İnkalar, İnka İmparatorluğu
MsXLabs.org & Temel Britannica
İnkalar, And Dağları'nın yüksek kesimlerindeki vadilerde yaşamış ve 12.-16. yüzyıllarda büyük bir imparatorluk kurmuş olan Güney Amerika Yerli halkıdır. 16. yüzyıldaki İspanyol istilasından önce, ortalama 5-10 milyon nüfuslu ve çok iyi örgütlü bu imparatorluk, 14. ve 15. yüzyıllarda güçlenerek, topraklarını bugünkü Bolivya, Peru, Ekvador ile Arjantin ve Şili'nin bazı bölümlerini içine alacak kadar genişletti.
İnkalar'dan önce Güney Amerika'da başka uygarlıklar vardı. Bunlar Bolivya'nın yüksek dağlık bölgelerinde, Titicaca Gölü yakınında yaşayan Tiahuanacolar, And Dağları'nın Ekvador'dan Bolivya'ya kadar uzanan yüksek yaylalarında yaşayan Keçuvalar, Peru'nun kuzeyindeki dağlarda yaşayan Çavinler, Peru' nun güney kıyısındaki Nazkalar ve kuzeyde kıyıda yaşayan Çimular'dır. Bu eski uygarlıkların doğuşu yaklaşık İÖ 200 tarihlerine kadar uzanır. Bu insanların nereden geldikleri bilinmemektedir, ama ağır kayaları biçimlendirmedeki becerileri ve yapı tekniklerindeki ustalıkları düşünülürse, ne kadar yetenekli oldukları anlaşılır. Tiahuanaco'da, birbirine kenetlenecek biçimde dikkatle oyulmuş dev bloklardan yapılma büyük taş yapılar vardır. Çimu ve Nazka halkının ise yapı ve piramitlerinde kayadan çok kerpici yeğledikleri görülmektedir.
Varlığı Roma İmparatorluğu'yla aynı döneme rastlayan bu eski uygarlıklar Roma İmparatorluğu gibi İS 200-400 yılları arasında çökmeye başladı ve İS 800'de çoğunun yerinde yalnızca yıkıntılar kaldı. Bundan ortalama 300 yıl sonra, İnka halkı Peru'nun ortalarındaki Cuzco vadisinden indi ve kendilerinden önce başka halkların yaşamış olduğu bu bölgeye yerleşti. İnkalar dağlardan kıyılara doğru yayıldılar. 15. yüzyılda çevrelerindeki güçlü kabilelere boyun eğdirdiler. Ele geçirdikleri topraklarda yaşayan insanların bir bölümünü başka bölgelere sürerek başkaldırmalarının önüne geçerken, bir bölümünü de tarım ve bayındırlık işlerinde zorla çalıştırdılar. Cuzco vadisinde yer alan ve İnka İmparatorluğu'nun başkenti olan Cuzco "Güneşin Kutsal Kenti" olarak bilinirdi. İmparatora tanrı gözüyle bakılır ve Güneş'in soyundan geldiğine inanılırdı. İmparatorun, yaşam ve ölüm konusunda tartışılmaz bir otoritesi vardı.
İnkalar'da 10 ailelik gruplar kendilerine bir önder seçer, önderler bir şefe karşı sorumlu olurdu. Her şefin buyruğunda beş önder vardı ve bu düzen, hepsinin önderi ve yöneticisi olan imparatora kadar uzanırdı. Halk belirli bir yaşama ve çalışma düzenine uymak zorundaydı. Her şey devletindi. Çocuklar ve yaşlılar dışında herkesten çalışması beklenirdi. Tembellik ve insan onuruna aykırı davranışlar ağır biçimde cezalandırılırdı. Halk yoksul değildi; ama malı mülkü de yoktu, özgürlükleriyse sınırlıydı. Ürettiklerinin belirli bir oranını imparatora ve rahiplere vermek zorundaydı.
İnkalar, çatıları tahta kirişler üzerine saman örtülü, altın süslemeli büyük taş kaleler ve tapınaklar yaptılar. Cuzco Kalesi'nin duvarları tonlarca ağırlıkta taşlardan yapılmıştı ve yüksekliği 6 metreyi buluyordu. İspanyollar Cuzco'daki büyük Güneş tapınağını bastıklarında olağanüstü güzellikte altın ve değerli taşlarla süslü eşyaların yanı sıra üzerinde Güneş tanrısının resmi olan kocaman bir altın tabak buldular. Ay tapınağında ise her şey som gümüştendi. Başkentte yapılan büyük şenliklerde yağmur tanrısına lamalar ve insanlar kurban edilirdi. İnkalar'ın evleri kendilerinden önceki uygarlıklara oranla daha küçüktü. Köylülerin evleri kerpiçten ve saman damlıydı. Eski Mısırlılar gibi İnkalar da ölülerini mumyalar ya da başka yöntemlerle korurlardı.
İnka İmparatorluğu'nun kıyı halkı bakırı döverek kaplar yapar ya da eritilmiş metali, kalıplara dökerek biçimlendirirdi. Kıyının kuzey kesiminde yaşayan halk, değişik anlatımlı yüzleri olan insan başı biçiminde çanak çömlek yapıyordu. İnkalar basit tezgâhlarda çok güzel duvar halıları ve yaygılar da dokurlardı. Pamuklu dokumaları o kadar inceydi ki, İspanyollar bunları ipek sanmıştı. Kemik ve bambudan flüt, toprak ve deniz kabuklarından borazan, bakır ve tunçtan çanlar yaptılar.
İnkalar düzgün ve geniş yollarını taşlarla döşediler. Kayaları oyarak kısa tüneller, tahtadan köprüler yaptılar. Gelişkin bir haberleşme sistemleri vardı. Belli aralıklarla kurulu posta istasyonlarına ulaklar haber taşırdı. Yollarda ayrıca dinlenme evleri de yapılmıştı. Tekerlek bilinmediğinden yükleri lama sürüleri taşırdı. Taş yontuculuğundaki üstün becerilerine karşın İnkalar'ın, Mayalar gibi gelişkin araç gereçleri yoktu. Ne bir yazı sistemleri, ne de paralan vardı. İplere düğüm atarak hesap yaparlardı.
Dünyada ilk patates üreticileri İnka çiftçileridir. Öbür ürünleri mısır, tatlı patates ve manyoktu. Domuz, ördek, köpek ve lama yetiştirirler, lama tüyünden dokumalar yaparlardı.16. yüzyılda iki kardeş arasında çıkan taht kavgası imparatorluğu zayıflattı. Tahtın vârisi Huascar'ı üvey kardeşi Atahualpa hapse attırdı. Francisco Pizarro yönetimindeki İspanyollar altın aramak için Peru'ya ayak bastıklarında tahtta Atahualpa vardı.
İspanyol komutan Francisco Pizarro, Atahualpa'yı tuzağa düşürerek tutsak aldı. Atahualpa hapisteyken Huascar'ın öldürülmesi için emir verdi. Emir yerine getirildi; ne var ki, bunu gerekçe gösteren Pizarro, Atahualpa'yı idam ettirdi. Başsız kalan ülkeye İspanyollar egemen oldular ve İnka İmparatorluğu'nun topraklarının tümünü ele geçirdiler.
Günümüzde yaşayan İnka nüfusu 3 milyondan daha azdır. Bugün And Dağlan'nın Keçuva dili konuşan köylüleri İnkalar'ın soyundan gelir. Bunlar Peru nüfusunun ortalama yüzde 45'ini oluştururlar.