyatta hürriyet kavramını ilk kullanan şairdir. Şiirlerinde “hürriyet, vatan, kanun, hak, adalet” kavramlarını işlemiştir. Hürriyet Kasidesi, Vatan Şarkısı ve Vatan Mersiyesi bu konuları içerir.
Namık Kemal de eski kültürle yetişmiş, divan şiiri eğitimi almış, gazeller, kasideler yazmıştır. Fakat o da sonradan divan edebiyatını eleştirmiştir. Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşı Tahrib-i Harabat’ı yazarak eskiye olan tepkisini ortaya koymuştur. Şinasi’nin kurduğu Tasvir-i Efkâr’ı, Şinasi Paris’e kaçınca Namık Kemal çıkarmaya başladı. Daha sonra kendisi de Ziya Paşa ile Paris’e kaçarak orada Hürriyet gazetesini çıkardı. İstanbul’a döndükten sonra İbret gazetesini çıkardı. Eserlerinde romantizmin etkisi görülür. Tiyatroyu faydalı bir eğlence olarak görmüştür.
Eserleri: İntibah: İlk edebî roman. Cezmi: İlk tarihî roman. Tahrib-i Harabat, Takip: İlk edebî eleştiri. Ziya Paşa’nın Harabat’ını eleştirmek için yazmıştır. Renan Müdafaanamesi: İlk eleştiri. Vatan Yahut Silistre: oyun Celâlettin Harzemşah: oyun. Gülnihal: oyun. Onun en başarılı tiyatro eseridir. Âkif Bey: oyun Zavallı Çocuk: oyun Kara Belâ: oyun, Osmanlı Tarihi, Kanije Muhasarası, İslâm Tarihi: tarih
Ahmet Mithat Efendi (1844-1912): Edebiyat, tarih, coğrafya, ziraat, iktisat alanlarında eserler vermiştir. Edebiyat yapmak için değil, okuma zevki aşılamak ve halkı eğitmek gayesiyle yazmıştır.
En velût yazarımız odur. Yazı makinesi olarak bilinir. Asıl ilgi alanları, gazetecilik, romancılık ve hikâyeciliktir. Otuz altısı roman olmak üzere iki yüze yakın eseri vardır. Romanları tür bakımından çeşitlilik gösterir: macera, aşk, polisiye, tarih… Dili sadedir, çünkü eser vermekteki amacı halkı eğitmektir. Hatta romanlarında olayın akışını keserek okuyucuya bilgiler de vermiştir.
Eserleri: Romanları: Hasan Mellâh, Hüseyin Fellâh, Felâtun Bey’le Rakım Efendi, Paris’te Bir Türk, Yeniçeriler…
Çıkardığı gazeteler: Bedir, Devir, Tercüman-ı Hakikat
Hikâyeleri: Letaif-i Rivayet

Şemsettin Sami (1850-1904): Dil alanındaki eserleri ile tanınır. Kamus-ı Türkî adlı sözlüğü edebiyat ve dil alanında en önemli eserlerdendir. Kamus-ı Arabî ve Kamus-ı Fransevî: Diğer sözcükleri Kamusul-a’lâm: Ansiklopedik sözlük
Sefiller: Hugo’dan çeviri.
Robenson Cruose: çeviri roman

Ahmet Vefik Paşa (1823-1891): Milliyetçilik ve Türkçülük akiminin en önemli isimlerindendir. Tiyatro uyarlamalari ve çevirileri vardir. Bursa’da bir tiyatro yaptırmış, burada tercüme ettiği eserleri sahnelettirmiş, halkı tiyatroya gitme konusunda yönlendirmiştir.
Moliere’in hemen hemen bütün eserlerini çevirmiştir. Tarih ve dil alaninda da eserleri vardir. Ebulgazi Bahadir Han’ın Şecere-i Türk’ünü Çağataycadan çevirmiştir.
Lehçe-i Osmanî: sözlük
Atalar Sözü: ata sözleri mecmuası
Hikmet-i Tarih ve Fezleke-i Tarih-i Osmanî adlı, tarihle ilgili eserleri de vardır.

alinti
Son düzenleyen asla_asla_deme; 1 Aralık 2011 16:07 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi