Isadora Duncan, 26 Mayıs 1877'de San Francisco, ABD'de doğdu. 1922 yılında Rus şair Sergey Yesenin ile evlendi. Bu evlilikten olan iki çocuğu Deidre ve Patrick, talihsiz bir kaza sonucu Seine Nehri'ne yuvarlanan arabada boğularak öldü. Ardından kocası intihar etti. 50 yaşında sevgilisi Bugatti'nin üstü açık arabasıyla 14 Eylül 1927 Nice Fransa'da giderken şalı arabanın tekerleğine dolandı ve boynu kırılarak öldü.
Çocukluğumun ve düş dünyamın ilham perisi… Eylül kadar hüzünlü… Hoşçakal dostum, hoşçakal mutluluklar... Sevgili dostum, yüreğimde yaşayacak anın, Sonunda ayrılık yazgısı olsa da insanın... Hoşçakal dediğimiz gibi buluşmak da var. Hoşçakal dostum, el sıkışmadan, suskunlukla Sakın üzülme, nedir bu gözlerindeki hüzün? Şu yaşamda yeni bir şey değil ki ölüm, Ama pek öyle yeni sayılmaz yaşamak da. Segey Yesenin Yurdanur Salman Çevirisi
"Bu, doğaya aykırı bir şey. Kimse parmak ucunda yürüyemez ki..."
"İki insan arasında temel olan içtenliktir, sevgidir. Ve aşk, iki kağıt parçasının altına atılan iki imzayla ölçülemez. Kim engel olabilir bir kadının çocuğunu evlenmeden tek başına büyütüp yetiştirmesine? Kanunları yapan toplum, erkek toplumudur.Kadınların hiçbir rolü olmamıştır bu düzende..."
"Yepyeni bir evren: Herkesin yapabileceğinin en iyisini yaparak kendini insanlığın hizmetine adadığı bir evren. Ne Avrupa ne Amerika benim yapmak istediğimi anladı. Sahne için genç dansçılar peydahlamak istediğim sanıldı. Oysa, tek kaygım onlara yürümeyi, koşmayı, hareket etmeyi öğretmekti. Ve zamanı gelince onların bunu kendi çocuklarına aktarmalarını, böylelikle de olayın devam etmesini düşledim. Ben dans diyorum buna. Aslında ben onlara salt kendileri olmayı öğretmek istedim. Dünyanın bütün çocuklarına açım. İsterdim ki, dünyanın tüm çocukları devasa bir halka oluştursun ve adımlarından kardeşlik, neşe tohumlan saçılsın."
"Ben elimi Rusya'ya uzattım. Ve sizden de aynı şeyi yapmanızı istiyorum. Rusya'yı sevin, çünkü Rusya, Amerika'nın yoksun olduğu her şeye sahiptir. Tıpkı Rusya'nın yoksunluklarına da Amerika'nın sahip olması gibi."
"Bakınız! İşte güzellik budur. Bu eşarp kızıl. Ben de öyleyim. Bu, yaşamın gücü ve rengidir. Amerikalılar ilkeldir, ama beni alt etmelerine asla izin vermeyeceğim. Gerçek yaşam burada yaşanan değil."
"Çıplaklık gerçek olan, gerçek ise güzelliktir. Bu güzellik de sanattır. Bu yüzden çıplaklık bayağılık değildir. Çıplak beden bu insanları tiksindirirken, tüm hatları ortaya çıkaran giysiyle sarılmış beden onları kendinden geçiriyor, işte bu ikiyüzlülük, gerçeğin önündeki korkudur."
"Beden ruhun ışıltılı bir manifestosudur..."
"Isadora Duncan, hiç kuşkusuz yüzyılımızın en etkileyici kadınlarından biridir. En sürükleyici romanların zenginliğini ve coşkusunu aşan fırtınalı yaşamı, bindiği bir Bugatti'deki o trajedik ölümüyle noktalandığında ardında klasik balenin dar kalıplarını aşıp içinden geldiği gibi dans edilmesini öğütleyen yeni bir dans tarzı bıraktı."
"Evet, ben bir devrimciyim,"diyordu. "Bütün gerçek sanatçılar devrimcidir."