Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
4 Ekim 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Türkiye Denizlerinin Fauna ve Florası

Karadeniz

1. Genel Karakteristik Özellikleri
Kuzey sahillerimizi çevreleyen Karadeniz gerek ekolojik gerekse de coğrafik olarak diğer denizlerimizden çok daha farklı özelliklere sahiptir. Ortalama tuzluluk %0,16-18’dir. Karadeniz sahillerin dağlar denize paraleldir; sahiller uzun kumsallara ve kumluk deniz tabanına sahiptir. Karadeniz çukurunun en derin bölgesi olan güney sahilleri de bu bölgededir. Karadeniz’in en derin noktası olan bölgede Sinop yarımadasının 50 deniz mili açığında yer alır ve yaklaşık olarak 2000 metre derinliğe sahiptir. Yüzey ölçümü 460,000
km² olan Karadeniz’in yüzey sularının sıcaklığı yaz aylarında 20-24 ºC'yi bulur. Bu özelliği ile Karadeniz sahillerimiz, Karadeniz’in diğer bölgelerinden de farklılaşmıştır. Örneğin Karadeniz’in kuzey sahilleri (Ukrayna kıyıları) sığ olduğundan güney sahillerine göre (Türkiye kıyıları) daha sıcaktır. Sahillerimizde derinliğin hızlı bir şekilde artması, aynı zamanda su hareketlerinin de şiddetlenmesini sağlamıştır. Bunun aksine Karadeniz’in diğer bölgelerinde su hareketleri Türkiye kıyılarındaki kadar güçlü değildir.
MÖ 6'ıncı bin yıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağı olarak görev yapar. Karadeniz kıyılarımızın uzunluğu 1600 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir. Her ne kadar Karadeniz’in yüzeyinde su hareketleri şiddetli olsa, derinlere indikçe bu durum değişir. Su hareketleri Marmara boğazının kanal derinliği olan 80 metrelere kadar yoğun olan su hareketleri, bu derinliklerden sonra da durağanlaşır. İşte bu özelliği ile Karadeniz, bu bölgeye taşınan her türlü organik ve inorganik maddeyi biriktirir. Avrupa’nın sanayi atıklarını taşıyan Tuna nehri de Karadeniz’in kirliliğini önemli ölçüde artırmaktadır. Karadeniz’in 150-200 metrelerden daha derin bölgesinde sülfür tabakası mevcuttur ve bu bölge de canlılık neredeyse yok denilecek kadar azalır; sadece sülfür bakterileri yaşar.

2. Karadeniz Florası

Flora; belirli bir bölgede yaşayan her türlü bitkiyi ifade eden bir kelimedir. Bu anlamda Karadeniz’in sualtı florası da bu bölgede yayılım göstermiş tek hücreli bitkilerden, gelişmiş çiçekli bitkilere (denizçayıları) kadar her türlü sualtı bitkisini tanımış olur. Karadeniz sahillerimizin tabanı ağırlıklı olarak silt ve çamurdur. Kirliliğin artışı ile birlikte, ışığın ulaşabildiği derinlikte giderek azalmaktadır. Deniz bitkileri ancak ışık olduğu sürece canlılığını korur. İşte bu sebepten Karadeniz’de flora yayılımı neredeyse ilk 10 metre ile sınırlanmış durumdadır. Tatlı su özelliğine sahip bölgede deniz tabanının çamurlu olduğu noktalar deniz çiçekli bitkilerinden (denizçayırı) Zostera marina için ideal ortamı oluşturur (bkz. fotoğraf 1) .
Fotoğraf 1. Zostera marina Sinop Karakum mevkii
Ad:  turkiyedenizleri.jpg
Gösterim: 813
Boyut:  15.9 KB
Deniz çiçekli bitkilerinden Zostera marina, alglerden farklı olarak gelişmiş bitkiler içinde yer alır. Bu tür çiçekli bitkilerdendir ve sualtında hidrogami ile çoğalırlar. Karadaki çiçekli bitkilere benzer şekilde polen ve çiçekler üremeyi gerçekleştirir. Deniz altının bu nadir türleri, Karadeniz’de gün geçtikçe azalmakta, direç, algarna, gırgır ile bilinçsiz avlanmanın ve su kirliliğinin baskısı altında yaşamsal mücadele vermektedir. Deniz çiçekli bitkileri sadece oksijen üretimi ve besin zincirindeki yeri ile değil, aynı zamanda birçok canlılın üreme, gelişme ve sığınması için de vazgeçilmezdir. İşte bu özellikleri ile denizçayırlarının korunması ekolojik denge için çok önemlidir.
Karadeniz bölgesindeki türler soğuk su şartlarına ve düşük tuzluluğa adaptasyon sağlamıştır. Her ne kadar sualtındaki bitkileri de tanımlamakta genellikle “yosun” kelimesi tercih ediliyorsa da, algler, karadaki yosunlardan farklılaşmıştır; bu özellikleri dolayısıyla da sualtındaki çiçeksiz bitkilerin hepsine birden alg denir. Karadeniz’de geniş yayılıma sahip olan alg türlerinden başlıcaları Ulva lactuca, Cystoseria barbata olarak sıralamak mümkündür (bkz. fotoğraf 2; 3).
Fotoğraf 2. Ulva lactuca
Ad:  turkiyedenizleri2.jpg
Gösterim: 794
Boyut:  10.5 KB
Fotoğraf 3. Cystoseria barbata
Ad:  turkiyedenizleri3.jpg
Gösterim: 780
Boyut:  10.1 KB
3. Karadeniz Faunası
Fauna, kelime anlamıyla belirli bir bölgede yaşayan bütün hayvanlar için kullanılan bir tanımdır. Karadeniz faunası da, Karadeniz de yer alan her türlü hayvansal canlı türü ifade eder. Karadeniz canlı türü açısından en fakir, ancak tür sayısı açısından da oldukça zengin denizlerimizden biridir. Karadeniz’deki balık türleri soğuk sularda üremeye ve düşük tuzluluklarda yaşamaya uyum sağlamıştır. Bu bölgede kalkan, hamsi, levrek, palamut, lüfer, barbunya, istavrit, mezgit, kaya levreği (eşkine) ve iskorpit gibi ekonomik balık türleri mevcuttur. Aynı zamanda deniziğnesi, dev yengeç (küflü-pavurya), denizatı, keşiş yengeci, taraklılar, kum midyesi, siyah midye ve deniz salyangozu gibi farklı türlere de rastlamak mümkündür.
Fotoğraf 4. Çarpan ( Scorpaena sp.)
Ad:  turkiyedenizleri4.jpg
Gösterim: 817
Boyut:  16.6 KB
Fotoğraf 5. Dev Yengeç (Eriphia verrucosa)
Ad:  turkiyedenizleri5.jpg
Gösterim: 841
Boyut:  14.4 KB
Fotoğraf 6. Salyangoz ( Rapana bezoar)
Ad:  turkiyedenizleri6.jpg
Gösterim: 789
Boyut:  13.3 KB
Fotoğraf 7. Deniz İğnesi (Syngnathus acus)
Ad:  turkiyedenizleri7.jpg
Gösterim: 825
Boyut:  17.5 KB
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!