Arama

Mimar Sinan - Tek Mesaj #5

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
28 Ağustos 2009       Mesaj #5
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

Türk Mimarı


(Ağırnas köyü, Kayseri, 1489/1490-İstanbul, 1588).
Türk mimarlık tarihinin en büyük mimarlarından biri olan Mimar Sinan (Koca Sinan'da denir), Yavuz Sultan Selim'in, o zamana kadar yalnızca Rumeli'de yapılan devşirme toplanması işinin Anadolu'da da yapılmasını istemesi üzerine, devşirme olarak Kayseri'den alınıp 1512'de İstanbul'a getirildi ve Yeniçeri Acemioğlanlar ocağına girdi. Köyünde kulübeler, ağırlar, su yolları yaparak deneyim kazanmış olduğundan, Acemioğlanların bir zanaat öğrenme kuralına uyarak, çağın iyi mimarları yanında çalıştı. Çıraklık döneminden sonra Yeniçeri ortalarından birine girdi (1514), Yavuz Sultan Selim'in İran ve 1517'deki Mısır seferine atlı sekban olarak katıldı; böylece İran ve Mısır'daki mimarlık yapılarını inceleme olanağı buldu. Kanuni Sultan Süleyman Döneminde, Belgrad (1521) ve Rodos (1522) seferlerine katılan Sianan, 1526 Mohaç seferinden sonra yayabaşılık rütbesine, daha sonra da ordu zemberekçibaşılığına (cephane sorumlusu) yükseldi. 1534'teki Irakeyn seferinden sonra düzenlenen İran seferi (1535), Van gölü üstünde askeri ulaşımı sağlayacak gemilerin yapımında gösterdiği yararlılık üzerine Haseki rütbesini aldı. Reis-i Mimaman-ı Dergah-ı Ali (Yüksek Dergah Mimarları Başkanı) görevine geldi (1536).
Ad:  Sinan (MİMAR)4.jpg
Gösterim: 1760
Boyut:  51.5 KB

1538'deki Kara Bğdan (Moldavya) seferinde Prut ırmağı üstünde kısa zamanda kurduğu köprü, padişahın beğenisini kazandı. Yeniçeri ordusunda bir savaşeri olarak değil, İshihkam işlerinin yöneticisi ve tasarlayıcısı olarak çalışan Sinan'ın İlk yapıtı olarak, Halep'teki Hüsreviye Camisi (1536-37) kabul edilmektedir. İstanbul'daki ilk yapıtı Haseki külliyesi (1539), mimarbaşı olduktan sonra ilk büyük ve önemli yapıtıysa İstanbul'daki Şehzade Camisi'dir (1543-48). Ancak Mimar Sinan'ın başyapıtı olarak, 1557'de tamamladığı Süleymaniye Camisi kabul edilmektedir. Bu caminin başarısı nedeniyle Mimar Sinan'a "ulu, yüce" anlamındaki "Koca"sanı verilmiştir. Bütün yaşamı boyunca İstanbul, Edirne, Ankara, Kyseri, Erzurum, Manisa, Bolu, Çorum, Lüleburgaz, Kütahya, Gebze, Babaeski, Çorlu, Bolvadin, vb. Anadolu kentleriyle; Halep, Şam, Sofya, Hersek, Budin, Rusçuk gibi Osmanlı topraklarında suyolları, çeşmeler, camiler, külliyeler; medreseLer yaparak ülkeyi bayındır bir duruma getiren Mimar Sinan, Edirne'deki Selimiye Camisi'ni (1569-75) 85 yaşında yaptı. Sultan Murat III döneminde Mekke'nin onarımı için Hicaz'a gönderildi.

Yaratıcı bir dehası olan Mimar Sinan, son yapıtlarından biri olan Kasımpaşa'daki Kaptanıderya Piyale Paşa Camisi'nde (1573) eski ulucamilerin planına dönüş yaparak, kuruluş döneminin özellikleriyle, uzun mimarlık yaşamı boyunca edindiği deneyimlerin birleşimini yapmıştır. Mimar Sinan'ın türbesi, Süleymaniye KÜLLİyesinde Bulunan yalın bir yapıdır.

MİMARLIK ANLAYIŞI


Mimar Sinan, Osmanlı mimarlığında klasik dönem denen dönemin başlıca yaratıcısı, bir başka deyişle, okul kurmuş bir sanatçıdır. Yapıtlarında, güzellik ve işlev kavramlarını birleştirerek, mühendislik tekniğinin yaratıcılığını, sanatçı beğenisiyle birleştirip özgün yapıtlar ortaya koymuştur. Ancak bu yapıtlarda işlevci, estetiğin ardına gizleyen bir sanatçı anlayışı egemendir. Böylece, plastik değerleri ön plana çıkarmış, özellikle; yatığı binalarda genişlik duygusu yaratmak amacıyla kare, altıgen ve sekizgen planlar kullanmıştır. Bu binalardaki birbirleriyle uyumlu olarak kullanılan mimarlık öğeleri, bir görkem duygusu yaratacak biçimde düzenlenmiştir. Kubbeyi taşıyacak payelerin ince görünmesini sağlamak üzere hücre ve panolar kullanmış, sütun başlıklarını mukarnaslarla süslemiştir. Ancak süslemede de işlevin gözardı olmasını engelleyecek bir anlayışı uygulamıştır.

eldeki kaynaklara göre, Mimar Sinan pek azı onarım olmak üzere çok sayıda cami, mescit, medrese; darülkurra, türbe, imaret, darüşşifa, sukemeri, köprü, kervansaray, saray, mahzen, hamam yapmış verimli Bir mimardır.
Kendisinden önceki Ayas, Hayrettin gibi mimarlardan yararlanan Mimar Sinan'ın klasik dönem olarak adlandırılan mimarlık anlayışı Ayas, Şecca, Acem Ali, Küçük Sinan, Davut Ağa, Ahmet Ağa, Kemalettin, Yusuf Mehmet Ağa, Süleyman Ağa, Muslihittin, Hüseyin Çavuş, Hacı Hasan, İbrahim gibi mimarlar tarafından sürdürülmüştür
Son düzenleyen Safi; 16 Temmuz 2016 23:48
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....