"Driyope ve İyole iki kız kardeştir. Driyope evlidir. Birgün ikisi birlikte bir pınar kıyısına giderler. Çiçek açmış bir mersin ağacı Driyope'nin ilgisini çeker, bir dal koparır. Dal koptuğu yerden kanamaya başlar. İstemeden bir Driyad'ı (bitkinin ruhu) öldürmüştür. Dehşet içinde kaçmaya çalışırken ayaklarını kımıldatamadığını fark eder. Ayakları kök olmuş, bedeni ağaçlaşmaya başlamıştır. İyole kardeşini kurtarmaya çalışır, ama yararı olmaz. Tam bu sırada Driyope'nin kocasıyla babası görünür. Kucaklarında da Driyope'nin oğlu yatmaktadır. Onların da elinden bir şey gelmez. Driyope çocuğunu bağrına basıp emzirmeye çalışır, ama göğsü de ağaçlaşmaya başlamıştır. Birlikte ağaç olmak için çocuğunu sımsıkı sarar, boşunadır; yalnızca kendisi ağaçlaşmaktadır. Umutsuzluk içinde bağırır. Hiç günahım yok, cezayı gerektirecek bir şey yapmadım. Yaptımsa yapraklarım dökülsün, çocuğumu sütanneye verin. Oğlumu dallarımın altında emzirsin. Büyüyünce de benim dallarımın gölgesinde oynasın, bana anne diye seslensin. Ama söyleyin ona sakın dal koparmasın hiçbir ağaçtan... der, susar. Her yanı ağaca dönüşmüştür."