Neyi Savunayım.. Ne için!!

"Güzel ülkemin güzel insanları" diyemi başlasam... Yoksa Ülkemde yaşan varlıklarmı desem..

Kayıtsısız, duyarsısız. Öyle bir hal almışız ki canımız yanmadığı sürece sesimiz çıkmaz olmuş. Diğer tarafta kıyamet kopmuş kime ne!

Güzel olan olgular kıymetini ve önemini yitirmiş yada yitirmek üzere. Kalan 3 -5 kişi ise sesini duyaramaz durumda. Neden böyle mi olduk? Basit bir cevap teknoloji.. Bana diyebilirsiniz şu an o teknolojinin nimetini kullanıyorsun. Evet kullanıyorum ben arabada kullanıyorum allaha şükür kaza yapmıyorum.

Toplumumuzun en önemli direği dayanışmadır. Yılları bırakın asırlardır kanımızda taşıdığımız bir virüstür bu. Öyle bir virüstür ki bir bakarsınız kayıp oldu denilir ama bir olayda birden parlar aktif olur..

Teknoloji dedim nedenini de açıklamak bana düşer:

Bakın teknoloji ne demektir toplumumuzda. Televizyon radyo iletişim(İnternet) başta sayılır. Bu saydıklarımız nasıl kullanılıyor bunu sorguluyabiliyormusunuz? Ben biraz deşiyim siz karar verirsiniz.

Televizyon dünün en önemli iletişim kaynaklarından biridir. Aslında hala aynı. Geri kalmış toplum dedikleri bölgelere günün nimetlerini taşır haber flimler diziler.. Varoşlardakiler gıpta ile izler ve kendilerine bu dizilerde yer ararlar hep şatafatlı yaşamlarda.. Eski tabirle eğitime katkıda bulunurdu televizyon şimdi? Şimdi ise köhneleşmiş kokuşmuşluğu empoze etmekten öte hiçbir işe yaramıyan reyting ve gündem oluşturma çabasında olan parasına para katıp artıracak her yola eywallah diyen kartel patronlarının elinde..

İnsanlara ne verirseniz onu alırsınız. Doğrudur. Televizyon bir pazarlama aracıdır artık günümüzde. Hayra yarar sağlayacak oluşum güzellikleri yansıtmak yerine adına dizi denen zamanında usta yazarlarımızın kitaplarınının konularını çarpıtarak çarpık ilişkileri topluma empoze eder bir araç olmuştur. Ben bu toplumun bir zamanlar bir eski şarkıcının televizyonda iç çamaşırı gözüktü diye kıyametleri kopardığı günleri bilirim. O zaman aklı başında olan insanlar tarafından yönetilen iletişim araçları böyle bir hatayı atladıkları başları yanardı. Şimdi ..

Kanıksadık her şeyi o bunun karısıyla, karısı onun arkadaşıyla, oğlu bilmem kimle... al takke ver kulah. Ve işin en ilginç durumu bu dizilerin reyting yapmasında katkıları göz ardı edilmeyecek annelerimiz buyuklerimiz "aman kaçırmıyalım bu haftayı" mantığıyla bu diziler başladığında televizyonun karşısındalar.. Topluma aşılanan bu yozlaşma her alanda öyle sistamatik ilerliyorki her şeyi kanıksar hale geliyoruz. Bunlar basit şeylermiş gibi..

Sonuçta ne oluyor yolda gidene sarkıntılık yapar laf atar gözle yıyen bir topluma merhaba diyoruz. Liseli kızlarımız erkeklere laf atar oluyor. Cinsellik kavramının anlamını bilmeyenler bu işe soyunuyor, sonrası "aman bişi olmuşmudur" telaşı. Ne diyim balık kokmuş bir kere.

Yaradan yokladımı tam yokladığını 17 Ağustosta gösterdi. Toplum olarak bir birimize ne kadar muhtaç olduğumuzu bir birimize ne kadar sıkı sarılmamız gerektiğinin ip uçlarını vermişti oysaki. Ancak teknoloji unutkanlık yapmamızıda sağladı. Saygının olmadığı noktada sevginin olamıyacağı aşikar. Ne zaman toplum biraz silkelenecek olsa gündemi farklı konularla doldurup unuturabiliyor nasılsa.

Bir etrafınıza bakın bırakın etrafınızı ailenize akrabalarınıza bir göz gezdirin kimin kime güveni kalmışmı bir sentez yapın. Sonra konu komsuya yöneltin sentezi. Yaşla ilintili olucak ancak yaşı olanlar biraz eskiye atsınlar kendilerini . Şimdi baksınlar mahalle yaşantılarına.

Bunlar ufak ufak kurulu düzenin parçaları. Bu parçalar parçalıyor bu güzel vatanımı..