Arama

Kadın ve Erkek - Tek Mesaj #118

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Temmuz 2006       Mesaj #118
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
KADIN VE ERKEK SÜNNETİ

Farklılık Efsanesi

Sami A. Aldeeb Abu-Sahlieh.

I. Farklılığın Dinsel Meşrulaştırılması

Dinsel normların erkek sünnetini meşrulaştırdığını düşüncesinin tersine, dinsel normlar, kadın ve erkek sünnetlerini hem meşrulaştırmak, hem de suçlamak için kullanılabilir.
1. Yahudiler Arasındaki Tartışma A) Tevrat Tevrat (Eski Ahit) kadın sünneti için herhangi bir kural bulundurmaz. Öte yandan Tevrat, Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler açısından erkek sünnetinin temelini oluşturur. İki metin bu uygulamayı ilgilendirir :
"İbrahim 99 yaşında iken Tanrı ona gözüktü ve dedi ki, : Ben Ulu Tanrı'yım. Benim önümde yürü, ve masum ol. Seninle ve senden sonraki neslinle, size Tanrı olmak için, senden sonra da geçerli olacak bir anlaşma yapacağız. Sana ve nesline, şu an için yabancı olduğun Kenan ülkesini, daimi malınız olması için vereceğim, ve size Tanrı olacağım. Ve sen de, anlaşmayı uygulayacaksın, neslin de uygulayacak. İçinizdeki her erkek çocuk, sünnet edilecek. Kendi üstderini sünnet edeceksin, ve bu aramızdaki anlaşmanın delili olacak. Nesillerin süresince, her erkek sekiz günlük olduğunda, ki buna evinde doğan köle, ve paranla satın aldıkların da dahildir; sünnet edilecek. Böylece anlaşmamız senin etinde sonsuza kadar yaşayan bir anlaşma olacak. Sünnet olmayan herhangi bir erkek, toplumunuzdan dışlanacak; çünkü o, anlaşmayı bozmuştur."
"Tanrı Musa'ya dedi ki, “İsrail halkına söyle: Bir kadın, erkek çocuk doğurursa, yedi gün boyunca törensel olarak kirli sayılacaktır, tıpkı adet döneminde kirli sayıldığı gibi. Ve sekizinci günde, sünnet derisinin (üstderisinin) eti sünnet edilecek. Onun kanının saflaşması 33 gün sürecek. Bu süre boyunca kutsal olan hiçbir şeye dokunmayacak, mabede gelmeyecek. Eğer kız doğurursa, iki hafta için kirli sayılacak, kan-saflaşması 66 gün sürecek" (Leviticus. 12:1-5)."
Birinci metinde sünnet, Tanrı ile İbrahim arasındaki anlaşmanın bir işaretidir. Bu yüzden İbranicede sünnet, "Berit Milah", yani “kesme anlaşması” olarak adlandırılır. İkinci metin, sünnete çocuk ve annenin temizliği açısından değinir. Diğer pek çok metinde, Tevrat sünnetsizlerle sünnetlileri karşılaştırır. Sünnetsizler, “saf olmayanlardır”. Bu yüzden sünnetli olmayanların dini törenlere katılması yasaklanmıştır. (Exodus 12:48) Mabede girmeleri yasaklanmıştır (Ezekiel 44:9) hatta Kudüs'e girmeleri bile yasaktır. (Isaiah 52:1). Tevrat bazen fiziksel sünnet ile “kalbin ruhsal sünneti” (Jeremiah 4:4) ve kulakların sünneti (Jeremiah 6:10) arasında ayrım yapmıştır.
B) Şu Anki Tartışma
Yahudiler kadınları sünnet etmişlerdir. Etiyopyalı Yahudiler (Falacalar) buna devam da etmektedirler. Ama bizim bilgimize göre, Yahudiler arasında bu uygulama hakkında dini bir tartışma yoktur. Öte yandan şun tanıklık ediyoruz ki, Yahudi asıllı pek çok insan kadın sünnetine karşı mücadele ederken, erkek sünneti konusunda aynısını yapmaktan çekinmektedir. “Terre des Hommes” ve “Sentinelles” örgütlerinin kurucusu Edmond Kaiser'in durumudur bu. Yani birisi Afrikalılara ahlak vaazi verirken, Amerikalılara ve Yahudilere bir şey diyemez. Bu ikiyüzlülük, korkaklık ve kültürel emperyalizmdir.
Erkek sünneti; “dişe diş, göze göz” kanunu (Deuteronomy 19:21), zina edenlerin taşlanması (Deuteronomy 22:23), vs gibi diğer Tevrat uygulamalarını terketikleri halde, halen çok sayıda Yahudi tarafından uygulanmaya devam eder. Ne var ki çok eski zamanlardan beridir bazıları buna karşı çıkmıştır. Bazıları uygulamayı terk etmiş, hatta bazıları üstderilerini (sünnet derilerini) yeniden yapmışlardır. (I Maccabees 1:15; see also I Corinthians 7: 18): Tanrı'nın Yakub'un oğlu Esau'yu reddetmesi içi bir neden.
Yahudi dini otoriteleri sünnet olmayanlara karşı pek de anlayışlı değildiler. Elijah, uygulamayı terk edenlerden acıyla bahseder. (I Kings 19:10) Maccabes kitabı, Yahudi bağnazların, Israil topraklarında buldukları her sağlam çocuğu sünnet etmek için dolaştıklarından bahseder. (I Maccabees 2:45-46). Cohen'in yazdıklarına göre, sünnetin kaldırılmasını önlemek için hayatlarını verenler Yahudilerin gözünde bugün hala kahramandırlar.
Modern zamanlarda, erkek sünneti karşısındaki tartışma, dinsel topluluklara bağlılık yerine milliyete bağlılığı getirmeye çalışan Fransız Devrimi (1789) sırasında ortaya çıktı. 1842'de Frankfurt'ta bir grup Yahudi, sünnetin kaldırılmasını ve yerine kızlar ve erkekler için kan içermeyen eşitlikçi bir törenin getirilmesini protesto ettiler. 1866'da, 66 Viyanalı Yahudi doktor sünnet uygulamasına karşı bir dilekçe yazdılar. 1871'de, Augsburg'da rabbiler, Yahudi bir anneden doğan bir çocuğun, sünnet olmasa bile Yahudi sayılmasına karar verdiler. Herzl'in (İsrail'in kurucusu) oğlunun da doğduktan sonra sünnet olmadığı, ve ergenlik çağına kadar öyle kaldığı, ancak daha sonra Herzl'in havarilerinin ısrarı üzerine bıçak altına yattığı da dikkati çeken bir ayrıntıdır.
Bu tartışma ABD'ne Yahudi göçmenlerle taşındı. Reformist rabbiler, Yahudi dinini seçenlere sünnet şartı getirmeme kararı aldılar. Fakat Amerikan hastanelerinde doğumların artması ve sünnetin genelleştririlmesi ile yeni doğanların, doğumun üçüncü gününde Yahudi inançlarına uygun olmayan bir şekilde sünnet edilmeleri durumu ortaya çıktı. Bu durumu rabbiler, bazı Yahudi doktorları eğitmekle düzeltmeye çalıştılar. Ve dini evlilik törenlerinin kabul edilmesi ile birlikte, kaybettikleri zemini, sünnetli olmayanları evlendirmemekle yeniden kazanmaya çalıştılar. 2. Dünya Savaşının olayları sünnet uygulamasını güçlendirdi. 1979'da, Amerikan Rabbi Kongresi, sünnetin mecburi olduğuna ve dini kurallar ile yapılmak zorunda olduğuna karar verdi.
Şu anda ilerici Amerikan Yahudi çevrelerinde sünnet aleyhindeki tartışma, uygulamanın tıbbi yararları üzerinde, yeniden alevlenmiştir. Tıbbi çevrelerde sünnete karşı artan düşmanlık ve ülke çapında azalan sünnet oranları nedeniyle, Yahudiler tekrar yalnız başlarına karar vermek durumunda kalacaklardır. Yahudiler artık dini duygularının azalmasından dolayı dini sünneti seçmiyorlar, hastane sünnetini de geri çeviriyorlar. Bu durumla karşılaşan bazı Yahudi yazarlar, sünnet uygulamasının yumuşatılmasını istemektedirler, törenin sünnetten önce gelmesi, kızların da benzer bir törene katılmaları, hatta sünnet olmaları gibi. Ama bazıları, sakatlama olayının toptan kaldırılması ve kızlar ve erkekler için eşitlikçi bir törenle yetinilmesi gerektiğini savunuyorlar. Üstderiyi (sünnet derisi) kesmek yerine, bazıları sembolik olarak bir havuç kesmeyi öneriyorlar. Son olarak da bazıları, hem töreni, hem sakatlamayı reddediyorlar
Tartışma, bazı insan hakları savunucuları 1997 yılında "cinsel yaralama" olayı ile mücadele için bir dernek kurunca İsrail'e taşınır. Pek çok anababa, ailelerinin itirazına rağmen, çocukların istismarı ve kötü muameleyi yasaklayan Israil kanunlarını göstererek çocuklarını sünnet etmezler. Şarkıcı ve edebiyat eleştirmeni Menachem Ben, oğlunu kendi usülüne göre sünnet ettiğini açıklar: İncil'de bahsedildiği gibi "kalbin temizliği" şeklinde. Sünnetin yararlarından bahsedenlere karşı, sünnet sonucu oluşan enfeksiyonlardan ölenlerin, koruduğunu söylediği enfeksiyonlardan ölenlerden çok daha fazla olduğu ve penisi temiz tutmak için yıkamanın yeterli olduğunu söylerler. İbn Meymun (Maimonides)'den alıntı yaparak, sünnetin cinsel zevki azalttığını eklediler. Bu tavrı eleştiren baş rabbi Eliahu Bakshi Doron ise insanların kendilerinden nefret ettikleri için böyle düşündüklerini iddia eder. Ona göre "Yahudi olan herşeyin kötü olduğu inancı, Brith Milah'a da" sıçramıştır, "bu en önemli Yahudi işaretine, karşısında hiçbir şey söylenemeyecek zararsız basit prosedüre de sıçradı". Sünnetle oluşan zararlar hakkındaki iddialar bile, Rabbinin fikrinde, bu eski gelenek hakkındaki şüpheleri doğrulamazdı. “Kim ilkel, antik, ve acı verici bir şey ile uğraştığımız kararını verebilir. Yahudiler yıllarca böyle yaşadılar. Sünnet cinsel zevke zarar veriyor olsa bile bu bir trajedi değildir”