Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
8 Ekim 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Sanatçının bir tür sempatiyle nesnenin içine yerleşerek ve bir sezgi çabasıyla algılanan nesnenin niteliği kendi ve modeli arasına koyduğu engeli kırarak yeniden yakalamayı amaçladığı bu eğilimdir. Dışsal algı gibi bu estetik sezginin yalnızca bireysele ulaştığı doğrudur. Ama, fizik biliminin, dışsal algı tarafından belirlenen yönünü sonuna kadar izleyerek tikel olguları genel yasalara kadar götürmesi gibi, sanatla aynı yöne yönelmiş ve konu olarak genelde yaşamı ele alan bir araştırma düşünülebilir. Kuşkusuz bu felsefe hiçbir zaman, bilimin kendi nesnesinden edindiği bilgiyle karşılaştırılabilir bir bilgiyi nesnesinden elde edemez. Zeka, çevresinde içgüdünün, sezgi olarak genişletilmiş ve yetkinleştirilmiş olsa da sadece belirsiz bir bulutsuzluk oluşturduğu, aydınlık bir çekirdek olarak kalır. Ama, saf zekaya ayrılan bilginin eksikliği durumunda, sezgi bize, zekanın verilerinin eksik olduğu şeyleri kavratabilir ve bizim onları tamamlamamız için gerekli aracı sezinlememizi sağlar. Türk Edebiyatı'nda Yunus Emre ve Mevlana bu akıma örnek olarak verilebilir.
Son düzenleyen nötrino; 19 Kasım 2015 11:05 Sebep: Alıntı soru kaldırıldı!
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!