Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
11:14, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Menü
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Salı, 17 Haziran 2025 - 11:14
Arama
MaviKaranlık Forum
Türk Devletleri - Safevî Devleti (Safevîler)
-
Tek Mesaj #3
ThinkerBeLL
VIP
VIP Üye
11 Eylül 2009
Mesaj
#3
VIP
VIP Üye
SAFEVİLER
(1501-1736)
MsXLabs.org & Temel Britannica
Safeviler yaklaşık 400 yıldır parçalanmış durumdaki İran'ı birleştirmiş ve Şiiliği resmi mezhep yapmışlardır. Safevi adı, hanedanın kurucusu Şah İsmail'in atası Şeyh Safiyeddin'den (1252-1334) gelir. Şeyh Safiyeddin'in kurduğu Safeviye tarikatı özellikle Batı İran'da ve Azerbaycan'da yayılmıştı.
İran 14. yüzyıl ortalarında İlhanlılar'ın dağılmasından sonra Celayirliler, Muzafferiler ve Horasan Serbedarileri arasında parçalanmıştı. 14. yüzyıl sonundaki Timur istilası ülkeyi bütünüyle sarsmış, 15. yüzyıl boyunca Batı İran önce Karakoyunlular'ın, sonra Akkoyunlular'ın, Doğu İran ise Timurlular'ın elinde kalmıştı.
Şah İsmail'in (1487-1524) babası Şeyh Haydar Batı İran'daki Akkoyunlu egemenliğine karşı savaşırken ölünce (1488), Safeviye tarikatının ileri gelenleri İsmail'i Geylan'a götürerek orada yetiştirdiler. Safeviye tarikatına bağlı olanlar bir yandan da Azerbaycan, Batı İran ve Doğu Anadolu'da yoğun bir propaganda etkinliğine girişerek binlerce yandaş topladılar ve bunlardan askeri birlikler oluşturdular. 1501'de ortaya çıkan Şah İsmail, Akkoyunlular'dan Tebriz'i alarak kendini Azerbaycan şahı ilan etti. Akkoyunlular'ın iyice zayıfladığını görerek ertesi yıl da İran şahı sanını aldı. 1502-10 arasında İran'ın büyük bölümünü denetimi altına alan Şah İsmail, Musul ve Bağdat'ı da ele geçirdi. 1510'da doğudaki Özbekler'i de kuzeye sürerek sınırlarını daha güvenli kıldı.
Öte yandan Safeviler'in Anadolu'da yıllardan beri sürdürdükleri propaganda etkinliği Osmanlı Devleti'ni tedirgin ediyordu. 1512'de padişah olan Yavuz Sultan Selim bu eylemlere son vermek ve doğu sınırını güvence altına almak amacıyla 1514'te sefere çıktı. İki taraf arasında Çaldıran'da yapılan savaşta Şah İsmail ağır bir yenilgiye uğradı. Yavuz Sultan Selim Safeviler'in başkenti Tebriz'e kadar ilerledi. Safeviler batıdaki topraklarının bir bölümünü Osmanlılar'a bırakmak zorunda kaldılar. Bu topraklar 200 yıldan fazla süren Osmanlı-İran savaşları boyunca sık sık el değiştirdi.
Tebriz'in Osmanlılar'ın eline geçmesi üzerine İsfahan'ı başkent edinen Şah İsmail bundan sonra Gürcistan'a küçük çaplı seferler düzenledi, doğudaki Özbeklerle savaştı. Bir yandan da devlet örgütlenmesini geliştirip güçlendirmeye çalıştı. Şah İsmail'in 1524'te ölmesinden sonra başa geçen oğlu I. Tahmasp döneminde de Safeviler, Osmanlılar ve Özbeklerle savaştılar. Kanuni Sultan Süleyman 1535'te Bağdat'ı Safeviler'den aldı. Irak'ın tümü ve Azerbaycan'ın bir bölümü daha Osmanlılar'ın eline geçti. Ama sınırdaki çatışmalar aralıklarla sürüp gitti. Tahmasp, kendisine başkaldıran kardeşi Elkas Mirza'nın Osmanlı Devleti'ne sığınması üzerine Doğu Anadolu'ya girince Kanuni Sultan Süleyman 1548'de yeniden İran'a sefere çıktı. Tahmasp' m birliklerini yenerek Tebriz'e kadar ilerledi. Elkas Mirza da Osmanlılar'ın desteğiyle Bağdat'tan harekete geçerek Hemedan, Kaşan ve İsfahan'ı yağmaladı. Ama Osmanlı ordusunun geri dönmesinden sonra Tahmasp yeniden Doğu Anadolu'ya saldırarak Ahlat'a kadar ilerledi. Bu gelişme üzerine Kanuni Sultan Süleyman 1553'te üçüncü kez İran'a sefere çıktı. Revan, Nahcivan ve Karabağ'ı ele geçirerek geri döndü. Osmanlılar karşısında birbiri ardınca uğradığı yenilgiler üzerine Tahmasp barış önerisinde bulundu. 1555'te imzalanan Amasya Antlaşması ile Safeviler Azerbaycan ve Irak'taki Osmanlı egemenliğini kabul ettiler. Tahmasp hükümdarlığının sonuna kadar bu antlaşmayı bozmamakla birlikte Avrupa devletleriyle ilişki kurarak onları Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtmaya çalıştı.
Tahmasp'ın ölmesinden (1576) sonra başa geçen hükümdarlar içinde en önemlisi I. Abbas'tır (1588-1629). Orduyu yeniden düzenleyen I. Abbas 1603'ten başlayarak Osmanlılar'ın eline geçen toprakları geri aldığı gibi Bağdat'ı da ele geçirdi. I. Abbas bilim, sanat, mimarlık, bayındırlık alanlarında parlak bir döneme öncülük etti. Özellikle başkent Isfahan bu gelişmelerin merkezi oldu. I. Abbas'tan sonra Safevi egemenliği Afganistan içlerine kadar genişlediyse de yönetim eski gücünü yitirdi. Osmanlılar 1638'de Bağdat'ı geri alınca Osmanlı-İran sınırı yeniden gündeme geldi. 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması ile sınır belirlendi.
Safeviler döneminde orduda ve yönetimde önemli bir güç olarak varlıklarını sürdüren Türkmen aşiretleri hanedanın zayıflamasıyla daha etkili olmaya başladılar. 18. yüzyılın başında bu kez de Afganlılar Safevi yönetiminde söz sahibi oldular. Afganistan valisi ve Kandehar Gılzaîleri'nin önderi Mahmud 1722'de İran'ın büyük bölümünü ele geçirdi. Safevi tahtına da göstermelik bir hükümdar çıkardı. Bu gelişmeler üzerine harekete geçen, Kuzey Horasan'da yerleşmiş bir Türkmen aşireti olan Afşarlar'ın önderi Nadir, Afganlılar'ı İran'dan çıkartmayı başardı. Ama o da Safevi tahtını denetimi altında tuttu. 1736'da da şahlığını ilan ederek Safevi hanedanına son verdi.
Safevi Devleti
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Bu mesajı
1
üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Cevapla
Kapat
Saat: 11:14
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Åu Anda DinlediÄŸiniz Åarkı
WaRrioR
-
10:01
Forum Oyunları
Bu İsmin Sahibi Kim?
Dilhun
-
00:02
Forum Oyunları
Kendinizi Nasıl Hissediyorsunuz?
Dilhun
-
23:46
Forum Oyunları
''Sadece 1 kelimeyle'' Kendinizi Anlatın
wolfmann
-
12:00
Forum Oyunları
Åu Anki Halini Smiley ile Göster
WaRrioR
-
01:37
Forum Oyunları