Arama

İnka İmparatorluğu - Tek Mesaj #3

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
10 Ağustos 2009       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

İnkalar, İnka İmparatorluğu

Ad:  İnka İmparatorluğu2.JPG
Gösterim: 830
Boyut:  34.5 KB

MsXLabs.org & Temel Britannica

İnkalar, And Dağları'nın yüksek kesimle­rindeki vadilerde yaşamış ve 12.-16. yüzyıllar­da büyük bir imparatorluk kurmuş olan Gü­ney Amerika Yerli halkıdır. 16. yüzyıldaki İspanyol istilasından önce, ortalama 5-10 mil­yon nüfuslu ve çok iyi örgütlü bu imparator­luk, 14. ve 15. yüzyıllarda güçlenerek, toprak­larını bugünkü Bolivya, Peru, Ekvador ile Arjantin ve Şili'nin bazı bölümlerini içine alacak kadar genişletti.

İnkalar'dan önce Güney Amerika'da başka uygarlıklar vardı. Bunlar Bolivya'nın yüksek dağlık bölgelerinde, Titicaca Gölü yakınında yaşayan Tiahuanacolar, And Dağları'nın Ekvador'dan Bolivya'ya kadar uzanan yüksek yaylalarında yaşayan Keçuvalar, Peru'nun kuzeyindeki dağlarda yaşayan Çavinler, Peru' nun güney kıyısındaki Nazkalar ve kuzeyde kıyıda yaşayan Çimular'dır. Bu eski uygarlık­ların doğuşu yaklaşık İÖ 200 tarihlerine kadar uzanır. Bu insanların nereden geldikleri bilin­memektedir, ama ağır kayaları biçimlendir­medeki becerileri ve yapı tekniklerindeki us­talıkları düşünülürse, ne kadar yetenekli ol­dukları anlaşılır. Tiahuanaco'da, birbirine ke­netlenecek biçimde dikkatle oyulmuş dev bloklardan yapılma büyük taş yapılar vardır. Çimu ve Nazka halkının ise yapı ve piramitle­rinde kayadan çok kerpici yeğledikleri görülmektedir.

Varlığı Roma İmparatorluğu'yla aynı döne­me rastlayan bu eski uygarlıklar Roma İmpa­ratorluğu gibi İS 200-400 yılları arasında çökmeye başladı ve İS 800'de çoğunun yerin­de yalnızca yıkıntılar kaldı. Bundan ortalama 300 yıl sonra, İnka halkı Peru'nun ortaların­daki Cuzco vadisinden indi ve kendilerinden önce başka halkların yaşamış olduğu bu böl­geye yerleşti. İnkalar dağlardan kıyılara doğ­ru yayıldılar. 15. yüzyılda çevrelerindeki güç­lü kabilelere boyun eğdirdiler. Ele geçirdikle­ri topraklarda yaşayan insanların bir bölümü­nü başka bölgelere sürerek başkaldırmaları­nın önüne geçerken, bir bölümünü de tarım ve bayındırlık işlerinde zorla çalıştırdılar. Cuzco vadisinde yer alan ve İnka İmparatorluğu'nun başkenti olan Cuzco "Güneşin Kutsal Kenti" olarak bilinirdi. İmparatora tanrı gözüyle bakılır ve Güneş'in soyundan gel­diğine inanılırdı. İmparatorun, yaşam ve ölüm konusunda tartışılmaz bir otoritesi vardı.

İnkalar'da 10 ailelik gruplar kendilerine bir önder seçer, önderler bir şefe karşı sorumlu olurdu. Her şefin buyruğunda beş önder vardı ve bu düzen, hepsinin önderi ve yöneticisi olan imparatora kadar uzanırdı. Halk belirli bir yaşama ve çalışma düzenine uymak zorundaydı. Her şey devletindi. Ço­cuklar ve yaşlılar dışında herkesten çalışması beklenirdi. Tembellik ve insan onuruna aykırı davranışlar ağır biçimde cezalandırılırdı. Halk yoksul değildi; ama malı mülkü de yoktu, özgürlükleriyse sınırlıydı. Ürettiklerinin belir­li bir oranını imparatora ve rahiplere vermek zorundaydı.

İnkalar, çatıları tahta kirişler üzerine sa­man örtülü, altın süslemeli büyük taş kaleler ve tapınaklar yaptılar. Cuzco Kalesi'nin du­varları tonlarca ağırlıkta taşlardan yapılmıştı ve yüksekliği 6 metreyi buluyordu. İspanyol­lar Cuzco'daki büyük Güneş tapınağını bastık­larında olağanüstü güzellikte altın ve değerli taşlarla süslü eşyaların yanı sıra üzerinde Güneş tanrısının resmi olan kocaman bir altın tabak buldular. Ay tapınağında ise her şey som gümüştendi. Başkentte yapılan büyük şenliklerde yağmur tanrısına lamalar ve insan­lar kurban edilirdi. İnkalar'ın evleri kendilerinden önceki uy­garlıklara oranla daha küçüktü. Köylülerin evleri kerpiçten ve saman damlıydı. Eski Mısırlılar gibi İnkalar da ölülerini mumyalar ya da başka yöntemlerle korurlardı.

İnka İmparatorluğu'nun kıyı halkı bakırı döverek kaplar yapar ya da eritilmiş metali, kalıplara dökerek biçimlendirirdi. Kıyının ku­zey kesiminde yaşayan halk, değişik anlatımlı yüzleri olan insan başı biçiminde çanak çöm­lek yapıyordu. İnkalar basit tezgâhlarda çok güzel duvar halıları ve yaygılar da dokurlardı. Pamuklu dokumaları o kadar inceydi ki, İspanyollar bunları ipek sanmıştı. Kemik ve bambudan flüt, toprak ve deniz kabukların­dan borazan, bakır ve tunçtan çanlar yaptılar.

İnkalar düzgün ve geniş yollarını taşlarla döşediler. Kayaları oyarak kısa tüneller, tah­tadan köprüler yaptılar. Gelişkin bir haber­leşme sistemleri vardı. Belli aralıklarla kurulu posta istasyonlarına ulaklar haber taşırdı. Yollarda ayrıca dinlenme evleri de yapılmıştı. Tekerlek bilinmediğinden yükleri lama sürü­leri taşırdı. Taş yontuculuğundaki üstün becerilerine karşın İnkalar'ın, Mayalar gibi gelişkin araç gereçleri yoktu. Ne bir yazı sistemleri, ne de paralan vardı. İplere düğüm atarak hesap yaparlardı.

Dünyada ilk patates üreticileri İnka çiftçile­ridir. Öbür ürünleri mısır, tatlı patates ve manyoktu. Domuz, ördek, köpek ve lama yetiştirirler, lama tüyünden dokumalar yapar­lardı.16. yüzyılda iki kardeş arasında çıkan taht kavgası imparatorluğu zayıflattı. Tahtın vârisi Huascar'ı üvey kardeşi Atahualpa hapse attır­dı. Francisco Pizarro yönetimindeki İspanyol­lar altın aramak için Peru'ya ayak bastıkların­da tahtta Atahualpa vardı.

İspanyol komutan Francisco Pizarro, Atahualpa'yı tuzağa düşürerek tutsak aldı. Ata­hualpa hapisteyken Huascar'ın öldürülmesi için emir verdi. Emir yerine getirildi; ne var ki, bunu gerekçe gösteren Pizarro, Atahualpa'yı idam ettirdi. Başsız kalan ülkeye İspanyollar egemen oldular ve İnka İmparatorlu­ğu'nun topraklarının tümünü ele geçirdiler.

Günümüzde yaşayan İnka nüfusu 3 milyon­dan daha azdır. Bugün And Dağlan'nın Keçuva dili konuşan köylüleri İnkalar'ın soyundan gelir. Bunlar Peru nüfusunun orta­lama yüzde 45'ini oluştururlar.
Son düzenleyen Baturalp; 30 Aralık 2016 23:02 Sebep: başlık düzenlendi resim yüklendi
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!