Arama


zammoney - avatarı
zammoney
Ziyaretçi
5 Ağustos 2009       Mesaj #2
zammoney - avatarı
Ziyaretçi

Berat ufkunda yol almak


Berat Gecesi, Allah'ın mü'min kullarına af fermanını yazdığı “Rahmet gecesi”. Cenab-ı Hakk'ın o senede yapmayı murad buyurduğu her işin en ince detaylarıyla belirlenip hükme bağlandığı “Hüküm gecesi”. İbn Abbas'ın rivayetiyle, Duhan sure-i celilesinde; “Hâ Mîm. Apaçık Kitab'a yemin olsun ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz, uyarıcıyız. Her hikmetli emir, o gecede ayırt edilir; katımızdan (verilen her) emir. Çünkü biz, elçi göndericiyiz. Senin Rabbinin acıması gereği olarak (gönderdiğimiz elçilere o gece emirlerimizi bir bir açıklar, vahiylerimizi bildiririz). Doğrusu O, işitendir, bilendir.” (Duhân, 44/3-6) ayetleriyle anlatılan “mübarek bir gece.

Ad:  Berat Gecesi (Beraat Kandili)2.jpg
Gösterim: 2702
Boyut:  49.2 KB

Berat Gecesi, Kur'ân'ın Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına indirildiği bir gecedir. O, “Her gecenin son üçte birinde dünya semasına (keyfiyeti meçhul) inerek: “Kim bana dua eder, duasını kabul edeyim, kim benden dilek diler, dilediğini vereyim, kim bana istiğfar eder, onu bağışlayayım?” buyuran Rabb-i Zülcelâl'in, “Kelboğullarının koyunlarındaki tüylerin sayısından daha çok insanı affettiği bir “mağfiret gecesi”dir. (İbn Mace, İkame, 191)


Bu gece, rahmet ve mağfiretin sağanak sağanak indiği, Rasulullah'a şefaat hakkının tamamının verildiği, yapılan her ibadete karşılık kat kat sevabın lütfedildiği bir “şefaat gecesi”dir. Yine bu gece, gelecek seneye kadar kulların rızık, ecel ve diğer durumlarının yazılıp ayrıntılı bir şekilde belirlendiği.. rızıklar nüshasının Mikail'e; savaşlar, zelzeleler, yıldırımlar nüshasının Cebrail'e; ameller nüshasının dünya semasının sahibi İsrafil'e; musibetler nüshasının da ölüm meleği Azrail'e verildiği bir “taksim gecesi”dir. (Razi, Tefsir-i Kebir, 23/293)


Bir kısım âlimlerin, kıblenin Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dan Mekke'deki Kabe-i Muazzam'a istikametine çevrilmesinin hicretin ikinci yılında Berat Gecesi’nde vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.


Kaynaklarımızda Berat Gecesi’nde beş hasletin varlığından bahsedilmektedir:
1. Her önemli işin bu gece hikmetli bir şekilde ayrımı ve seçimi yapılır.
2. Bu gece yapılan ibadetin (kılınan namazların, okunan Kur'an'ların, yapılan dua ve zikirlerin, tevbe istiğfarların), gündüzünde tutulan oruçların fazileti çok büyüktür.
3. İlahi ihsan, feyiz ve bereketle dopdolu bir gecedir
4. Mağfiret gecesidir.
5. Resul-i Ekrem’e şefaat hakkının tamamı bu gece verilmiştir.
İnsanların, haricî ve dahilî tazyikâtın etkisiyle girdikleri buhran tünelinden kurtulmaları ve saplandıkları günah bataklığından çıkabilmeleri için bir ümit kaynağıdır Berat Gecesi. Bu gece, dünyanın dört bir tarafında inleyen Müslümanların muhasebe gecesidir. Bu gece her fert kendisini otokritiğe tabi tutmalı, “Benden ne istendi, ben ne yapabildim, benden kimler, ne bekliyor ve ben neredeyim?” sorusunu kendisine sormalı.. o sormasa bile amellerin teraziye konduğu günde Allah'ın kendisine soracağını da çok iyi bilmelidir. Yine her fert, rahat ve rehavetin koynunda geçen dakikaların; eli, dili ve gözüyle yaptıklarının hesabını yapmalı; Hasan Basrî Hazretleri'nin “Siz onları görseydiniz deli, onlar da sizi görselerdi bunlar Müslüman değil, derlerdi.” sözünden hareketle onlarla arasındaki mesafeye bakarak nerede olduğunu araştırmalı; af ve mağfiret gecesi olan Berat'ta beratını almaya bakmalıdır. Din ve millet adına yapabileceği şeylerin fizibilitesini yapmalı ve mutlaka ulaşabileceği üç-beş ızdıraplı sineyle ızdırabını paylaşmalıdır. Bütün bunların yanında bu gecede, maddî-manevî problemlerimizin çözüm kaynağı olan Kur'ân okunmalı, onun ayetlerini anlamaya çalışmalı, namazla bir nefes aldıktan sonra tevbe, zikir ve salavâtla selamet sahiline koşulmalıdır.

Yer yer insanlığımızın gereği olarak sürçmüş ve günah işlemiş bile olsak, sahipsiz olmadığımız unutulmamalıdır. Zerreden kürreye bütün kâinatı elinde tutan, bize şah damarımızdan daha yakın olan Zât, hiç şüphesiz bizi de unutmayacaktır. Yeter ki, biz O'nu unutup haddi aşanlardan olmayalım. Vazifemizin şuurunda olarak Sultanlar Sultanı'na kul olalım. Hüsn-ü zannımız odur ki, “Kullarım, sana benden sorar(lar)sa (onlara söyle): Ben (onlara) yakınım. Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm. O halde onlar da bana karşılık versin (benim çağrıma uysun)lar, bana inansınlar ki, doğru yolu bulmuş olalar.” (Bakara, 2/186) buyuran Rabb-i Kerîm'imiz bize de “lebbeyk kulum” diyecek ve inşaallah bu gece, fert, aile ve millet olarak hepimizin “Beratı” olacaktır.
Bu gece yapılan her hayırlı amel, sinesi inançla dolu hüşyar gönüller için Berat ufkuna ulaşma adına bir yükselme rampası; nefis için katlanılması ne kadar zor olursa olsun, engelleri, aşk ve şevklerini körükleyici birer unsur olarak kabul eden sabır kahramanları için de, Rabb'in rızasına vuslat adına yapılan fiilî bir duadır.

07.09.2006
Ali DEMİREL
Son düzenleyen Safi; 19 Temmuz 2016 21:53