Arama

Okyanus Akıntıları - Tek Mesaj #1

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
11 Ekim 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Okyanus Akıntıları
MsXLabs.org & Temel Britannica

Dünya yüzeyinin yak­laşık yüzde 70'ini kaplayan okyanus suları, yeryüzünde, belirli bir düzende sürekli hare­ket eder. Küçük akıntıları gelgitler yaratır, ama başlıca akıntıların nedeni rüzgârlardır. Rüzgârlar deniz yüzeyinde estik­çe su parçacıklarını da beraberlerinde sürük­ler. Bu nedenle başlıca önemli okyanus akın­tıları yeryüzündeki rüzgârlara bağlıdır.
Okyanus akıntıları dairesel bir yol izler. Bu dairesel hareket bir okyanusun yarısını kapsa­yacak kadar büyüktür. Yüzeyde, okyanus suları ekvatorda Alizeler'e bağlı olarak batı­ya, orta enlemlerde ise batı rüzgârlarının önünde güneydoğu ve kuzeydoğuya doğru sürüklenir. Daha sonra bu sular okyanusların doğu kıyılarını izleyerek ekvatora döner.
Bu akıntılar batıda rüzgârların ve dünya­nın dönüş yönüne bağlı olarak daha dar bir alanı kapsar ve daha hızlı hareket eder. Buralarda hızları günde 160 kilometreye ula­şır. Kıtaların doğu kıyılarında bu biçimde oluşan güçlü akıntılar arasında Atlas Okyanus'undaki Gulf Stream ve Büyük Okyanus'un kuzeyindeki Kuro Şiyo akıntılarını sayabiliriz. Antarktika kıtasını çevreleyen su kütlesindeki sürekli genişlemeden dolayı, burada sık esen rüzgârlar dünyanın çevresinde doğuya doğru yol alan Kutup Çevresi Akıntısı'nı doğurur.

Diplerdeki Akıntılar
Okyanusun derinliklerinde akıntıların hare­ketleri daha değişiktir. Bu farklılığı, Dünya'nın dönüşünden kaynaklanan Coriolis kuvveti ya­ratır. Okyanus akıntısında suyun her katma­nı, bir üsttekine göre, saat yelkovanı yönünde biraz daha fazla kıvrılır. Güney yarıkürede bu hareket tersine olur.
Coriolis kuvveti, dönen bir cisim üzerinde hareket eden bir nesnenin doğrultusundan sapmasına neden olan bir kuvvet olarak tanımlanabilir. Örneğin, kendi çevresinde dö­nen yerküre üzerinde boylamlar boyunca, kuzey-güney doğrultusunda hareket eden bir cisim ilerledikçe kuzey yarıkürede saat yö­nünde, güney yarıkürede ise saatin tersi yönde sapar. Bu kuvveti ilk tanımlayan Fransız Gustave-Gaspard Coriolis olmuştur. Dünyada bu gücün etkisini esen rüzgârların izledikleri yolda, okyanus akıntılarında göz­lemleyebiliriz.
Okyanus akıntılarında bu etki derinlere gittikçe artar. Akıntı 90 metre derinde, yuka­rıda esen rüzgâra tam zıt yönde hareket edebilir. 90 metrenin altında ise rüzgâr etkisi­ni tamamen yitirir.
Büyük deniz dibi akıntılarının birçoğunu da sıcaklık farkları yaratır. Soğuk su sıcak sudan daha ağırdır. Bu nedenle, kutuplardaki soğuk su denizin derinliklerine iner ve alttan ekvato­ra doğru hareket eder. Okyanus dibindeki akıntıların izledikleri yol yüzeydekinden ol­dukça farklıdır.
Deniz akıntılarının bir başka nedeni de tuzluluk farklarıdır. Tuzlulukları farklı iki denizi ya da bir denizle bir okyanusu birbirine bağlayan boğazlarda, suyun yüzeyinde ve dibinde ters yönde hareket eden akıntılar oluşur. Örneğin Marmara Denizi'ni Ege'ye bağlayan Çanakkale Boğazı'nda Marmara' dan gelen daha az tuzlu sular üstten Ege Denizi'ne akarken; Ege'nin daha tuzlu suları alttan Marmara'ya geçer. Akdeniz'i Atlas Okyanusu'na bağlayan Cebelitarık Boğazı'n­da da benzer bir durum vardır. Akdeniz'in tuzlu suları ile okyanusun tuzu az suları Cebelitarık'ta birbirine zıt yönde, üst üste iki akıntı oluşturur.
Karalardan esen sürekli rüzgârlar karadan uzakta bir yüzey akıntısı doğurur. Bu, okya­nusta dipten üste doğru bir hareket yaratır ve çok sayıda balığı besleyebilecek besinler sula­rın yüzeyine çıkar. Peru'da hamsi balıkçılığı buna dayanır.

Okyanus Akıntıları


a. Tropikler Arasındaki Akıntı Sistemleri

Okyanuslarda tropikler arasında bulunan akıntıların teşekkülü ve doğrultuları muson ve alize rüzgarlarına bağlıdır.

1. Hint Okyanusunda Akıntılar

Hint okyanusunda rüzgarların akıntı teşekkülü üzerindeki rolü bariz şekilde görülmektedir. Bu okyanusta akıntıların doğrultuları ve hızları yaz ve kış musonlarına uygun olarak değişir.

Kış Mevsiminde Durum

Bilindiği gibi, kuzey yarımkürenin kış mevsiminde Asya’nın güneyinden ekvatora doğru güneybatı doğrultusunda soğuk ve kuru bir rüzgar (kış musonu) esmektedir. Bu rüzgar ekvatorun kuzeyinde batıya doğru hareket eden büyük bir akıntının teşekkülüne sebebiyet vermiştir. Buna Kuzey Ekvator Akıntısı denir. Bu akıntı Bengal ve Arap körfezlerinin güneyinden geçerek Somali kıyılarına ulaşmakta ve burada güneye yönelmektedir.
Ekvator’ un güneyinde 6. paralel dairesi ile Ekvator arasında batıdan doğuya doğru hareket eden bir karışık akıntı vardır. Bu akıntı kuzey Ekvator akıntısının Afrika kıtasına çarparak dönmesi ile teşekkül etmiştir. Akıntının bulunduğu yerler rüzgarların hızını kaybederek ortadan kalkmış olduğu durgunluk sahasına (doldrum) tekabül etmektedir.
Daha güneyde 15. paralel civarında güneydoğu alizelerinin etkisi altında batıya doğru hareket eden güney ekvator akıntısı vardır. Bu akıntı Madagaskar adasına çarparak biri güneye, diğeri kuzeye giden iki kola ayrılmaktadır. Madagaskar adasının kuzeyinden geçerek Afrika kıyılarına ulaşan akıntı Delgado burnu civarında tekrar ikiye ayrılır. Bunun güneye doğru gideni Mozambik akıntısıdır. Bu akıntı daha sonra Madagaskar’ın güneyini dolaşan akıntı ile birleşerek, Antarktik Okyanusunun soğuk akıntısına karışmak üzere Afrika’nın güneyine yönelir.

Yaz Mevsiminde Durum
Kuzey yarımkürede yaz mevsiminde akıntıların durumu değişmektedir. Bu mevsimde muson rüzgarlarının doğrultu değiştirmesi akıntılar üzerinde hemen etkisini gösterir. Ekvator’dan kuzeye doğru esen yaz musonları, kuzey Ekvator akıntısı ile karşı akıntıyı ortadan kaldırmıştır. Bu mevsimde Ekvator kuzeyinde yalnız batıdan doğuya doğru hareket eden büyük bir akıntı mevcuttur. Buna muson akıntısı denir. Bu akıntı yaz esnasında ortadan kalkmış olan kuzey Ekvator akıntısının aksi doğrultusunda hareket ettiği için Arap ve Bengal körfezleri güneyinden geçtikten sonra Sumatra adası açıklarında güneye dönmekte ve güney güney Ekvator akıntısına karışmaktadır.
Hint Okyanusunun güney kısmındaki akıntılar yaz esnasında da durumlarını muhafaza ederler. Fakat kuzey Ekvator akıntısının bulunmaması sebebiyle, Somali kıyıları boyunca kuzeye doğru giden bir akıntı teşekkül etmiştir. Somali kıyılarından uzaklaşan suların yerine derinden soğuk sular çıkmaktadır.
Hint Okyanusundaki akıntılar sıcak akıntılar kategorisine girer. Buradaki soğuk akıntı Avustralya kıyıları boyunca oğlak dönencesine kadar sokulan batı Avustralya akıntısıdır.

2. Atlantik Okyanusunda Akıntılar
Atlantik ve Pasifik okyanuslarında tropikler arası akıntı sistemlerinin teşekkülünde alize rüzgarları başlıca faktör olarak görünmektedir. Her iki okyanusta da Ekvatorun iki tarafında doğudan batıya doğru hareket eden akıntılar ile bunların arasında aksi doğrultuya yönelmiş olan karşı akıntılar vardır. Mevsimlere göre bazı değişiklikler olmakla beraber, akıntılar bütün sene esas hatlarıyla bu durumlarını muhafaza ederler. Her iki okyanusta da bunlara kuzey Ekvator akıntısı ve güney Ekvator akıntısı denilmektedir. Güney Ekvator akıntıları hemen hemen Ekvator üzerinde bulundukları halde kuzey Ekvator akıntıları 15. paralel civarındadır.
Atlantik Okyanusunda güney Ekvator akıntısı Ekvator’un hemen güneyinde 5. meridyen civarında başlamakta ve gittikçe genişleyerek 2. kuzey, 20. güney paralelleri arasında batıdan doğuya doğru hareket etmektedir. Atlantik Okyanusunun kuvvetli bir akıntısı olan güney Ekvator akıntısı Brezilya’nın doğusundaki geniş çıkıntıya rastlayarak iki kola ayrılır. Brezilya ve Güyan kıyıları boyunca kuzeybatıya doğru giden ve Karaib denizine giren kol daha kuvvetlidir. Karaib akıntısı denilen bu akıntı aynı zamanda kuzey Ekvator akıntısı ile de beslenmektedir. Brezilya kıyıları boyunca güneye doğru yönelmiş olan ve Brezilya akıntısı denilen akıntı 35. paralel dairesine kadar sokulduktan sonra doğuya dönerek Afrika’ya yönelmekte ve Benguela soğuk akıntısı ile karşılaşmaktadır. Akıntının güney Amerika kıyılarını takiben daha güneye sokulan bir kısmı da soğuk kutup akıntılarına karışır.
Kuzey Ekvator akıntısı Afrika’nın batısındaki Yeşil Burun adaları civarından başlar. Batıya doğru önemli bir su hareketi teşkil eden akıntının bir kısmı Rüzgar Üstü adaları ile Antillerin diğer adaları arasından geçerek Karaib akıntısına karışır. Buradan Yutacan boğazı yoluyla Meksika Körfezine giren sular Florida boğazı üzerinden Atlantik Okyanusuna boşalarak kuzey Ekvator akıntısının Bahama adaları kuzeyinden gelen koluna karışırlar. İleride görüleceği gibi Florida Yarımadası doğusundan itibaren bir müddet Kuzey Amerika kıyılarını takip eden ve sonra kuzey doğuya yönelerek kıtadan ayrılan bu kuvvetli akıntıya Gulf Stream denilmektedir. Bu akıntının bir kısmı Kanarya Adaları istikametine yönelerek kuzey batı Afrika kıyıları açıklarındaki soğuk Kanarya akıntısı ile karşılaşır. Kanarya akıntısı Afrika kıyıları boyunca derinlik sularının yüzeye çıkması neticesinde teşekkül etmiştir. Kıta yakınında alize rüzgarlarının sebebiyet verdiği hareketlerle uzaklaşan yüzey sularının yerine derinlikten çıkan sular bu kesimde soğuk bir akıntının teşekkülüne imkan vermiştir.
Atlantik Okyanusunda kuzey ve güney Ekvator akıntıları arasında bulunan karşı akıntı Pasifik’teki kadar bariz değildir. Yeşil Burun adalarının güneyinde doğuya doğru giden ve Gine körfezine sokulan bu akıntıya Gine akıntısı denilmektedir.

3. Pasifik Okyanusunda Akıntılar
Pasifik Okyanusundaki kuzey Ekvator akıntısı 9. ve25. kuzey paralel daireleri arasında bulunmaktadır. Pasifik Okyanusunun doğusunda Meksika güneyinden başlayan ve gittikçe kuvvetlenerek batıya doğru hareket eden akıntı Filipin Adaları’na rastlayarak biri güneye, diğeri kuzeydoğuya giden iki kola ayrılır. Kuzeydoğuya yönelmiş akıntı daha kuvvetlidir ve Kuro-Şio akıntısını teşkil etmek üzere Japonya’nın güneyine doğru yönelir. Güneye giden akıntı ise Filipin adalarının güneyinden doğuya dönerek Ekvator karşı akıntısına karışır. Pasifik Okyanusunun karşı akıntısı Filipin adalarının güneydoğusundan Panama ve Kolombiya kıyılarına kadar geniş bir şerit teşkil etmektedir.
Güney Ekvator akıntısı Peru kıyıları açıklarından başlamakta, batıya doğru gittikçe kuvvetlenerek genişliği ve sıcaklığı artırmaktadır. Batı tarafta akıntının etkisi altında kalan kesim 5. kuzey ve 25. güney paralelleri arasında bulunan geniş bir sahaya tekabül eder. Akıntının bir kısmı Samoa adaları civarında yön değiştirerek Fiji ev Yeni Kaledonya adalarının güneyini takiben Avustralya kıyılarına geçer. Buna Doğu Avustralya akıntısı denilmektedir. Bu akıntı Avustralya’nın güneydoğusunda doğuya dönerek, bir taraftan Yeni Zelanda ile kıta arasında küçük bir devri sistem meydana getirir, bir taraftan da Yeni Zelanda doğusunda Amerika kıyılarına doğru ilerleyerek soğuk akıntılara karışır. Gerçekten, batı rüzgarlarının Şili kıyılarına kadar sürüklediği akıntı, burada kuzeye doğru hareket eden Peru akıntısına karışmaktadır. Şili, Peru ve Ekvator kıyılarını takiben kuzeye giden Peru akıntısı diverjans hareketlerinin mevcudiyeti ve soğuk güney sularının karışması dolayısıyla soğuk bir akıntıdır.

b. Kıyılarda Oluşan Dalga Akıntıları
Kıyılarda kırılan dalgalar kıyı boyunca ilerleyen akıntıların teşekkülüne sebebiyet vermektedir. Kıyıya verev olarak gelen ve kırılan dalgalar plaj üzerinde kırılmanın neticesi olan bir ilerleme yapmakta ve geriye dönerek plajın eğimi boyunca hareket etmekte, denize karışmaktadır. Bu tarzdaki kırılma ve geri çekilmeler plaj boyunca bir akıntı meydana getirir. Dalgalar kıyıya ne kadar verev gelirse ve plaj ne kadar eğimli olursa akıntılar da o kadar süratli olmaktadır. Akıntının hareket doğrultusu da dalgaların kıyıya yaklaşma ve kırılma durumuna bağlıdır. Mesela kıyıya kuzeydoğu doğrultusundan verev olarak gelen dalgalar batıya doğru hareket eden akıntıların teşekkülüne sebebiyet verir.
Dalgalar kıyıya karşı geldikleri takdirde dip taraftan açığa doğru su hareketleri olmaktadır. Daha ziyade büyük dalgaların görüldüğü zamanlarda plajlara cepheden yaklaşarak kırılan dalgalar geriye doğru su hareketleri meydana getirmekte ve plaj materyalinin bir kısmını da açıklara sürükleyerek plaj zayıflamalarına sebebiyet vermektedir.

c. Okyanusların Yüzeyinde Sıcaklık Dağılışı
Yüzeydeki sıcaklık ekseriya üst kısmından tahta bir kova ile su alıp, bunun sıcaklığını adi termometre yardımıyla tespit etmek suretiyle bulunmaktadır. Fakat bunun yanında özel termometreler ve kaydedici termometreler den de geniş ölçüde faydalanır.
Genel olarak denizlerin yüzeyinde sıcaklık ekvatordan kutuplara gidildikçe azalır. Bu özellik Dünyanın yuvarlaklığı, dünya ekseninin eğik duruşu vb. gibi platener sebeplerden ileri gelmiştir.
Krummel’in tespit ettiğine göre, Ekvator ile kutuplar arasında deniz suyunun ortalama sıcaklık değerleri şöyledir:
ENLEM/ KUZEY YARIMKÜRE/ GÜNEY YARIMKÜRE
90.........1,7...............................1,7
80.........1,7...............................1,7
70.........0,7..............................1,3
60.........4,8................................0
50.........7,9...............................6,4
40.........14,1..............................13,3
30.........21,3..............................19,5
20.........25,4..............................24
10.........27,2..............................25,8
0...........27,1..............................27,1

Bu cetvelde Ekvator’dan kutuplara doğru sıcaklık azalışı açıkça belli olmakta, aynı zamanda güney yarıkürede sıcaklığın daha düşük olduğu da görülmektedir. Bu durum güneydeki denizlerin kutup bölgesine geniş ölçüde açık olmalarından ileri gelmiştir.

1. Atlantik Okyanusunda Sıcaklık Dağılışı
Atlantik Okyanusunda Ekvator’dan kutuplara doğru sıcaklık azalması, kutalama izotermler bunu açık şekilde göstermektedir.

1.1. Atlantik Okyanusunda Ortalama Yıllık İzotermler
Kuzey yarımkürede 45. paralel dairesinin ötesinde izotermlerin gidişi, okyanusun doğu kısmının batıya nazaran daha sıcak olduğunu gösterir. Gerçekten, izotermler Ekvator’un hemen kuzeyinde güneydoğu kuzeybatı doğrultusunda iken 45. paralelden ötede izotermlerin gidişi oldukça muntazamdır ve bu durumları ile kuzeydekinden epeyce farklı bir sıcaklık dağılışını gösterirler. Burada Arjantin kıyıları açıklarındaki sıcaklık düşüklüğü dikkati çekmektedir.
Atlantik Okyanusunda bu tarzda sıcaklık dağılışında, deniz akıntıları ile dipten yüzeye çıkan sular başlıca etkiyi yapmaktadır. Afrika kıyılarında Fas’tan Morentanya’ya kadar ve Angola’da Kap’a kadar olan kesimlerde denizin yüzeyinde sıcaklık aynı paralel dairesi arasında bulunan batı taraftaki sulara nazara düşüktür. Bunun sebebi bu kıyılarda soğuk yerlerin sularını getiren akıntılar da burada sıcaklığın düşmesine yardım etmektedir.
Diğer taraftan, 50. paralel kuzeyinde Batı Avrupa açıklarında deniz sıcaklığının 70. paralele kadar 5
°C'nin altına düşmemesi, hareket yeri Ekvator olan Gulf-Stream sıcak su akıntısından ileri gelmektedir. Buna karşılık Labrador kıyıları boyunca güneye doğru ilerleyen ve Kuzey Kutup bölgesinin soğuk sularını New York açıklarına kadar getiren soğuk akıntı, sıcaklığın doğuya nazaran daha düşük olmasına sebebiyet vermiştir. Newfoundland açıklarında bu durum çok bariz olarak görülür. Burada 50. paralel üzerinde denizin yıllık ortalama sıcaklığı 3°C'dir. Halbuki İngiltere’nin hemen güneyinde, aynı paralel üzerinde sıcaklık 12°C'dir.
Kuzey Amerika kıyılarında kara tarafından gelen rüzgarların etkisi ile açığa sürüklenen suların yerine dipten soğuk duvara girildiği zaman denizin sıcaklığı 10 derece kadar azalmaktadır.
Bütün b özellikler yılın her mevsiminde görülür. Fakat yaz esnasında denizler kışa nazaran daha sıcaktırlar. Mesela Ağustos ayında 15
°C izoterm eğrisi İrlanda kıyılarından geçmektedir. Şubat ayında ise Fas kıyılarındadır.
Atlantik Okyanusunun güney yarımkürede kalan kısmında yıllık sıcaklık değişmeleri daha azdır. Bilhassa 40. paralel dairesinin güneyinde Ağustos ve Şubat ayları arasındaki sıcaklık farkları iyice azalmıştır.
Ekvator’un iki tarafında 5. paralel daireleri arasında kalan kesimlerde denizin sıcaklığı bütün yıl boyunca 27
°C civarındadır. Yalnız kıyı yakınlarında yaz ile kış arasında 3°C kadar bir sıcaklık farkı görülür.

1.2. Atlantik Okyanusunda Termik Anomali Sahaları
Okyanusların yüzeyinde sıcaklık dağılışı üzerinde akıntıların ve dip sularının etkilerini daha açık olarak görmek için yüzeye ait anomali değerlerine bakmamız gerekmektedir.
Termik anomali bir paralel dairesinin ortalama sıcaklığını, o paralel üzerinde bulunan bir yerin ortalama sıcaklığı ile karşılaştırarak bulunmaktadır. Böyle bir karşılaştırma o yerde coğrafi enlemin etkisini bertaraf etmek ve sıcaklık üzerinde etkisi olan diğer faktörü bariz olarak belirtmek için yapılmaktadır. Paralel dairesinin ortalama sıcaklığı ile paralel üzerindeki bir yerin ortalama sıcaklığı eşit olduğu takdirde anomali mevcut değildir. Yani kozmik faktörlerin etkisi hakimdir. Fakat gerçek ortalama sıcaklık paralel dairesinin ortalamasından fazla ise pozitif bir anomali mevcuttur. Yani burada, bulunan paralelin gerektirdiğinden daha yüksek bir sıcaklık vardır. Buna karşılık gerçek ortalama paralel dairesinin ortalama sıcaklığından düşük ise negatif anomali vardır. Bu takdirde, bulunan paralelin getirdiği sıcaklıktan daha düşük bir sıcaklık mevcuttur.
Genellikle pozitif anomali sahaları batıda 35. paralel kuzeyinde, doğu da ise 43. paralel güneyinde bulunmaktadır. En önemli anomalilere Kuzey Amerika’da New Fundland açıklarında, Afrika’nın Moritanya ve Altın Sahili açıklarında rastlanır. Bu yüksek anomaliler Labrador ve Kanarya soğuk akıntılarının en fazla etkilediği yerlere tekabül eder.
Pozitif anomali sahaları batıda 35. paralel güneyinde okyanusun batı yarısını, doğuda 43. paralel kuzeyinde okyanusun doğu yarısını kaplamaktadır. Sıcak akıntılarla ilgilidir.
Güney yarıkürede okyanusun doğu yarısı Benguela soğuk akıntı etkisiyle negatif anomali sahasıdır. Okyanusun batı yarısı Brezilya sıcak akıntısı etkisiyle pozitif anomali sahasıdır. Yalnız Arjantin-Uruguay-Brezilya açıklarında soğuk Falkland akıntısının etkisi altında bir negatif anomali sahası teşekkül etmiştir. Kuzeyde olduğu gibi güneyde de negatif anomaliler daha kuvvetlidir. Namib açıklarında –9 gibi önemli bir negatif anomali vardır.

2. Pasifik Okyanusunda Sıcaklık Dağılışı
Yüzeyde sıcaklık dağılışı bakımından Pasifik Okyanusunun Ekvator’un iki tarafında bulunan kısımları arasında Atlantik tekine benzeyen özellikler vardır. Fakat bu okyanusun daha geniş oluşu ve kuzey kutup havzasına pek dar bir boğaz ile bağlı bulunuşu, ayrıca buradaki kenar denizlerin özel durumları her iki okyanus arasında bazı farkların belirmesine imkan hazırlamıştır.
Genel olarak Pasifik Okyanusunun Ekvator kuzeyinde bulunan kısmı güneye nazaran daha sıcaktır. Bunu termik Ekvator’un durumu da açıkça göstermek dedir. Gerçekten, termik Ekvator okyanusun doğu yarısında bütün sene kuzey yarı kürede bulunur. Okyanusun 170. meridyen batısında kalan diğer yarısında termik Ekvator yalnız kış mevsiminde Ekvator’un güneyindedir.
Diğer taraftan yıllık ortalama izotermler, okyanusun kuzey yarı kürede bulunan kısmında 45. paralel dairesi ötesinde doğu tarafların batıya nazaran daha sıcak olduğunu göstermektedir. Bu durum Atlantik'te olduğu gibi, sıcak ve soğuk akıntılarla ilgilidir.

2.1. Pasifik Okyanusunda yıllık ortalama izotermler
Pasifik Okyanusunun büyük bir kısmında yıllık sıcaklık farkı 5* Den azdır. Ekvatorun iki tarafında 20. paralel dairelerine kadar olan geniş bir saha dahilinde yüzey sularındaki yıllık sıcaklık farkı 2
°C'yi bile bulmamaktadır. Fakat kuzey ve batı taraflarında yıllık sıcaklık farkları bunlardan daha fazladır.
Pasifik Okyanusunda yüzey sıcaklığı kış ve yaz esnasında şu tarzda bir dağılış gösterir:
Şubat ayında kuzey yarıkürede 15-45 paralelleri arasındaki kesimde sıcaklık dağılışında büyük bir düzen vardır. Kıyılar yakınındaki sapmalar dışında izoterm eğrileri doğu-batı doğrultusunda uzanırlar. Fakat 45. paralel dairesinin kuzeyinde durum değişir. Bu kısımda okyanusun doğu tarafları batısından daha sıcaktır. Okyanusun doğusunda Alaska körfezi güneyinde Şubat ortalama sıcaklığı 3
°Colduğu halde, batıda Kamçatka açıklarında –1°C'dir.
Ağustos ayında kuzey yarımkürede okyanusun batı kısmında 40. paralel dairesine kadar olan kesimde sıcaklık doğuya nazaran daha fazladır. Fakat 45. paralel kuzeyinde durum bunun aksi olur. Burada okyanusun doğu kısmı batıdan daha sıcaktır. Bu ayda okyanusun kuzeyinde en düşük sıcaklığı temsil eden 10
°C izotermi Aleut adaları dizisini takip ederek uzanmakta ve Kamçatka kıyıları boyunca güneye dönerek 46. paralel dairesine kadar sokulmaktadır.
Güney yarımkürede okyanusun batı yarısı daha sıcaktır. Avustralya kıyıları açıklarında 31. paralel civarında şubat ayında sıcaklık 25+ dir. Halbuki aynı derecedeki sıcaklığa okyanusun doğu tarafında 5. ve 10. paraleller üzerinde rastlanmaktadır. Okyanusun doğu ile batısı arasındaki bu sıcaklık farkları Ağustos ayında da bariz olarak görülür.
Atlantik Okyanusunda olduğu gibi Pasifik Okyanusunda da sıcaklık dağılışı üzerinde akıntıların ve dipten gelen soğuk suların etkisi vardır. Okyanusun batısına, yani Asya, Adalar ve Avustralya kıyılarına doğru ilerleyen bir sıcak akıntı ile kuzey kısımlar da Amerika kıyılarına yönelmiş bir diğer sıcak akıntı mevcuttur. Bu sonucu okyanusun doğu kısmının yüksek dereceli enlemlerde normalinden daha sıcak olmasına imkan vermiştir. Fakat etkisi Gulf-Stream inki kadar kuvvetli değildir. Okyanusun kuzeyinde Bering boğazı yoluyla Japonya ve Kore kıyılarına kadar sokulan soğuk akıntı ise sıcaklık üzerinde negatif etki yaparak suların normalinden daha düşük değerler göstermesine sebebiyet vermiştir.Ayrıca Kaliforniya ve Peru açıklarında soğuk akınılar ile dipten yüzeye çıkan soğuk sular da mevzii olarak önemli sıcaklık düşüklükleri meydana getirmişlerdir.

2.2. Pasifik Okyanusundaki Termik Anomali Sahaları
Peru kıyıları açıklarında –8
°C'lik Kaliforniya açıklarında –6°C'lik negatif anomali sahaları vardır. Bunların mevcudiyeti soğuk suların bulunuşuna bağlıdır. Kamçatka kıyılarındaki –1°C'lik zayıf bir negatif anomali sahası da soğuk akıntılarla ilgilidir. Bunlara karşılık, Alaska açıklarında 11°C'yi bulan pozitif anomali sahası ile güney Japonya açıklarında 5°C'lik pozitif anomali sahası mevcuttur. Bunların teşekkülü sıcak akıntılara bağlı bulunmaktadır.

3. Hint Okyanusunda Sıcaklık Dağılışı
Hint Okyanusu bulunduğu coğrafi mevkiin hazırlanmış olduğu imkanlarla sıcak bir okyanus özelliği kazanmıştır. Okyanusun büyük bir kısmında sıcaklık 27
°C'den aşağı değildir.
Hint Okyanusunda yıllık sıcaklık farkları önemsizdir. 60. paralel doğrultusunda, Ekvator’un iki tarafında oldukça geniş bir saha içinde yıllık sıcaklık farkı 2
°C'den azdır. Bunun dışında kala kısımda da yıllık fark 2°C ila 6°C arasında değişir.
Hint Okyanusunun Ekvator kuzeyinde bulunan kısmı daha sıcaktır. Burada geniş bir saha içinde sıcaklık 28
°C'nin altına düşmez. Ekvator güneyinde okyanusun daha geniş oluşu ve Antarktik Okyanusuna açık bulunuşu sıcaklık şartlarını değiştirmiştir. Bu kısımda sıcaklık Ekvator’dan 30. paralele kadar yavaş bir biçimde azalır ve 28°C'den 20°C'ye düşer. Fakat daha güneyde süratli bir soğuma kendini gösterir. 50. paralel civarında sıcaklık 3,5 derecededir.
Hint Okyanusunda termik Ekvator’un durumu da ayrıca dikkate değer. Şubat ayında termik Ekvator Afrika kıyılarında 10. güney paralel dairesine iyice yaklaşmıştır. Doğu tarafta Sumatra Adası açıklarında termik Ekvator gerçek Ekvator’a intibak ederse de, ada yakınında termik Ekvator’un birdenbire güneydoğusu doğrultusunu aldığı ve 10. paralel dairesinin güneyine geçerek Yeni Gine adasının güneyine kadar uzandığı görülmektedir. Ağustos ayında ise termik Ekvator Malaka yarımadası civarında 10. kuzey paraleline yaklaşmış, batıda Afrika kıyıları arasında Ekvator’un biraz güneyine geçmiştir.
Hint Okyanusu soğuk akıntıların etkisinden uzak olduğu için devamlı negatif anomali sahaları yalnız güneyde Avustralya ile Güney Afrika arasında bulunmaktadır. Okyanusun batı tarafında Somali ve Arabistan arasında Mayıs’tan Eylül’e kadar olan devre zarfında negatif anomali sahaları teşekkül eder. Bu devrede Somali kıyılarından Hindistan’a doğru esen muson rüzgarları suları doğuya sürükleyerek, derinlerden soğuk suların yüzeye çıkmasına sebebiyet vermektedir. Bunun neticesi olarak Somali kıyılarında –5
°C'lik bir negatif anomali sahası meydana gelmiştir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!