Arama

Hayata Dair - Tek Mesaj #196

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Temmuz 2006       Mesaj #196
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Harp sirasinda kocam New Mexiko'daki Mojave çölüne gönderilmisti. O, çölde tatbikata katilirken yaninda olabilmek için ben de çölün yolunu tuttum. Kendimi cehennemin kucagina atmistim.

Ortalik yaniyordu. Küçük bir kulübede oturuyordum ve yaninda olmak için tehlikeye atilarak geldigim kocami unutmus, can derdine düsmüstüm.

Etrafimdaki Meksikalilar ve yerliler, tek kelime Ingilizce bilmediginden, kimseyle konusamiyordum. Sicak rüzgar, bir taraftan bedenimi kavuruyor, diger taraftan yedigim yemegi de, agzimi burnumu da kumla dolduruyordu.
Canima yetmisti.

Kagida kaleme sarilip babama bir mektup yazdim.
"Gelin, beni buradan alin" dedim. "Burada yasamaktansa hapishanede yasamayi tercih ederim."

Babami beklerken cevabi geldi. Sadece iki satir yazmisti:
"Iki adam hapishane penceresinden disariya bakti. Biri çamuru gördü, digeri yildizlari."

Bu iki satiri okuyunca utancimdan kipkirmizi kesildim. Ben hep çamuru görmüstüm. Halbuki yildizlar da vardi.

Derhal yerlilerle dost oldum. Kilimlerine, çanak ve çömleklerine olan hayranligimi belirttim. Turistlere para ile vermeye yanasmadiklari kiymetli esyalarindan bana hediyeler verdiler.

Kaktüsleri, yukka ve erguvan agaçlarini inceledim. Kir köpeklerini tanidim. Çöl gurubunu seyrettim. Çöl, yüzlerce yil önce deniz dibi oldugundan kumun içinde deniz hayvanlarinin kabuklarini aradim.

Ne degismisti de, dün nefret ettigim çöle bugün baglanmistim?

Çöl mü degismisti? Hayir. O yine kavuruyordu. Yerliler mi degismisti? Hayir. Onlar, yine Ingilizce bilmiyorlardi...

Sadece ben degismistim.

Pencereden kafami uzatmis ve yildizlari görmüstüm.

Thelma Thompson